Siyasette, vekiller kavga edemezler
Siyaset, insanları yönetme sanatıdır. Siyaseti yönetenler ise halkın içinden çıkmış seçkin kişilerdir. Dolayısıyla siyaset alanı kavga kabul etmez. Eğer siyasette kavga varsa bu yapılan şeyler siyaset değildir, bu kişiler insanları yönetemez demektir.
Siyaset, insanları iyi idare etmek demektir. Kötü idareye siyaset denmez. Milletin temsil meclisindekiler bir birini idare edemiyorsa, siyaset alanında daha öğrenilecek çok şey var demektir. Fazilet adına çok eksikler var demektir.
Halk temsilcilerini meclise gönderir ki, bin bir çeşit derdine çare üretsin. İster muhalefet ister iktidar olsun fark etmez, ikisi de halka hizmet etmesi için seçilir, kavga ve gürültü koparması için değil…
Millet sadece iktidardan değil muhalefetten de çözüm üretmesini ve yol göstermesini ister. Muhalefet milletvekilleri de hizmet üretmekle mükelleftir, fikir yürütmek ve yol göstermekle mükelleftir. Varlık hikmeti budur.
İktidar çözümden ne kadar sorumlu ise muhalefet de çözüme yardım etmekten o kadar sorumludur. Kavga etmek yahut kavgaya vesile olacak tavırlar içine girmek, bir birini tahrik edecek sözler söylemek elbette çözüm üretmez.
Siyasette şeytan daha aktif davranır. Nefis diğer alanlara ve zamanlara oranla daha çok devrededir. İnsanların seçtikleri temsilcileri tahrik eder ki, işler bozulsun, insanlar bir birinden nefret etsin, millet bozulsun.
Nefis ve şeytana uymak siyasette kaybetmektir. Esas siyasetçi en şiddetli zamanlarda bile kendine hâkim olan ve efendiliğini muhafaza edebilen kimsedir.
Kötü söze karşılık güzel sözler söylemek, hakarete karşılık, kibar sözler söylemek başarmanın ve galibiyetin en kestirme yoludur. Esas başarı da bu nefse karşı gösterilen başarıdır. Şayet siyasetçiler bu yolu benimsemiş olsalar, hiç üzmeden, üzülmeden ve kestirme yoldan rakiplerini alt edebilirler.
Ben olsam, sataşanlara, kötü söz söyleyenlere, kızanlara, hakaret edenlere karşılık vermem; hep gülerek ve güzel sözler söyleyerek halka güzel örnekler verirdim. Halk güzel ile çirkini, kaba ile kibarı, haklı ile haksızı anlayabilecek üstün ferasete sahiptir.
Genç kuşaklar, gözlerini meclise çevirdikleri zaman, buradan fazilet ve yüksek ahlak örnekleri alabilmelidirler. Meclis sadece kanun yapma yeri değil, aynı zamanda örnek olma ve fazilet yeridir.
Milletvekillerinin, zamanlarının bir saniyesinin bile kavgaya ve ters davranışa harcanmasına asla gönlümüz razı değildir. Meclisin üyeleri bu kutsal mekânda geçirdikleri her bir saniyenin hesabını Allah’a karşı elbette vereceklerdir; bundan dolayı sorumludurlar. Her milletvekilinin bu şuur içinde olması lazımdır.
Meclis, siyasetçilerin millet önündeki en büyük sınav yeridir; aynı zamanda siyasetin pazar yeridir. Yani güzelliklerin gösterildiği ve millet fertlerine, yetişen ve yeni yetişecek kuşaklara güzel örnekler verdiği yerdir. Kavga siyaseti bilmemenin teşhiri ve iflasın ilanı anlamını ifade eder.
Elbette meclisteki temsilciler de insandır. Onlar da kızarlar, yanlış yapabilirler. Onların da nefisleri ve duyguları vardır. Hatta diğer insanlara oranla ihtirasları biraz çoktur. İhtiras akla galip gelince, kişileri çizginin dışına çıkarıyor.
Fakat milletin hakiki temsilcileri bunu yapamazlar. Çünkü onlar milyonları temsil ediyorlar; onlar kendileri değillerdir ki! Her konuştukları söz ve her yaptıkları hareket kendilerinin değil, belki temsil ettikleri halkındır. Yapılan bir yanlış top yekun bir halkın yanlışı anlamına gelir. O zaman bunun anlamı; halk temsilcisini iyi seçememiştir yahut kötü temsilci seçmiştir, demektir.
Kötü söz sahibinindir derler. Kötü söze muhatap olan kimse bundan hakikatte bir zarar görmez. Bir kimseye küfredilse, hakaret edici sözler sarf edilse, bu sözlerin o kimseye hiçbir etkisi dokunmaz. Nitekim övülse, göklere çıkarılsa bunun da bir katkısı olmaz; kişi ne ise aslında odur. Burada yapılan iş kötüdür; bu iş sadece sözün sahibinin terbiyesinin derecesini ve insani seviyesini ortaya koyar.
Kanımca kötü söze iyi sözle karşılık vermek en etkileyici yoldur. Kur’an buyuruyor ki; “İnsanlara güzel sözler söyleyin.” (2/83) Kim olursa olsun, kötü söz söyleyene karşı güzel ve iyi söz söyleyen kişi mutlaka kârlı çıkar; kendini kötülüğe bulaştırmamış ve tertemiz kalmış olur. Kötülük yapana karşılık iyilik de böyledir.
Meclis, milletin özüdür. Toplumun en temiz ve yüce mekânıdır. En üstün ahlakın sergilendiği yerdir. Toplumun süzülmüşlerinin toplandığı alandır. Buraya seçilenlere, kötü söz söylemek seçilmiş zatlara asla yakışmaz, kötü davranış hiç yakışmaz.
Vekilin kötü sözü asili itham altında bırakır. Çünkü vekil asil adına hareket eder. Fakat asiller asla böyle bir davranışı tasvip etmezler. Meclis faziletlerin ve faziletli adamların toplandığı mekândır.
Hiçbir ayırım yapmaksızın, Milletin Meclisinde milletin temsilcilerine yakışacak davranışı sergileyemeyip kötü örnek verenleri hiçbir şekilde tasvip etmiyor, bundan sonraki oturumlarda ibadet ediyormuş gibi insani hassasiyetlere riayet etmelerini bekliyoruz. Asillerin, vekillerinden beklediği budur. Sinirlerine mağlup olanlar, milletin sinesinden uzaklaşmış olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.