Anayasa’mız Anayasa’ya aykırıdır
İktidar kanadı hazırladıkları ve tartışmaları henüz keşfedilmemiş galaksilerden işitilen Anayasa taslağını bugün itibariyle meclise sunmuş olacak...
Ne hoş, ne güzel!..
Alkışlayalım hadi gel!..
Amma bir de muhalefet partilerine soralım... Ana muhalefetinden cici muhalefetine kadar...
Elbette ağız birliği etmişcesine “Bu anayasa taslağı anayasaya aykırıdır” diyecekler...
İktidar kaç adım geri atacak malum değil daha...
Farzedelim Anayasa taslağı Meclis’ten geçti ve kabul edildi...
İş biter mi hiç?
Bunun bir de Anayasa Mahkemesi var, Danıştay’ı var, Yargıtay’ı var, HSYK var...
Diyelim ki hepsi de gözlerini yumdular, ağızlarını kapattılar... Bu mesele burada kalır mı sanıyorsunuz?
Yeryüzünün en kıdemli anamuhalefet lideri siyasi propaganda milislerini toplayıp taarruza geçmeyecek mi?
Ya ötekiler?
İktidar mensupları, “nereye kaçarlarsa kaçsınlar” oralardan tutup getirmezse, özel yargılama ekipleri kurmazsa “namertliğini” ilan eden yavru muhalefet lideri meydandan çekilmez bence...
Yenilgiyi kabul edip çekilecek olsa yerler kendisini kesinlikle...
Adam etine aş eren siyaset kuşları o kadar çoklar ki saymakla bitecek gibi değil...
Diyelim ki hepsi hepsi pes etti kisbeti çıkardı, oturdu kenara...
Osman Kaçmaz’ı kim yenecek veya ikna edecek?
Bilahere meydana çıkan hakim Oktay Kuban canı istediği yerde karar vermeyecek mi?
Savcılar fezleke hazırlamaktan vaz mı geçecek?
İlhan Cihaner kendini hükümetten çok çok üstün sanmıyor muydu?
Savcı Eminağaoğlu, Türk Telekom’u karıştırdığı gibi daha başkaca resmi kurumları karıştırmayacak mı?
Yargıtay Başkanımız Hasan Gerçeker, “Ey halkım kuşatıldık” mealinde yardım çağrıları yapmayacak mı?
HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek, şayet, “Ben yenilgiyi kabul ettim” dese, bırakırlar mı sanıyorsunuz? Mezhebi dayanışmanın dışına çıkmaya yandaşları müsaade ederler mi?
Hassaten, özellikle bugüne değin Yargıtay Başsavcılığı yapmış, “onursal” hukukçularımız cengaverlikten imtina mı edecekler?
Vallahi çok zor...
İşler iktidar için düzlüğe, muhalefet için sarpa sarınca Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya makarayı dilediği yöne sarmayacak mı, canı sıkıldığında partileri kapatmayacak mı?
Kapatır kapatır!
Canı sıkılırsa, yahut da öyle istediğinden dolayı Türkiye’yi bile kapatır başsavcımız...
Önüne Cemil Çiçek mi çıkacak sanki...
Çıksa ne yazar, çıkmasa ne yazar?
“Bundan önce 40 sene siz bizi dövdünüz, bundan sonra 40 sene de biz sizi döveceğiz...”
Oy ne cici kahramanlık lafları bunlar?
Beni dinlerseler hiç yorulmasınlar... Nasıl olsa gizli/açık Türk halkını vura vura, hem de hukuk adına, demokrasi adına yönetenler, yönetmek isteyenlere kıran girmedi daha...
Herkes çangalda asılı ete sıçrıyor ki nasiplene...
Farzedelim ki eti kaptı bir bacağı uzun... İşte o zaman tüfekli güçler harekete geçebilirler...
Velhasılı biz şanslı bir ülkeyiz galiba...
Hani deriz ya: “Amaysa’nın bardağı, biri olmazsa bir daha...”
İnekten mi desem, koyundan mı desem, keçiden mi desem, kocaman bir sürü var hem güdülecek, hem sütü sağılacak...
Talipli çok ki çok...
Allah (c.c.) bizleri kurtarıcılarımızdan kurtardığı günleri de gösterir inşallah...
===================
Ülkemize hükmeden savcılar hakimler mi
Yoksa şu eli-kolu bağlanmış siviller mi?
Ya da üniformalı ve silahlı tim’ler mi?
Veya birbirine taş atan aviller mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.