Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Türkiye Yeşilay Cemiyeti

Türkiye Yeşilay Cemiyeti

Çocukluk yıllarımda adını ilk duyduğum dernek, Yeşilay Cemiyeti’dir. Ne yapar ne eder bilmezdim ama çevremdeki insanların gidip geldiklerini veya ilgilenilmesi gereken bir yer olarak konuştuklarını duyardım. Demek ki yaklaşık kırk yıl olmuş.
Açıkçası kırk yıl içerisinde Yeşilay Cemiyeti ile bir iki defa temasa geçip; “Yapabileceğim bir şey var mıdır” diye sordum, birkaç yazı yazdım ve daha ötesine gidememiştim. Geçenlerde “Hekimoğlu İsmail Konuşmaları” programım için Mustafa Necati Özfatura’yı programa davet ettiğimde bol bol Yeşilay’ı da konuştuk.
Tabii konuştukça utandım. Esas ilgilenmemiz ve destek vermemiz gereken yerlerin başında Yeşilay Cemiyeti gelmelidir ama gündemimizin hiçbir sıralamasında yer almıyor maalesef. İnsan sağlığına kastedenlerin dışında herkes Yeşilay Cemiyeti ile ilgilenmeli.
İnsana ve aile kurumuna dost olan yaşlı-genç, kadın-erkek demeden hepimiz bir şekilde Yeşilay’a üye olmalı, faaliyetlerini takip etmeli, maddi ve manevi destek vermeliyiz. Başta özel ve resmi bütün eğitim kurumları olmak üzere, işçi sayısı 5 ve yukarıda olan tüm iş yerleri Yeşilay Cemiyeti ile ilgilenmeli, Yeşilay Cemiyeti de oralarla.
Yeşilay Cemiyeti Genel Başkanı muhterem insan Av. Mustafa Necati Özfatura’yı tanımayan yoktur herhalde. İyi bir dış politika yazarıdır, iyi bir füze ve proje subayı olarak ordudan emekli olmuştur. İyi bir baba ve ağabeydir. Yaklaşık 30 yıldır da Yeşilay’a mesai verir. Koltuğunda dört karpuz birden taşır. Yaşı 80. Gerisini isteyen hesap etsin.
Programa geldiğinde Yeşilay Cemiyeti’ni konuştuk demiştim. “İlk nasıl kuruldu” diye sorunca aldığım cevap bir hayli şaşırttı beni. Bildiğim cevabı bile unutmuştum. İşgal kuvvetleri İstanbul’a girince, sadece silah ve mühimmatla girmemişlerdi. Gemiler dolusu alkol, sigara ve uyuşturucu getirmiş ve silahtan önce bunları dağıtarak işe başlamışlardı.
Bu hali gören o günkü İstanbul’un münevverleri önlem almak amacıyla derhal böyle bir cemiyetin kurulması için kolları sıvayıp teşkilatlanmışlardı ama “yalnız” kalmışlar, bu iktidara kadar ilgi görmemişlerdi. Çünkü ilgi göstermesi gereken kurumlar, kendi isimleriyle sigara üretince (mesela TBMM ve Demirel’in AP’si) nasıl ilgilensinler? Yılbaşlarında veya diğer özel durumlarda rakı, şarap, sigara ve başka şeyler dağıtınca, nasıl Yeşilay’dan yana olacaklardı? Neyse, lafı fazla uzatmadan sözü Necati Özfatura başkana bırakayım.
“Tütün ve sigara kullanımı ülkemizde yılda 100 bin kişinin canına mal olmaktadır. Bu kişilerden 17 bini kendi sigara içmediği halde sigara dumanını pasif olarak soluyanlardır. Sigara nedeniyle akciğeri hasar görmüş (Kronik Obstriktif akciğer hastası) 3 milyon vatandaşımız, türlü zorluklar ve nefes darlığı ile yaşamaktadır.
Sigara içen 20 milyon vatandaşımız bir yılda 20 milyar dolar harcayarak sigara ve tütün ürünleri almakta ve bu paranın tamamı ülke dışına çıkmaktaydı. 4207 ve 5727 sayılı kanunlar, sigara tüketimini de azaltmakta ve çok uluslu sigara firmaları ile dışarı kaçan dövizin ülkede kalmasına katkı sağlanmaktadır.
Sigaranın meydana getirdiği hastalıkların tedavisi için sigara firmalarının ödediği vergilerin 3 katı kadar sağlık harcaması yapmaktayız. 30 milyar doları bulan bu harcamalarda aldığımız ilaçların çoğu, yine sigara firmalarının merkezi olan ülkelerden temin edilmektedir.
Dev sigara firmaları, kendi ülkelerinin halklarını sigaradan koruyan politikalara saygı gösteriyor, ancak hedef belirledikleri ülkelerin kanunlarını hiçe sayarak, en saldırgan taktiklerle insanlarımızı bağımlı hale getirerek, zehirlemektedirler.
Bazı mecralarda iddia edildiği üzere, yeni tütün kanunumuz ikram endüstrisini zarara uğratmamıştır. Açıklanan resmi rakamlar ortadadır. 2008 yılında 8 bin 579 işyeri kapandı, 13 bin 613 işyeri açıldı. 2009 yılında ise sadece 7 bin 63 işyeri kapandı, buna karşılık 13 bin 418 işyeri açıldı. Ayrıca sırf sigara yasağından dolayı kapandığı teyit edilen bir kurum da yoktur.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi