Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Laf üretenleri gördüğümüz kadar iş üretenleri de görmeliyiz

Laf üretenleri gördüğümüz kadar iş üretenleri de görmeliyiz

Çene yapanları gördüğümüz kadar susan ve çalışanları da görebilsek, hem kendimize hem çevremize büyük faydamız olur. Fakat laf üretenleri dinlemek kadar basit bir iş varken, susanları ve çalışanları görmek galiba insanı biraz yoruyor.
Bu sebeple laf üretenleri daha çok tanıyor ve biliyoruz. Ara sıra da olsa aksini yapayım dedim ve laf üretmek yerine, ülkemize ve insanımıza hizmet edenleri görmek istedim. Kendimi de yazıyı okuyanları da yormak istiyorum.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) başta olmak üzere İstanbul İl Özel İdaresi, İstanbul Millî Eğitim Müdürlüğü ve İstanbul Türkiye İş Kurumu tarafından, İstanbul’da faaliyette olan ve bütün Türkiye’ye yayılması beklenen çok çok önemli bir projenin kısa detayları şöyle:
Kısa adı ÖZİMEK olan bu proje; istihdamın korunması, artırılması, geliştirilmesi ve işsizliğin azaltılmasına yardımcı olmak üzere kişileri mesleki ve teknik öğretim okul ve kurumlarından faydalanmak suretiyle, işsizlere ve çalışanlara meslek geliştirme, değiştirme ve edindirme eğitimleri vererek, istihdam imkânı sağlamak için kurslar düzenliyor ve iş buluyor.
Proje kapsamında İstanbul Ticaret Odası ve İş-Kur Bölge Müdürlüğü’nün işsizlik konulu raporları ve analizleri dikkate alınarak kurs verilmek üzere 44 branş belirlenmiş. 2007 yılı için 25 okulda, 44 branşta- 500 kursiyer hedeflenirken, İstanbul’un bu büyük kurumlara güveni ve bu konudaki ihtiyacı sonucu 1 Şubat 2010 tarihi itibariyle 79 ayrı okulda 140’ı aktif olmak üzere, toplam 158 branşta kurs açılmış. Toplam 22.329 kursiyere ulaşılmış. Bu kursiyerlerin 19.917’si mezun olmuş ve “çalışmak isteyenler” iş başı yapmış.
İstanbul Ticaret Odası, mezun olan kursiyerler için İTO bünyesinde; “İnsan Kaynakları Borsası” isimli bir web sitesi kurmuş. Mezun olan kursiyerlerden isteyenler bu siteye özgeçmiş bilgilerini kayıt ettiriyorlarmış. Eleman arayan iş çevrelerinin sertifikalı kursiyere öncelik vermesi sağlanmış. Ayrıca yine kursiyerlere iş bulmak için İstanbul Ticaret Odası bünyesinde bulunan tüm meslek komitelerine üye iş adamlarıyla görüşmeler yapılmaktaymış.
Kurs açılan okullar tespit edilirken özellikle İstanbul’un mahrumiyet bölgelerine, yoğun göç alan yerlerine, işsizliğin ve suç oranlarının yüksek olduğu ilçelere öncelik verilmiş. Özellikle Bağcılar, Zeytinburnu, Esenler, Ümraniye önemli kurs merkezleri olarak seçilmiş.
Mezun olan kursiyerlerin işe yerleşmeleri ile ilgili yapılan çalışmaların sonuçlarına göre toplam 11 bin 837 kursiyer ile görüşülmüş, bu kişilerin 2 bin 760’ı hiç işi yokken iş bulmuş. Bin 714’ü mevcut işinden ayrılarak daha iyi bir iş bulmuş. 4 bin 471’i mevcut iş yerinde daha iyi bir maaş veya statü elde etmiş.
Evet, İTO’nun öncülük ettiği projeden daha küçük bir kısım sundum. Laf üretenler can sıkar, iş üretenler mutluluk dağıtır. Şimdi “Türkiye’de iş çok ama işçi yok” desem herhalde epey eleştiri alırım. Eleştireceklerin başında da işçileri sömüren sarı sendikacılar ve tuzu kuru işçi simsarları gelir. Neyse, geçelim.
Türkiye’nin büyük sorunlarından birinin işsizlik olduğunu herkes biliyor ve söylüyor. Aslına bakarsanız; “iş yapmak ve çalışmak isteyen insanlar için işsizlik diye bir şey yok.” İşsizlikten şikâyet edenlerin iş beğenmemek gibi bir lüksleri var. Ve günümüzde bu mesele, toplumun karşısına işsizlik olarak çıkıyor.
Gazetelerde iş arayanların ilanı kadar eleman arayanların da ilanı var. Peki, bu kadar işsizlik varsa, bu kadar eleman eksikliği niye var? İşsizlerin pek çoğu vasıfsız bir işte çalışmak istemiyor ama bir vasfı olmadığını da kabul etmeyip, hep şikayet ediyor.
Şikâyet edenler çare üretseler veya çare üretenlere yardımcı olsalar, işsizliğin önüne geçilebilir. Bir de esas problemimiz, “işçi-işveren arasındaki güven bunalımıdır.” Laf yerine iş üreten İTO Başkanı Dr. Murat Yalçıntaş, işçi- işveren güvenine dair de projeler hazırlatmalı.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi