Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

İsmail Saib Sencer

İsmail Saib Sencer

Beyazıt Devlet Kütüphanesi, adından da anlaşılacağı üzere Beyazıt’tadır. 125 yıldır hizmet veren bu kütüphanede müdürlük yapmış öyle bir şahsiyet vardır ki, onu mutlaka tanımamız gerekmektedir. Ben de geç kaldığımı itiraf ederek bugün ondan söz etmek isterim.
1872 yılında doğup, 1940 yılında rahmeti rahmana kavuşan İsmail Saib Sencer, vefat ederken Rasulullah (s.a.v.)’i görerek vefat etmiştir. Yanındaki canlı şahitlerinin ifadesi böyledir. Onun vefatından sonra dünyanın her tarafından başsağlığı mesajları gelir ve o günlerde insanların ilimleriyle değil, kıyafetleriyle uğraşan İsmet İnönü ve kabinesi, İsmail Saib Sencer’in böylesine tanınan büyük bir âlim olduğunu bilmez bile.
Oysa İsmail Saib Sencer’e dünyanın her yanından yüzlerce âlim ve ilim adamı sorular sorar, cevaplar alır ve döneminin en güvenilir insanlarındandır. Üniversitede sarığı ve cübbesiyle ders veremeyeceği söylenince, kendisini Beyazıt Kütüphanesi’ne kapatır ve insanların kafasının içindekilerle değil de dışındakilerle meşgul olanların yüzlerini görmek yerine, kitaplar arasına dalar. İyi ki de öyle yapmıştır, eğer bugün Beyazıt Kütüphanesi, 125 yıldır dünyanın en büyüğü ve en zengini olmasını, İsmail Saib Sencer’e borçludur.
İsmail Saib Sencer’in eğitimleri de dönemin yasakçı zihniyetlerine bir şey ifade etmez. Onlar sadece; “Hocanın sırtında niye cübbesi vardır, niye sarık sarar” diye kıyafetine olan düşmanlıklarının tatmini peşindedirler. Oysa o günün şartlarından hocamızın eğitim seviyesine kıyafet düşmanlarının çıkması mümkün değildir, çıksalar ilim düşmanı olmazlar.
Kısaca eğitiminden de söz edelim. İsmail Saib Sencer, Koca Mustafapaşa Askeri Rüştiyesi ve Esekapusu İbrahimpaşa İdadi mektebinde okurken bir yandan da dönemin âlimlerinden dini ilimlerde eğitim alır. Daha sonra tıp fakültesine girer, beden ilimleri adına uzun bir eğitim alır. “Eczacılık” okur, “Hukuk” okur ve başarıyla diplomalarını alır.
İsmail Saib Sencer, bütün tahsilini sırf Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in; “Hem beden ilimlerini hem de din ilimlerini tahsil ediniz” diye tercüme edilen Hadis-i Şerifi’ne dayanarak, beden ilimlerinde kendini aydınlatmak, maddenin sırrına vakıf olabilmek için okuduğunu söyler. Hocamız bu eğitimle de yetinmez ve Arapça, Farsça, Almanca, Fransızca, Grekçe ve Latince dillerini de çok iyi okumakta, yazmakta ve konuşmaktadır.
İşte böyle güzide bir âlim ve ilim adamımız olan İsmail Saib Sencer hocamız, 42 yılını Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nde geçirmiştir. Sabahlara kadar kitaplar okuduğu, kütüphanenin neresinde hangi kitabın olduğunu ve kitaplardaki mevzuların sayfa ve paragrafına kadar bildiği anlatılır.
Tahmin edileceği gibi hocamız, bizim ülkemizde pek tanınıp bilinmezse de diğer dünya devletleri tarafından yakından tanınır, bilinir ve hatta kendisine sürekli müracaat edilerek danışmalarda bulunulur. İsmail Saib Sencer, dünyanın neresinde olursa olsun, ilim adına bir soru gelmişse o sorunun cevabını vermeden asla kendisine zaman ayırmaz.
Avrupalı ve Asyalı ilim adamlarınca daha çok tanınan İsmail Saib Sencer’le ilgili şu ayrıntıyı paylaşmak isterim. İsmail Saib Sencer hocamız, gerek Avrupa’dan gerek Mısır’dan gerekse Hint’ten gelen ilim sahibi insanlara kapılarını açar onların sorularını cevaplandırır.
Alman Yahudisi Şarkiyatçı Prof. Dr. Oswald Rescher ve Prof. Dr. Helmuth Von Ritter gibi ilim ve edebiyat adamları, İsmail Saib hocadan istifade edenler arasındadır. Hatta Oswald Rescher, hoca efendiden daha iyi istifade edebilmek için ismini, “Osman” olarak değiştirdiğini söyler.
İşte iki insan zihniyeti:
Birinci zihniyet diyor ki; “Kıyafetini değiştir ya da okulu terk et.” İkinci zihniyet de diyor ki; “Hoca efendiden daha iyi istifade edebilmek için ‘Oswald’ olan ismimi ‘Osman’ olarak değiştirdim ve hocadan daha çok istifade ederek talebelerimi de istifade ettirdim.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi