D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Yargının adalete ihtiyacı yok mu?

Yargının adalete ihtiyacı yok mu?

Anayasa değişikliği ile ilgili tartışmaları ibretle seyrediyoruz.
Konunun en fazla üzerinde durulan tarafı yüksek yargı ile ilgili düzenlemeler.
Önce ilgili kurumların yöneticileri konuşuyor.
Hiç bu konuşmalardan, beyanlardan adalet hissi duyuyor musunuz, hukuk kokusu alıyor musunuz?
Bir değişim bekleniyor. Statülerin değişmesi sözkonusu; mevkileri sarsılacak. Bu değişimin konusu olan kurumların yöneticileri, sadece kendi konumlarının değiştirilmesine itirazlarını yüksek sesle dile getiriyorlar. Hırçınlıkları âşikar. Menfaati haleldar olanların göstereceği tarzda bir tepki bu.
Oysa bu kurumlar, Türkiye’de adaletin teminini, hukukun tesisini iş edinmeli. Böyle bir değişikliğin, adaletin temini ve hukukun tesisine hizmet edip etmeyeceğini konuşmuyor bu yüksek yargıçlar, sadece ve sadece kendi statülerinin korunmasının peşindeler. Şahıslarının gözden çıkarıldığını yüksek sesle ilan ediyorlar.
Ortada bir yapının korunması mücadelesi var. Bu mücadelenin tarafları var elbette. CHP’nin bu taraflardan olduğu kesin. CHP’nin tarihen böyle bir mücadele içinde olması çok tuhaf karşılanmaz. Çünkü bu yapılar onun zihniyetinin mahsulü ve ona hizmet ediyor. Ya MHP neden bu yapıların korunması için sesini yükseltiyor? Bu konuda fazla yorum yapmayacağım. Sadece şunu söylemekle yetineceğim: Son zamanlarda MHP’nin tepkilerinin nasıl şekilleneceğini görmek için CHP’ye bakmak lâzım! CHP sesini yükseltiyor, MHP bu soloyu iki sese çeviriyor.
CHP tarihen, İstiklâl Mahkemelerinin mucidi. İstiklâl mahkemeleri her ne kadar, Millî Mücadele sırasında askerden kaçanları cezalandırmak için kurulmuşsa da, sonradan tek partinin ideolojik tecziye cihazına dönüştürülmüştür.
Cumhuriyet’in kuruluş döneminde yargı asla bağımsız değildi; yönetici bürokrasinin yancısı konumundaydı. Bunun çok partili hayata geçtikten sonra sıkıntıya yol açtığı tahmin edilebilir. 1960 darbesi yargıyı yönetimden ayırmakla kalmadı, ona karşı konumlandırdı. Yüksek yargı, üniformalı bürokrasi ile hiza tuttu. Ekseriya yanaşık düzen gösterdi. 28 şubat sırasında karargâha brifinge giden yargı mensupları gerçekte ne yapmış oldular?
İki askeri darbe yargıyı İstiklâl mahkemesi mantığı ile oligarşik çıkarlarına hizmet için konumlandırdı.
Yargı adaleti temin ve hukuku tesis için var olmalı. Yönetimin engellenmesi, oligarşik çıkarların korunması için konumlandırılmamalı.
Türkiye’de bu yönde bir adım atılıyor.
Siyaset bunu neden desteklemiyor?
Bugünün muhalefeti yarının iktidarı olmaya aday değil midir?
Elbette demokrasilerde böyle düşünülür. Bugünkü iktidarı yargı yoluyla kısıtlamanın hesabını yapanlar, iktidara geldiklerinde aynı duruma düşeceklerini elbette bilirler.
Türkiye’deki problem, muhalefetin iktidara aday olmaması!
Meclis’te grubu bulunan üç parti de kendilerini geleceğin iktidarı olarak görmüyorlar, böyle bir ümitleri yok!
Asıl mesele bu!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi