Manzara
İnsan bazen şaşırıyor.
Bir taraftan bakıyorsunuz eskiye göre çok güzel gelişmeler var.
Bunlarla yarınlara umutla bakıyorsunuz.
Öbür taraftan gördüklerinizle hayal kırıklığı yaşıyorsunuz.
Bu anlayışla bir yere varılamaz diyorsunuz.
Memleketin manzarası bunlar!
***
YGS sınavında velilerin okudukları Kur’an görüntülerini seyretmişsinizdir.
Geçen yıl da gördüğümüz bu manzaralar hayli düşündürücü!
Bir yanda sınavda ter döken gençler..
Diğer yanda ellerinde Kur’an’la çocuklarına “manevi destek” olmaya çalışan veliler...
“Bunda ne var?” diyeceksiniz.
“İyi ya, ne güzel Kur’an okuyorlar, dua yapıyorlar!”
Bir insanın Kur’an okumasına, dua yapmasına kim karşı çıkabilir?!
Kastımız bu değil!
Zaten okuyanların niyetleri hâlis.
Dualarındaki samimiyetten de şüphemiz yok.
Ancak, bu manzaranın altında yatan anlayış, hiç de öyle geçiştirilebilecek basitlikte değil!
Çünkü görünen manzara, bu ihlas ve samimiyete gölge düşürüyor!
Hatta yalanlıyor!
İşte bizi düşündüren de bu!
***
İyi niyetle okudukları bu Kur’an, aslında bir hayat kitabı.
İyi niyet, sağlıklı bir inanç için yeterli değil!
Salih bir amele, makbul bir eyleme dönüşmedikçe de yeterli değil!
Şimdi okunan Kur’an’a bir bakalım.
Müslümanların dünya görüşünü, yaşam tarzını, günlük hayatını düzenleyen hükümler içeren bir kitap Kur’an.
Orada, bir insanın nasıl inanması, nasıl yaşaması gerektiği yazılı.
Ayetler, insanın toplumdaki hareketini, konuşmasını, yemesini-içmesini, giyim-kuşamını, ilişkilerini belirliyor.
Sonuçta, insanın hayatı Kur’an’ın çizdiği çerçeve ile sınırlı.
Bir Müslüman’ın Kur’an’a böyle bakması, böyle inanması gerekli!
Okuduğu Kur’an böyle derken, okuyanların sanki tüm bunlardan habersiz gibi bir görüntü sergilemeleri, işte bizi asıl düşündüren bu!
Kur’an’a sadece bir “dua kitabı” gözüyle bakmak!
Ve Kur’an’ı sadece bir “moral-motivasyon” kitabı olarak görmek!
***
Bizzat velilerin ifadeleriyle sınavda çocuklarına “manevi destek” olsun diye okunan bir kitap konumunda değerlendirilen bir Kur’an anlayışı var toplumda!
Sınav öncesi çekilen bilmem ne kadar sayıda tesbihler de bunun için!
Amaç, sadece sınavı kazanmak!
Kur’an, sınavla başlayıp sınavla bitiyor.
Ya sonrası?
Peki, Kur’an’la hayat sınavımız ne olacak?
Sınav öncesindeki ve sonrasındaki ve hatta sınavı beklerkenki duruşumuz, tavrımız, konuşmamız, kıyafetimiz, yememiz, içmemiz, acaba okuduğumuz Kur’an’la ne ölçüde bağdaşıyor?!
Kur’an’daki hayatla bizim hayatımız arasında uyum mu var, yoksa zıtlık mı var?
Kur’an okurken asıl bunları test etmemiz gerekmiyor mu?
***
Şu gerçeği tekrar hatırlayalım:
Kur’an’ı, hayatımızı düzene sokmak için okumadıkça, içindekileri anlayıp yaşamadıkça, ayetlerle yüzleşip hesaplaşmadıkça, ancak kendimizi avutmuş, aldatmış oluruz.
Yaşamak için okuduğumuz taktirde Kur’an’daki dua ayetlerinin bizim için bir anlamı olacaktır, ancak o zaman Kur’an bize manevi motivasyon sağlayacaktır!
Okuduğumuz Kur’an sayesinde dünya sınavını kazandığımızı belki düşünebiliriz ama yaşanmayan Kur’an’la ahiret sınavını nasıl kazanabileceğimizi çok daha iyi düşünmemiz gerekir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.