Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Çocuklarımız bizim mülkümüzde değildir!

Çocuklarımız bizim mülkümüzde değildir!

Metin Münir'in " bir zengin evladının mutsuz hayatı" adlı yazısı günümüz insanının çocuklarıyla ilgili çarpık düşüncelerini mizansen bir dille ifade eder. Yazıda evladının, kendisiyle ilgili beklentilerini hiç dikkate almadan hareket eden ve onu kendi yerine varis bırakmaya çalışan babayı ve çocuğun düştüğü durum anlatılır. Hikaye aynen şöyledir:

" Müzik tutkunuydu. Keman çalıyordu. Müzik okumak hayatını müzisyen olarak geçirmek istiyordu. Babası sıfırdan dev bir şirketler grubu meydana getirmiş ünlü bir iş adamı idi. Tek oğlu için büyük planları vardı. Oğlu yurt dışına gitsin, mühendislik okusun, aile şirketinde çalışmaya başlasın ve baba ölünce de yerine geçsin istiyordu.

Babanın istediği oldu, müzik tutkunu genç adam kemanını dolaba kaldırıp yurtdışına gitti ve mühendislik okumaya başladı. Onun üniversitedeki durumunu bilenler o günlerde çok mutsuz olduğunu söylüyorlardı. Mühendis olup döndükten sonra babasının yanında çalışmaya başladı.

Kişinin sevdiği işi yapması onu mutlu yapar ama bu çok az bilinen bir şeydir ve sevilerek yapılan iş aslında kişinin en büyük mutluluk kaynağıdır.

Aradan yıllar geçmiş ve kemanı dolapta duran genç işadamı evlenmiştir. Ama mutsuzluğunu evine de taşımış ve yuvasını zehirlemiştir. Şu günlerde babanın ölümünü bekleyen ortayaşlı bir adam. Baba hãlã şirketin başında ve artık oğlunun iyi bir iş adamı olamayacağını da biliyor. Şirket aynı soyadı taşıyan insanların sırtında nesilden nesile büyümeyecek. Bunu anladı ama artık çok geç.

Nedense, servet ya da kariyer sahibi kişiler oğullarının her zaman arkalarından gelmelerini ve kendi izlerini takip etmelerini isterler. Eğer çocuk babanın yolunu takip etmek ve aynı işi yapmak isterse buna saygımız var. Ancak bu türden imkanlara sahip babalar çoğu zaman çocuklarının yeteneklerini geliştirmesine ve istediği mesleği seçmesine izin vermezler. Aksine onları kurulmuş bir robot gibi yönlendirerek mesleki miraslarını sırtlarına yüklerler. Oysa çocuk, belki bir iş adamı olmak yerine sanatkar, yazar şair ya da sıradan bir mesleğe eğilimli ve bu alanda kendini geliştirmek istiyor olabilir. Bu nedenle babalar her şeyden önce çocuğun kendilerinden ayrı bir birey olduğunu bilmeleri ve onun yeteneklerini geliştirmesine ve sevdiği işi yapmasına fırsat tanımalıdırlar. Aksi taktirde, şaşalı masalarda oturan, istediği her şeyi elde eden fakat mutsuz ve umutsuz bireylerin ortaya çıkması kaçılmaz olabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi