Yürütme yargıyı yönlendiriyor!
Ergenekon denilen karanlık örgüt ağına yakayı kaptıranları kurtarmaya çalışan ve bir de bu çetelerin fazla deşilmesini istemeyen çevreler sürekli:
“Yürütme yargıyı yönlendiriyor” yalanlarını yayıyorlar.
Aslında yürütmenin yargıyı yönlendirmesinden ziyade, bir asra yakındır rejimi babalarının çiftliği gibi kimlerin kullandığı önemli... Veya Kurtuluş Savaşı’nda Halife kurtarılsın diye Bangladeş gibi fakir ülkelerin yapmış oldukları yardımlarla kurulan bankalar kime çalışıyor?
Anlaşılan odur ki bugüne kadar tepe tepe kullandıkları kadrolar bu saatten sonra teşkilata hakim değil. Neticede, sosyal demokratlar bile gözlerini açtılar...
Eskisi gibi, başkentten bir düdük çalınca Şemdinli’dekiler hazırola geçmiyor.
Kimilerinin tasması koptu, kimilerinin de inandırıcılığı artık kalmadı.
Şimdilerde, ikinci defa başbakan asacak hakim bulsalar zil takıp oynayacaklar ama bulamıyorlar.
Taze bitti kalmadı!
SKY TV’nin “Aykırı Sorular” programında MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal, Ergenekon’un değirmenine su taşıyan bazı basın mensuplarının tutuklanmalarını “iktidarın yargıya baskısı” olarak nitelendiriyordu. Darbeye karşı ama Ergenekoncu’ya karşı değil...
Bir başka konuşmacı da, Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kahraman’ın Beşiktaş Adliyesi’ndeki hakimlerle pazarlık yapmak için adliyeye yakın bir otelde konakladığı iddiasındaydı...
Daha neler...
Diyorum ya, Poyrazköy’deki askeri sahada silahlar bulundu, mertlik bozuldu...
Eski Adalet Bakanı Moğultay’ın, beş bin kadrodan bahsederken “MHP’ye mi bıraksaydım” demesine çok kızmıştık.
Ama şimdilerde bakıyoruz ki MHP CHP muhalefet düdüğüne aynı kulvarda asılıyor.
Ülkücüleri asla kastetmem, ama bugünkü havada ha MHP olmuş ha CHP fark eder mi?
Etse, Adalet Bakanlığı Müsteşarını hakimlerle pazarlık yapmakla suçlayana cevabı oturumun AK Parti karşıtı olan ve de geçmişte birlik olduğumuz Faruk Bal vermeliydi...
Cevap vermiyordu ama anayasanın nasıl yapılacağı konusunda iktidara akıl veriyordu.
Hep akıl verir...
Bir sefer de Adalet Bakanı Şevket Kazan’a başörtüsü konusunda akıl vermişti.
Faruk Bal, Hukuk İşleri Genel Müdürü olduğu yıllarda “Yeşilleri aramıza sokmayın” fısıltıları yanı sıra bakmışız ki başörtüsü sorununu çözmeye soyunmuş...
Çözdü mü düğümledi mi bakalım.
O zamana kadar hanım avukatların büyük bir ekseriyeti başörtüleriyle duruşmalara girerken sayın Bal’ın hazırlamış olduğu “başörtü genelgesini” zamanın Adalet Bakanı Kazan imzalayıp savcılıklara tamim yapınca genelge geri tepti...
Başörtülü avukatlar bir daha başörtüleriyle duruşmalara giremediler...
Baro öylesi bir yazılı belgeyi bekliyordu, Bal’ın genelgesini kaptığı gibi doğru Danıştay’a...
Arkasından irtica kokulu bir karar...
İşte o karar! Bal’ın hediyesi...
Ben de gerçekten merak etmiştim, Bal’ın başörtüsü diye bir sorunu var mı?
Veya o mevkilere gelenler genelgenin mahkemeye takılacağını önceden bilemezler mi?
Neticede avukatlar bu genelge yüzünden bir daha başörtüsü takamadılar.
O zaman bu genelgeye karşı çıkmıştık ama bizimkilere dinletemedik. Bakan Bal’a “kardeşimiz” deyince biz uzakta kaldık...
Kimsenin aklına gelir miydi yasakçı sol ile MHP aynı kulvarda birleşir...
Faruk Bal, her konuşmasında tutuklananların sorumluluğunu AK Parti’ye mal ederken, tutuklayan hakimlerin de siyasetten emir aldıklarını söylüyor...
Bu ülkede kaç tane “vicdansız hakim” var ki adam tutuklamadan önce ya Adalet Bakanı’na veya Müsteşarına sorup da öyle yapıyor?
Hakim başkalarının dediğini yapar mı?
Yapar diyenler, CHP ile MHP işbirliğindeki iktidar hırslıları...
Ergenekon soruşturmalarını sulandırmaya yönelik propagandalar...
Bunca hakim ve savcı yanlışçı da, MHP ile CHP doğrucu. Deliller yalan, ifadeler uydurma, telekulak kayıtları düzmece!..
O zaman darbelere bakan mahkemelerle onların hakim ve savcılarını kaldırıp atalım da geriye kutsanmış ideolojinin gönüllüleri kalsın.
Nasıl fikir, olamaz mı?
Meslektaşlarımıza haksız bir karalamadır aldı başını gidiyor...
Bakalım nereye kadar gidecek...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.