Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

“İçeriden” büyük ihanet!

“İçeriden” büyük ihanet!

Dün demokrasi yolunda önemli bir kavşak noktasındaydık.
Rayından bir kez daha çıkartmak istediler treni.
Maalesef yine virajı alamadı demokrasi treni...
On yıllardır Türkiye’nin önünde takoz olan, gelişme süreçlerini tıkayan “malum vesayet” bir kez daha “mayın” döşedi milli irade yollarına.
“Gayrî milli malum vesayet” hesabına kurulan ve işletilen, milleti değil statükoyu koruyan, kişiyi ve haklarını değil “darbe kalıntıları”nı gözeten hukuki dayanakların kaldırılmaması için pusu kuruldu.
Bu pusu kan üzerine, can üzerine kurulmuş bir pusu...
Sistemden ve statükodan nemalanan bir kısım “imtiyazlı azınlık, halktan kopuk jüristokratik bürokratlar” hariç, sağduyu sahibi herkes, milli iradeye inanan her fert, memleketi müreffeh görmek isteyen her vatandaş bu değişiklikleri isterken kıydılar, arzulara ve isteklere...
Bir türlü pes etmedi bu tufeylî güruh...
Anayasa değişikliğini sabote etmek için önce Ergenekon’un dağ kadrosu harekete geçirildi...
Karakola baskın düzenlenip mehmetçiğimiz şehit edildi.
Bu yazıyı kaleme aldığım esnada bana gelen “özel bilgi” kan dondurur cinsten.
Özel bilgi şöyle:
“Karakol komutanımızın canına birkaç metrelik mesafeden kıyılmış.”
Yani kahpe kurşunlar birkaç metreden sıkılmış!
Bu ne anlama geliyor?
O kurşun nasıl ve kim tarafından sıkıldı varın siz düşünün.
İşin aslını kapsamlı otopsi raporları elimize ulaştığında göreceğiz, lakin iddiası bile insanın kimyasını bozmaya ve kahrolmaya yetiyor!
Bir kez daha “kahrolsun” diyorum, kandan medet uman vampirler!..
Biliyorsunuz AK Parti 1. Tur’u üç fireyle atlatmıştı.
“Temkinli olmak gerekir” düşüncesi içerisinde korkuyla ümit arasında Ergenekon’un bürokrasi kadrosunun “özel maddeler”in oylamasında “özel vekiller”e “kanca” taktığı bilgisiyle AK Parti kulislerini dolaşmıştım...
Vampirler bulanık havayı sever kanaatiyle; “Bakın teröristler askerlerimizi şehit ediyor, biz Anayasa’yla meşgulüz” diyeceklerini hesaba katarak havayı koklamıştım.
“Ama askerimizi şehit eden teröristin kimden nasıl ve ne zaman emir aldığı artık örtülemeyen bir gerçek” diye düşünerek..
Bakar mısınız!
2010 yılının Ocak ayında sadece bir şehit verilirken, bu rakam Şubat ayında “sıfır”dı.
Anayasa değişikliğinin gündeme geldiği Mart ve Nisan aylarında birden bire 17’ye yükseldi.
Medyaya da yansıdı:
İstihbarat birimlerine ulaşan çok önemli bilgiler vardı.
Bu bilgilere göre Ergenekon’un dağ kadrosunun nerelere saldıracağı da mevcuttu.
Ama yine de gerekli tedbirler alınmıyor.
Sizce de bu tuhaf bir durum değil mi?
Tunceli’deki karakola önceden saldırılacağı bilindiği halde, hiçbir şey yapılmamış olması manidar değil mi?
“Ergenekon ahtapotu”nun kırsaldaki taşeronlarını harekete geçirdiği görülmüyor mu?
O gün AK Parti içerisinde milliyetçi kanadın önemli isimlerinden Sadık Yakut “AK Parti değişikliklerde fire verebilir mi?” sorusuna, “Her şey yolunda, hiçbir problem yok. İkinci turun maddeleri görüşülmeye başlandı. Çok iyi gidiyor. Partimiz içerisinde hiçbir problem yok. Problemsiz bir şekilde yola devam ediliyor” demişti..
Benzer ifadeleri Kürşat Tüzmen ve Abdülkadir Aksu’dan da işitmiştim. Henüz o saatlerde Tüzmen, “İkinci oylamada da göreceksiniz, bütün arkadaşlar aynı ahenk içinde oylamalara katılacaklar. Kimsenin işine gelmiyor böyle birlik ve beraberlik içinde olunması. Türkiye geçmişte de buna benzer sıkıntılar yaşadı. Ama göreceksiniz bu da etkili olmayacak” derken, Aksu da şöyle demişti: “Biz millete söz verdik, ‘Bu Anayasayı değiştireceğiz’ dedik ve bildiğimiz yolda devam edeceğiz. Allah’a şükür 1. tur bitti, 2. tur da başladı, iyi gidiyor. Kaygı duyulacak hiçbir şey olmaz.”
Oldu işte...
Ne mi oldu?
Anayasa değişikliği görüşmelerinde parti kapatma davasını Meclis iznine bağlayan 8. madde 327 oyda kaldı.
Yani madde reddedildi.
“Millet iradesinin bir Başsavcının iki dudağı arasında hapsolmasına” devam, denilmiş oldu.
Korkulandı bu.
Ve oldu işte.
Bu millet bu ihaneti affeder mi?
Hiç sanmıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi