Bir yol yaptık işareti yok, ölenler olmuş kimsenin kabahati yok
İsveç'te etrafı ormanla kaplı geniş bir yolda ilerliyoruz. Otobüs yavaşladı. İleride uyarı işaretleri var. Ciddi bir durum olabileceğini düşündük.
Bir büyük kamyon, bir iş makinası, bir kamyonet, bir asfalt dökme aracı, bir sürü işçi...
Ellerinde kürekler, tırmıklar ve daha başka aletler...
Yolu daraltmışlar, tek şeritten yavaş geçişe izin veriyorlar.
Yanlarından geçerken neyle uğraştıklarını gördük.
İki metre uzunluğunda, yarım metre genişliğinde ve derinliği beş on santimden ibaret bir çukur oluşmuş.
Bütün o tantana, yoldaki beş on santimlik çukuru kapatmak uğruna.
*
Gördüğümüz sahne, gelişmiş bir ülke için, sıradan.
Bizim içinse hayret vericiydi.
Bizde o ölçüde merasime gerek duyulmaz, hatta angarya görülür, eziyet sayılır.
Beş on santimlik çukuru kapatmak maksadıyla, o kadar çok insan ve araç kesinlikle kullanılmaz.
Geçerken iki kürek çakıl atılır, biraz asfalt dökülür, üstüne kürekle iki tane pat pat yapılır, tamam.
*
Hatta yollarda bazen mezar ebadında çukurlar oluşur, onu kapatmak için bile epey beklenir.
Uyarı levhaları konulmaz.
Biri gelir, gelip geçen araçları uyarmak üzere, hayrına bir büyük taş bırakır yolun orta yerine.
Bu taş, az ileride tehlikeli bir çukur var anlamına gelmektedir onun anlayışına göre.
Geçen araçlardan bir tanesi, karanlıkta o taşa çarpıp takla atar ve biri ölürse, az ileride mezar da hazır sayılır.
*
Bazen taş olmaz da yola konulan, varil olur, yol kenarından bulunmuş bir kalas olur...
Kimi zaman rögar denen kanalizasyon kapakları kaybolur, oraya tekerleği giren araçtakiler etrafa savrulur.
Kaza mahalline gelenlerden bazıları yaralılara yardım etmeye çalışırken, birkaç görevli de yeni bir kanalizasyon kapağı getirip takarlar.
*
Bazen işçiler gece boyu çalışır, yolda yeni bir düzenleme yaparlar.
Yolun akış düzeni değişir.
Bir yere kaldırım yapılır, bir yere refüj, bir yere yaya geçidi.
Planlamanın rastgele ve acemice yani standartların dışında yapılması bir yana, o haliyle bile gerekli işaretler ihmal edilir.
*
Uyarı levhaları konmadığından, fabrikadan çıkmış kadın işçileri taşıyan servis minibüsünün sürücüsü, yapılan değişikliği farketmez ve araç devrilir.
Beş kadın işçi orada hayatını kaybeder, 17 kişi yaralanır.
*
Kazadan sonra görevliler gelip orayı uyarı levhalarıyla, güvenlik şeritleriyle süsleyip sünnet salonuna çevirirler.
İki üç de balon taksalar, görenler az sonra Keşan'dan usta klarnetçiler gelip çalmaya başlayacaklar herhalde diye düşünür.
Hâlbuki Keşan epey uzaktır Yalova'nın Çiftlikköy'üne.
Nedense hep yanlış düşünür bizim gibi o sonradan alınan tedbirleri görenler.
Hicap duysak da tekrar etmek zorundayız:
Az gelişmişlik bir bütündür, parçalanamaz.
Nereden baksak, bir zihniyet meselesi çıkar karşımıza.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.