Dualar ve Aminler: Ey Rabbimiz Allah’dır dediği için eza, yurtlarından sürülen, katliama uğrayan mazlumların ve cefâ gören, zulmedilen mustafazların Rabbi! Yalnız sana sığınıyor ve yalnız senden yardım diliyoruz.
Ey Hayr’ün Nasirîn/ Ey yardım edenlerin en hayırlısı/ Ey Müste’ân/ Ey yalnız kendisinden yardım istenilen. Ey Hâfiz/ Ey koruyan! Ey Kadîr! Ey Muktedir! Ey Kavî!
Zâlimler gürûhuna karşı, mazlum ve mağdur kardeşlerimize yardım et! Ey Allah’ım bozguncular güruhuna karşı bize yardım et! Kâfirler güruhuna ve küresel istikbara karşı bize yardım et! Ümmet-i Muhammed’i sahipsiz bırakma Allah’ım! Bedir ve Uhud’da gönderdiğin gibi onlara da kat’ından gönderdiğin koruyucu ve yardımcı melekler gönder ve ilâahir. Şeklinde yakarı ile başladığım “Bir Başka Açıdan Çanakkale Destanı” adlı 2007’de neşir hayatına nâşirim Mustafa Kasadar’ın himmetleriyle girmiş çalışamamın giriş bölümüdür. Bu taleplerimize bugün ve kemakan devam edeceğimiz görünmektedir ve asr-ı hâzır bunun panaromasıdır.
İslâm âlemi Evangelist Hristiyan ve Siyonist İsrail birlikteliğinin gerek planları gerekse kimi devletleri sevk ettikleri müslüman topluluklara katliam sözünün dahi karşılyamadığı eza ve cefaları musallat etmişler ve emperyalist, kan dökücü davranışları ümmet-i Muhammed’in keder içinde Allah ve Rasulûndan istimdatdan başka çâresi kalmamış gibidir.
Çünkü bin yıldır İslâm ümmetinin kılıç ve kalkanı olan Müslüman Türk milletinin, içine düşürüldüğü tefrikalar ve plânların vahim sonuçlarını gelecek için yorumlama da betaet içinde davranan bir anlayışın zebunu kılınmışken, bir bilge adamın kırk seneden beri işaret etmiş olduğu çirkin ve islâmı yok edici plânların âkim bırakılması nı temin edecek çâreler yerine, Allah(c.c)ün kâfiri dost edinme demesine aldırmayıp geleceği oralar da bulma gayretinde olanları intibaha getir Yarabbim! Demek kalıyor bize..
KADEŞ REZALETİ SONRASINDA
1963 senesinde 18/Mart deniz zaferini Ç.kale’de kutlamak üzere İstanbul Vâliliği, yüksek tahsil gençliği ağırlıklı olmak üzere Denizcilik bankasından Kadeş adlı bir gemiyi Çanakkale şehidlerini yâd etmek için sefere katılacaklara tahsis eder. Söz konusu zaferin 48. yılı kutlanacaktır. Ne var ki; bu gezi 17/Mart/1963’de akşamüzeri bin kişiyi aşan yolcusuyla birlikte Galata rıhtımından ayrıldığında, dönemin yüksek tahsil gençliğinin erkek olsun, bayan olsun iktisap ettiği alçaklık seviyesinin, çukur oluşunu gösterir. 253 bin şehidin yattığı yaşayan ölüler diyarına gidiş de torunlarının hâl ü ahvalini hisseden ervâhı bir vapur dolusu insan müsvettesinin tâzim ve minnetle yapması gereken ziyareti, ne din ne de ahlâk anlayışımıza sığmaz bir şekilde ortaya koymaları herkesi kederdi de etmişti. İçkiler, bundan dolayı kâh sarhoş olmalar veya sarhoş oldu bahanesiyle en çirkin fiilleri açıkça irtikap bu gençliğin çok büyük bir kısmının striptiz denen soyunma şovlarıyla ahali ile üniversite gençliği arasında bir ahlak anlayışı farkı ortaya çıkardı. Bütün gazeteler ve mecmualar bu yanlışları bütün siyasi partiler takbih ettiler. Bu ahlaksız davranışın en büyük faydası ertesi sene Yüksek Tahsil gençliğinin milletimizin ahlâk-ı hamidesinin mensubu mukaddesatçı ve milliyetçi gençlik, MTTB’nin bünyesi altında daha sonraki Çanakkale şehidleri ziyaretini kendi imkânları ile tertiplediler. Disiplin komitesi başkanı Refah Parti’si eski Milletvekillerinden Osman Yumakoğulları’nın disiplin kurulu başkanlığındaki bu kafilenin nur yüzlü, insanlarının şanlı ecdadını ziyarete gelişlerindeki vekar ve olgunluğu müşahade eden dönemin askeri garnizon kumandanı Mustafa Faruk Güventürk Paşa, onları bir müddet selamladıktan sonra, muntazam ve ecdadına lâyık bir saygı içindeki askeri yürüyüş tarzından öyle heyecanlandı ki, selamlamayı bırakıp alkışlamaya başladığını Osman Bey’den dinlemiştim.
ÇANAKKALE SAVAŞINDA HANIMLAR
Avustralyalı Piyade er, J.C Davies’in annesine yazdığı mektuptan: “..benim de vurulduğum 18/Mayıs/1915 günü keskin nişancı bir Türk kızı, pusu da çarpışıyordu. Gizlendiği yerden gün boyunca ateş etti ve çok sayıda adamımızı vurdu. Ancak gün batmadan bir Avustralyalı tarafından vurulmasına gene de üzüldüm. Güzel, yapılı ve tahminen 19-21 yaşlarında bir genç kızdı.. Bedeninde 52 kurşun yarası vardı” demekte. Evet muhterem okurlarım; bu keskin nişancı kızlarımızı ordumuzun eğitmenleri üç gün içinde böyle keskin nişancı hâline getirmişti. Bu hâl de gösterir ki, kadını ile erkeğiyle bu vatan’ın ve islâmın yılmaz müdafii asla tükenmeyecektir. Şehid ve şehidelerimizi rahmet ve dualarla analım. Anadolu gençlik derneğinin gelenekselleştirdiği 252 bin şehide 252 bin hatim kampanyası ne kadar çok takdire sezadır.
MÜFTÜOĞLU KONFERANSLARI
28/Şubat/Belgeler ve Milli Görüş’deki kırılma konferansları bütün mükemmelliğiyle devam ediyor. Bu hafta benim de katılabildiğim Kocaeli Gölcük, Çekmeköy ve Kocaeli Merkez ilçe konferansları kalabalık bir katılımla İsmail Bey’in yüksek performansı ile dinleyicilere aktarıldı. SP Çekmeköy İlçe başkanı Bedirhan Aslan, Kocaeli Merkez İlçe başkanı Mustafa Can ve de Gölcük ilçe başkanı başta olmak üzere bütün Gölcük SP’lilere sevgiler sunarım. Fiemanillah.