Üye seçimlerinde sınav daha hakça değil mi?
Diğer meslek yüksek mahkemelere üye seçimlerinde ortalama bir ilkenin olmaması yılların sızlanmalarına neden oluyor. Gerçekten HSYK’daki yedi üyenin takdirinden başka “objektif kural” dediğimiz herhangi bir yöntem yok.
Mevcut uygulamayı teşkilattaki 1500 birinci sınıf hakime sorgulatsak, umarım hepsi karşı çıkar. Bir de Yargıtay gibi bir kurumda seçim yapılmasının sakıncaları…
Heyet halinde çalışan mahkemelere kıdemli hakim dururken bir başkasının atanması.
Bu uygulamaları yargı gibi bir kurum adına sakıncalı gördüğümden hem eleştirdim hem de çözüm önerdim.
Ne var ki kimilerinin takdirine, kimilerinin de tekzibine mazhar oldum.
İşte Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu Üyesi Sayın Ali Suat Ertosun’un tekzip mektubu. Görüşlerine saygı duyarak kelimesine kadar yayınlıyorum.
“Gazetenizin 7.1.2010 tarihli nüshasının 17. sayfasında tarafınızdan kaleme alınan “HSYK’da üye olmak! Ali Fuat Ertosun…” başlıklı köşe yazınızda, almış olduğum Devlet Üstün Hizmet Madalyası ve Yargıtay üyeliği seçimi dolayısıyla şahsıma yönelik gerçek dışı iddialara ve kamuoyunu yanıltıcı yorumlara yer verilmiştir.
Cezaevlerinde meydana gelen değişim ve yeniliklerden dolayı yaptığım çalışmalarla ülkemizin dünyaya tanıtılmasında ve devletimizin yücelmesinde gösterdiğim üstün başarıdan dolayı 2933 sayılı Madalya ve Nişanlar kanunu gereğince Bakanlar Kurulunun önerisi üzerine dönemin Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Nejdet Sezer’in tevcihi ile tarafıma Türkiye Cumhuriyeti Devleti Devlet Üstün Hizmet madalyası verilmiştir. Gerçek durum bu şekilde olmasına rağmen “iktidarın Adalet Bakanı Cemil Çiçek’ten hem devlet madalyasını al, hem de aynı kesimin eleştirilerine hedef ol” şeklindeki gerçek dışı ifadelerle kamuoyunu açıkça yanıltılmaya çalışmanız, yansız ve ilkeli gazetecilik olarak nitelendirilemez.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar. Kurulun başkanı, Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı müsteşarı kurulun tabii üyesidir. Kurulun üç asıl ve üç yedek üyesi Yargıtay Genel Kurulu’nun, iki asıl ve iki yedek üyesi Danıştay Genel Kurulu’nun kendi üyeleri arasından her üyelik için gösterecekleri üçer aday içinden Cumhurbaşkanınca, dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilirler. Kurul, seçimle gelen asıl üyeleri arasından bir başkanvekili seçer (Anayasa m.156, 1-11).Yargıtay üyeleri birinci sınıfa ayrılmış adli yargı hakim ve cumhuriyet savcıları ile bu meslekten sayılanlar arasından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca üye tam sayısının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir(Anayasa 154,11). Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun oluşumu ve Yargıtay üyelerinin seçim kriterleri anılan anayasal hükümlerle açıkça düzenlenmiş olduğu halde “Ali Suat da o mercinin üyesidir. Üyesidir ama, kozmik odalarda konuş, üye seçimlerindeki ilkesizliklerde konuşma! Tarafsızlığını yitirmemiş her üye bu haksızlığa karşı durmalı…”; “Yargının tepesinde ideolojik kadrolaşma var..”; “Görüyoruz ki bu seçimlerde oldukça haksızlıklar yapılıyor..”; “Bu bir haksız seçimdir?” diye parmağını kim kaldıracak” şeklindeki hiçbir bilgi ve delile dayanmayan soyut iddialarla yazının yayım tarihinde henüz yapılmamış Yargıtay üyeliği seçimine ilişkin olarak kasten şüpheli bir ortam yaratmanız ve şahsımı hedef göstererek suçlamanız, insaf ve iyi niyet ölçüleriyle bağdaşmamaktadır.
Yargıtay üyeliği seçimi, Anayasa ve ilgili diğer mevzuat hükümlerine göre objektif ölçüler içerisinde, bağımsızlık anlayışıyla gerçekleştirilmiştir.
Yargıtay Üyesi ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Üyesi olarak, önem arz eden yanlış uygulamalarda kimsenin gerçekleri söylemediği zaman doğruları konuşmak, benim görevim ve sorumluluğumdur. Kozmik oda incelemesi ile ilgili açıklamam da bu doğrultuda yapılmıştır. Her türlü yasal hakkım saklı kalmak kaydıyla, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca bu cevabımın ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda aynı puntolarla ve aynı şekilde yayınlanması ricasıyla, çalışmalarınızda başarılar dilerim.” Ali Suat Ertosun.
Yazı bitti, söz bitmedi.
Sayın Ertosun, yazımı bir sefer daha incelemek lütfunda bulunursa, eleştirimin sadece o günkü yapılacak seçimlere has olmayıp, seçim sisteminin tamamına yönelik olduğunu, buna karşılık çözüm önerdiğimi görecektir.
Bir başka konu ise adı üstünde “Üstün Hizmet Madalyası”.
Nasıl düzenlendiğinden ziyade veren eli vurgularken hakimlik mesleğinin kimselere yaranamama konumunu gündeme taşıdım.
Kamuoyunu yanılttığımı sanmıyorum.
Ben hakça olanı önerdim, bir başkası statükodan yanaysa ne diyelim?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.