İsrail’e ‘dur’ de!
Hür dünyanın sabrını zorlayan işlere imza atmaktan çekinmeyen İsrail, eskiden beri hedefinde olan “Kudüs’ü Yahudileştirme planı”nı yeniden yürürlüğe koyma peşinde. Hür dünya; Irak’la, Afganistan’la ve Afrika’daki dertlerle meşgul olurken; onlar fırsattan istifade ile planlarını uygulamaya çalışıyorlar.
Gariptir, yakın zaman önce İsrail’in Filistin politikalarına karşı “One minute/Bir dakika” diyen ve bu sebeple büyük ödül de alan Türkiye yöneticileri şimdilerde Kudüs’ü, Filistin’i unutmuş görünüyorlar. Aynı şekilde bu konularda hassas olan medya organları da günlük tartışmaların dışına çıkıp ‘değişmeyen gündem’lerimizden olan Filistin ve Kudüs konusuna gereken ilgiyi göstermiyorlar.
Neyse ki İslâm Konferansı Teşkilatı (İKT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, Kudüs’ün tamamıyla Yahudileştirilmeye çalışıldığına dikkat çekerek hür dünyanın da dikkatini bu konuya çevirdi.
İhsanoğlu, şöyle demiş: “Tarihi şehir etrafında bir sur kuruldu. Kudüs Yahudileştirilmeye çalışılıyor. Kudüs’te yaşayan 250 bin kişinin, Müslüman ve Hıristiyanların şehir dışına çıkmaları ve Kudüslü olma haklarını kaybetmeleri için her türlü yol aranıyor. Sağlık, belediye hizmetleri verilmiyor, herhangi bir maksatla Kudüs dışına çıkanlar bir daha gelme fırsatı bulamıyor. Ve bu arada Doğu Kudüs’te Yahudi yerleşim merkezleri inşa ediliyor. 176 bin dönümlük Kudüs şehri yavaş yavaş Yahudileştiriliyor.” (AA, 13 Mart 2010)
Başta Türkiye ve diğer İslâm ülkeleri olmak üzere hür dünya İKT Genel Sekreteri İhsanoğlu’nun bu çağrısını duymalı ve İsrail’in sinsi planını devreye sokmasına, başka bir ifade ile Kudüs’ü yutmasına izin vermemeli.
Önemle üzerinde durulması gereken bir nokta var: İsrail’in bu konudaki ‘sözler’i değil, ‘fiiller’i dikkatle izlenmeli. Yarın bir gün İsrailli bir yönetici çıkıp, “Hayır bizim öyle bir planımız yok. İddialar doğru değildir” diyebilir. Hatta daha da ileri gidip, “İsterseniz gelip yerinde görün” de diyebilir. Eğer böyle sözler sarfedilirse bunlara değil, yaptıklarına bakmak lâzım. Bundan önce dile getirilen iddialar hakkında da hep inkâra yöneldiler. “Hayır, biz öyle şeyler yapmayız” deyip neredeyse bütün Filistin’i yuttular. Yaptıklarının tamamı unutulsa bile, Gazze’de yaptıkları unutulabilir mi? Dünyanın gözünün içine baka baka resmen ve alenen ‘savaş suçu’ işlediler. Konu ile ilgili olarak hazırlanan rapor bunu açıkça ortaya koymuyor mu?
Hıristiyanlar nezdinde de önemli olan Kudüs’e yapılanlara, Hıristiyan dünyasının sessiz kalması da büyük bir çelişki. Emin olun ki, Hıristiyanlar da İslâm dünyası kadar meseleye sahip çıkmış olsa İsrail bu kadar sorumsuz hareket edemezdi. Ama gelinen noktada İsrail’in Kudüs için uygulamaya koyduğu yeni plan Hıristiyanları da etkiliyor. Belki bu vesile ile Hıristiyan dünyası da harekete geçer ve İsrail’in insafsız uygulamaları sona erer.
Kudüs’te yaşananları anlamak için İKT Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu’nun şu tesbitine dikkat etmek gerek: “İKT olarak, Kudüs meselesine genel olarak İslâm ülkelerinden ve sivil toplum kuruluşlarından yardımlar istedik. Kudüslülerin eğitim, sağlık hizmetlerinden faydalanmaları ve günlük hayatlarını idame etmelerini sağlamak için çalışıyoruz.”
Şaka değil, Kudüslüler günlük hayatlarını idame edip edememe mücadelesini verir hale gelmiş. Kudüs’ün ve Kudüslülerin bu hale düşmesine nasıl rıza gösterilebilir? İsrail “Bir dakika!” (dur) demekten anlamıyorsa, ona bütün insanlığın ortak diliyle “Bin yıl dur!” demek lâzım...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.