Adana'nın ak ve karası

Adana'nın ak ve karası

Bakmasını bilince sokakta yürürken gördükleriniz bile çok şey anlatıyor. Şubat sonu, Yorum Editörü Levent Kenez'le birlikte Adana'yı dolaşırken gördüklerim böyleydi. Zaman Adana Bölge Müdürü Bilal Öğütçü'nün mihmandarlığında bilmediklerimiz de yerli yerine oturdu. Akla zarar çarpıklıklar şehrin ortasında duruyordu.
Kendi şehrinizin caddelerine, sokaklarına bakarken, dümdüz bir arazide ızgara planı yerine, anlamsız biçimde sağa sola kıvrılan sokaklar görüyorsanız, bilin ki o plan yapılırken birileri kendi çıkarları doğrultusunda değişiklik yaptırmıştır. Aynı cadde üzerinde üç katlı bina ile on katlı bina yan yana duruyorsa, o fazla katlardan imar yolsuzluğundan başka bir şey çıkmaz. Adana'nın ne işe yaradığını kimsenin açıklayamadığı ve bir türlü hizmete açılamayan metrosu da öyle görünüyor. Metro değil, tamamı düpedüz yerin üstünden geçen tren hattı; ve iddialara göre dünyanın en pahalı tren hattı. Üstelik güzergâhın yanlış planlandığı konusunda herkes hemfikir. Adanalılar ödedikleri vergilerle, kullanmadıkları metronun borçlarını geri ödemeye başlamışlar.

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak'ı istifaya davet etmesi üzerinde birkaç açıdan durmak lâzım.

Birincisi MHP lideri, yolsuzluk iddialarını ciddiye alıyor ve partisine mensup en büyük şehrin belediye başkanını tereddütsüz gözden çıkartıyor. Siyasî parti rekabeti bazen avantaj kazanmak için suistimale fırsat verir. Kendi çıkarı peşinde koşanlar da bu rekabetin arasına yerleşip kendi gemisini yürütür. MHP liderinin tavrı, tersine parti rekabetine bu konuda bir etik seviye kazandırıyor.

İkinci olarak Adana üzerinde durmak lâzım. Adana, şehir kültürünün, yani sivil geleneklerin en eski ve köklü olduğu illerimizin başında geliyor. Dünyada eşi-benzeri bulunmayan bir tarım bölgesi olan Çukurova'dan besleniyor. Bu zenginliğin getirdiği aşırı nüfus artışı, Adana'nın köklü dengelerini sarsmış. Ortaya ak ile kara gibi birbirinden farklı Adana seçkinleri çıkmış. Seyhan Belediye Başkanı Profesör Azim Öztürk, Adana'nın aydınlık yüzünü temsil eden donanımlı bir sivil lider. Gecekondu bölgelerinde yürüttükleri sosyal çalışmaları görünce, şehrin, yani medeniyetin yeni gelenleri ellerinden tutup nasıl yukarılara doğru çektiğini anlama fırsatı buldum.

Üçüncü olarak, yerel yönetimleri çıkar ilişkilerinden kurtarmak için ileri düzenlemelere ihtiyacımız var. Belediyelerdeki yolsuzluğun en önemli sebebi, şehir rantı. Şehir rantını vergilendiremediğimiz ve ortaya çıkan bu rant da bir şekilde birilerine kazanç sağladığı için yolsuzluk savaşlarına konu oluyor. Türkiye son yıllarda merkezî yönetime has sistematik yolsuzluklardan hızla kurtuldu. Bağımsız idarî kurulların devreye girmesinin yanında devletin dolayısıyla dağıttığı zenginliğin küçülmesinin de bu durumda payı büyük. Ancak belediyeleri küçültmek mümkün değil. Tersine, merkezin kullandığı yetkileri bile yerel yönetimlere devredip, oradaki imkânların çoğalması söz konusu. Normalde beklenen sonuç ise, sivil ölçekte yerel denetimin devreye girmesi ve suistimalleri önlemesi. Ciddi şehirleşme problemleriyle yüz yüze olan, aşırı nüfus baskısı altında bulunan şehirlerde bu sivil denetimi işletmek çok zor.

MHP liderinin, Adana Belediye Başkanı'nı istifaya davet etmesinin arkasında yer alan gelişmeler düşündürücü. Biri, anlaşmazlığa düştüğü Belediye Başkanı'nı yolsuzlukla itham ediyor. Belediye Başkanı da bu iddia sahibini yolsuzlukla suçluyor. Bu sayede ortalığa yolsuzluk iddiaları dökülüyor. Demek başka türlü bu iddialarından haberimiz olmayacaktı.

Ak ve kara karşı karşıya. Medenî toplum, bu işleri yetki sahiplerinin insafına bırakmaz. Türkiye'nin acilen şehir rantını vergilendiren bir yasal düzenlemeye ihtiyacı var. Bütün sivil denetim araçlarının harekete geçmesi ve bir türlü üstlendiği sorumluluğu yerine getiremeyen şehir senatolarına işlerlik kazandırılması ise ayrı bir ihtiyaç.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi