Mahkeme muhakemesini kaybetti...
“Kelimelerin önemi yok, muhakeme yerine yargı deriz olur biter!”
“Muhakeme” yerine “yargı” dediniz; peki “kaza” yerine ne dediniz? (Şimdiki hukukçular bu kelimeyi duymamış olabilir mi?) Onun yerine de “yargı” dedik! “Adliye”ye de “yargı” dedik! Bir kelime çok mâna!
Hukuka “tüze” dediniz, tutturamadınız; adalete “türe” dediniz olmadı! Adliye yerine “türel” dediniz hiç olmadı! Muhakeme yerine “duruşma” dediniz. Murafaa yerine de öyle söylediniz, celse yerine de! Bu da kelimelerin jokeri!
Muhakeme, mahkeme…
“Mahkeme”nin aslı “muhakeme”. Yani “düşünme, anlama”. Yani “hüküm verme”. Yani “çeşitli görüşleri, ihtimalleri ve hâlleri gözönüne alarak bir karara varma”…
Yargı kelimesinin arkaplanında bunların hiçbiri yok!
Şimdi mahkemelerde muhakeme edilmiyoruz, yargılanıyoruz!
Mahkeme salonunda bizi muhakemeye değil, “duruşma”ya çağırıyorlar. Belli ki esas duruş istiyorlar!
Duruşma kelimesi işdeşlik yani müşareket ifade eder. Bir tarafta yargı, savcı duruyor, öbür tarafta biz. Karşılıklı duruyoruz, duruşuyoruz! Bunun murafaa olması, muhakeme olması şart değil! Zaten yargıç muhakeme etmiyor, yargılıyor! Muhakeme, hâkimin işi!
Kelimeler önemlidir, hem de çok!
Bunu geçen hafta apaçık gördük.
Hem de hukuk adına karar veren ve konuşanlar bize gösterdi. Kelimeler ortadan kalkınca, manalar da kayboldu.
HSYK Başkanvekilinin açıklamaları…
Yargıtay başkanının açıklamaları ve nihayet Yargıtay Başsavcısının açıklaması…
Bize “neredesin ey muhakeme” dedirtti!
Hangi dil ile konuşuyor bunlar? Hukuk diliyle konuşmadıkları kesin.
Bunlar “yüksek yargı” mensubu.
Neyse ki, yeni tarz bir deyim var: Yargısız infaz!
Bu konuşmalara bakarak şunu söyleyebiliriz: Yargılı olsa ne olacak ki?
Muhakeme yoksa, sadece duruşuyorsak!
Sonuç değişir mi?
Görüldüğü gibi, yargılı infazla yargısız infazın pek farkı yok.
Çünkü “temyiz” yok.
Temyiz mahkemesinin adı Yargıtay yapıldı. Şimdi Yargıtay’ın binasından girip çıkanların çoğu “temyiz” kelimesinin gerçek mânasını bilmez. “Temiz”le filan karıştırırlar!
Temyiz kabiliyeti olana mümeyyiz denilir.
Ortalıkta mümeyyiz görünmüyor. Yargıtay temyiz edemiyor! Neyse ki ihsas-ı rey deyimi kullanılmaya devam ediliyor.
Yargıtay başkanı ihsas-ı reyde bulunmadıklarını açıkladı.
Doğru söyledi. Reyini ihsas etmedi, kesin hüküm verdi!
Erzurum özel yetkili savcısının “iddia”sına tahammül edemedi. Bu iddianın asli mahkemesince değerlendirmesini engelledi. Savcının görevinin elinden alınması, hâkimi de boşa çıkardı!
Savcı neyi savıyor? Müddei, iddia makamı ne yapar? Bir düşünün bakalım.
Bu yazıyı Ziya Paşa’dan bir beyitle bitirelim:
Kadı ola dâvacı ve muhzır dahi şâhid
O mahkemenin hükmüne derler mi adalet
Şimdi siz muhtemelen “muhzır” kelimesini de duymamışsınızdır. Mahkeme hizmetlisi, dâvası olanları çağıran vazifeliye muhzır denilir. Şimdiki mübaşirler benzer bir iş yapıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.