Avrupa Birliği mi, Türk Birliği mi
Bu haftaki kitabımız; ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel hayatımızın büyükelçisi Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş hocamıza ait.
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş; devlet ve millet hizmetine başladığı günden bugüne, görev aldığı bütün resmi ve özel kurum ve kuruluşlarda adını tarihe yazdıracak işlere imza atmıştır.
Dünyanın pek çok şehrinde ve ülkemizin çeşitli vilayetlerinde; sayısız konferans, seminer ve tebliğler sunmuş, uluslararası toplantılarda heyetlere başkanlık etmiş, fahri Cumhurbaşkanı gibi çalışarak yurt içinde ve yurt dışında toplulukların karşısına çıkmış, ülkemizi ve insanımızı anlatmıştır.
Yine özellikle Avrupa ve Ortadoğu ülkelerinde Türkiye ve milletimiz hakkında olumsuz düşünceleri, doğru ve anlaşılır şekilde gerekli mecralara izah etmiş ve yine bu hizmetleriyle de adından övgüyle söz ettirmiştir.
“21. Asır Yayınevi’nden” çıkan “Avrupa Birliği mi? Türk Birliği mi?” başlıklı kitabıyla okuyanlarının ve sevenlerinin karşısına çıkan Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş hocamız, geçtiğimiz Perşembe günü kitabında sözünü ettiği mevzuların kısa bir özetini sundu ve basın toplantısına katılanların sorularını cevaplandırdı.
Kitabı elime aldığımda ilk sayfalarda yer alan şiir oldukça tanıdık geldi. Şiirin yazılış ve okunuş tarihi çok eski olmasına rağmen, Başbakan R. Tayyip Erdoğan okuyunca galiba “yeni” sayılarak dört ay ceza almasına sebep olmuştu. Meğer şiirin tarihi bilinenden de çok eskiymiş.
Avrupa Birliği mi? Türk Birliği mi? sorusuna cevap verebilmek için hakikaten bu şiirden de söz etmek lazım gelirdi. Eserde şiir şu cümlelerle yer almış:
“İşte bu inançla yönlerini tekrar batıya çeviren Türkler; önce Alperenler, Kolonizatör Dervişler vasıtasıyla geldikleri Anadolu’ya;
Minareler süngü, Kubbeler miğfer,
Camiler kışlamız, Müminler asker;
Diyerek büyük Türk kumandanı Alparslan’ın arkasında Bizans ordusu başkumandanı Romen Diyojen’in karşısına çıkıp, Avrupa milletleriyle aralarında yüzyıllar boyunca sürecek bir mücadeleyi başlatmış oldular.”
Evet, bu bilgilerden sonra Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş hocamızın kitabı hakkında kendi söylediklerini özetleyerek bilgi aktarmaya çalışayım:
“Elinizdeki kitap, Türkiye’nin gündeminde yarım asrı aşkın bir zamandan beri baş sırada yer almış olan iki milli konumuzu değişik bir açıdan ele almaktadır. Buradaki tahlillerin tek özelliği, şüphesiz ki benim tamamen müstakil olan, hiçbir resmi parti veya zümre görüşünün sözcüsü olmayan hür düşüncelerimdir.
Burada açıklanan kanaatlerim, siyasi hayata giriş tarihim olan 1998 yılından önce nitelik kazanmış fikirlerim ve gözlemlerimdir. Kitaptaki yazılarımın ikinci özelliği hem Kıbrıs hem de Avrupa Birliği meselelerinde her ikisinde de başlangıçtan beri ve pek çok defalar masa başında, ikinci kaynaklardan elde edilen bilgilere dayanarak kaleme alınmış değildir.
Türkiye’nin Avrupa Birliği'ne “tam üye” olma istek ve girişimlerinin haklı ve sağlam sebepleri vardır. Bu kitaptaki yazılarda bunlar açıklanmıştır. Tarihin akışı milletimizi devamlı olarak batı istikametine sevk etmiştir.
Ata vatanımız olan Orta Asya, Türkistan steplerinden zaman zaman ayrılan atalarımız, hep batı yönüne doğru akmışlar, devletlerini Ötügen’den batıya doğru uzanan ve Viyana’ya kadar dayanan havzada kurup yaşatmışlardır. Kendimize güvenerek gerçekçi bir tercih yapmamız, elimizdeki imkânlarımızı harekete geçirmemiz gerekiyor.”
Eser hakkında bilgi için: 21. Asır Yayınevi 0212 501 51 07
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.