Gülay Pınarbaşı

Gülay Pınarbaşı

Çamurlu suyun kendisini mikroskop ile inceleyebileceği teorisi

Çamurlu suyun kendisini mikroskop ile inceleyebileceği teorisi

Dünya'da bir kısım insan bir şehrin kompleks yapısı ile karşılaştırılan hücre yapısının tesadüfler sonucu meydana geldiğini iddia etmekteler. Bir şehrin içerisinde her an trafik kazaları, elektrik kesintileri, su kesilmeleri gibi binlerce aksaklık görülürken, hücrenin içerisinde tek bir aksaklık bile meydana gelmez. Bu mükemmel işleyişin tesadüflere dayandıran kişilerin aslında söyledikleri şudur; 'çamurlu suda tesadüfen hücre oluştu, hücre gelişti, kaş -göz-kulak-bacak oluştu, sonra çamurlu su elektron mikroskobunu yaptı ve sonra bu çamurlu su kendisinin nasıl geliştiğini elektron mikroskobunda inceledi.' Özetle bir kısım insana çamurlu suyun elektron mikroskobunun başına geçip kendi ceddini araştırması gayet normal görünmektedir. Bu kişilere göre bir kova çamurlu su konulur ve yüz milyon yıl geçerse bu kovanın içinden insanlar, tavşanlar, aslanlar, balinalar, yengeçler, böcekler, ağaçlar, karpuzlar, elmalar ve milyonlarca çeşit canlı altın oranla yani mükemmel bir simetri ve eksiksiz bir yapı ile çıkabilir.

Evrim teorisi halklara kabul ettirilmeye çalışılırken sürekli olarak sahtekarlıklara başvurulmuştur. Bu sahtekarlığın en büyük olanı tabi ki yukarıda bahsettiğimiz gibi bir hücrenin tesadüfler sonucu çamurlu sudan oluşabileceği saçmalığıdır. Yine ikinci büyük sahtekarlık canlılığın hiçbir zaman evrimleşmediğini her zaman mükemmel yapıda olduklarını gösteren 300 milyon fosilin varlığının gizlenmesidir. Bu fosiller yıllarca müzelerin bodrum katlarında saklanmış, canlılığın aniden toplu bir biçimde yeryüzünde başladığı yani yaratıldığı insanlardan gizlenmek istenmiştir.

Evrim teorisini kanıtlayacak hiçbir bilimsel bulguya sahip olmayan Darwinistler kendilerine çare olarak sahte fosiller oluşturma çabasına gitmişlerdir. Bu fosillerden biri Nebraska'da bulunan bir domuza aittir. 1922 yılında bulunan bir azı dişinin insan ve maymunun ortak özelliği taşıdığı iddia edildi. Bu dişe "Nebraska Adamı" adı verildi. "Latince bilimsel" ismi de hemen üretildi: Hesperopithecus haroldcooki. Bu dişe dayanarak Nebraska Adamı'nın hatta ailesinin de rekonstrüksiyon resimleri çizildi.

Evrimci çevreler bu "hayalet adamı" o derece benimsediler ki, William Bryan isimli bir araştırmacı, tek bir azı dişine dayanılarak bu kadar peşin hükümle karar verilmesine karşı çıkınca, bütün şimşekleri üzerine çekti.

1927'de iskeletin diğer parçaları da bulundu. Bulunan yeni parçalara göre bu diş ne maymuna ne de insana aitti. Dişin, yabani Amerikan domuzunun soyu tükenmiş bir türüne ait olduğu anlaşıldı. Sonuç olarak Nebraska adamının tüm çizimleri literatürden çıkarıldı.

Son olarak bu aldatma projesini 'Ardi' isimli bir maymun fosili ile tekrar yürürlüğe koymuşlardı. Buldukları parçalanmış bir leğen kemiğini dik yürüyebilecek şekilde insan maymun arası bir varlık olarak resmetmişlerdi. Ancak yapılan bu sahtekarlık da kısa bir süre içinde ortaya çıkarıldı. Hem de doğrudan Darwinist bilim adamları tarafından. Konu ile ilgili detaylı bilgi bilim dünyasından özür nitelikli bir yazı ile Scientific American Dergisinin Kasım 2009 sayısında yayınlandı. Böylece Darwinistlerin 150 yıldır sahtekarlık illetinden hala kurtulamadıklarını bizler de yakinen görmüş olduk.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gülay Pınarbaşı Arşivi