Balyoz kime vuruldu, ses nereden geliyor
Hukuk devleti işte böyle bir şey; Kimsenin suç işleme veya suç işledikten sonra –efelenme- imtiyazı yoktur. Dün yaşananlar birkaç gün önceki HSYK kararı ile gösterilen sopaya rağmen savcıların işini yapmaya devam ettiğini gösteriyor.
Artık hiç kimse dokunulmaz olduğunu sanarak istediğini yapamaz.
Kuralsızlığı kural haline getirenler, bundan böyle attıkları her adımı daha çok düşünerek atacaklardır.
Balyoz darbe planı ile ilgili olduğu sanılan göz altılar, TSK için de bir şanstır. Askerlik mesleği dışında her işi yapan unsurların bunca iddia ve ithama rağmen Ordu içinde tutulması onların bugüne kadar yaptıklarını meşrulaştıracağından cüret ve cesaretlerini daha da artıracak, netice de olan TSK nın itibarına olacaktı.
İşi gücü siyaset yapmak, komplo kurmak,entrika yapmak olan bir asker savaşamaz. Böyleleri, görevini bihakkın yerine getirenlerin moralini de bozar.Halbuki, bu topraklarda milletinin emrinde güçlü, disiplinli,birbirine kenetlenmiş bir Ordu’ya sahip olmadan tutunmak çok zordur.
Son operasyonu eleştiren gözünü hırs ve kıskaçlık bürümüş çevreler olacaktır.Nitekim daha şimdiden, gözaltına alınanlarla ilgili elde hangi tür bilgilerin bulunduğuna muttali olmadan, operasyonu muhalifleri susturmak olarak niteleyen bir sürü çapsız siyasetçinin beyanı medyaya düştü.Bunun arkası da gelecektir.
Hukukun işlemesi halinde son 50 yılın karanlıkta kalmış bir çok olayının aydınlanacağı, bir çok karanlık yüzün deşifre edileceği korkusu bu çevreleri bir an önce hükümeti öyle veya böyle tasfiye etmeye yöneltiyor.Yargı darbelerinin, art arda gelen açıklamaların, kapatma baskılarının arkasında hep aynı korku,aynı hesap verme endişesi var.Hukukun aydınlığı karanlıkta iş bitirmeye alışmış olanları çileden çıkarıyor.
Fethullah Hocacılar dediler tutmadı. İrtica dediler tutmadı. ABD-AKP iş birliği dediler tutmadı.Şimdi sivil dikta, muhalefeti susturmak gibi sahte gerekçelerle avunmaya çalışıyorlar.
Aslında bu ülkede irtica diye önümüze konulan resimlerin kimler tarafından çizildiği,kimi terör olaylarının kimler tarafından kurgulandığı artık gün gibi ortada.Hukuk projektörlerini kuytulara, karanlıklara tuttukça daha bir çok yargının temelden sarsılacağını, bir çok ezberin bozulacağını söyleyebiliriz.
Balyoz operasyonu ile HSYK darbesi arasında sadece 3 günün olması, iki olayın üst üste gelmesini de ayrıca düşünmek lazım.HSYK nın Erzurum savcılarına yönelik operasyonu, sakın aslında onların üzerinden Ergenekon savcılarına dönük bir operasyon olmasın.Bu operasyon önceden haber alındıysa eğer, HSYK kararı,Erzurum savcıları üzerinden ETÖ savcılarına bir dur ihtarı veya mesajı olarak yorumlanabilir. Zamanı gelince bu arınma sürecini durdurmaya dönük engellemelerin arka planı da ortaya çıkarılacaktır. Çünkü Türkiye artık eski Türkiye değil ve hiçbir kurum yasa dışı iş ve eylemleri uzun süre gizleyemiyor.
Balyoz operasyonu ile darbe ve provokasyon geleneğine en büyük darbe vurulmuştur. Kimse bundan böyle en güzide kurumların arkasına saklanarak en pespaye işleri yapamayacak, o kurum ve kuruluşları kirletemeyecektir.Ama garip olan sesin Balyozun vurulduğu yerden değil, MHP den gelmesidir.Hukuk darbe iddiasının muhataplarına dokundu,şamatayı MHP çıkarıyor. Yazık, çok yazık.MHP geleneği bu Faruk Bal ile Oktay Vural’ın açıklamalarına müstehak mıdır?