Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve ötekiler
Deniz Gezmiş ve arkadaşları idam edilişlerinin 38.yılında Karşıyaka’daki mezarlarının başında anıldılar.
Bu yılki tören, geçen yıllara göre biraz daha farklıydı. Hem katılım daha yüksek, hem de –dara ağacında üç fidan- korosuna eski reis-i Cumhurumuz Demirel’de katılmıştı. Demirel gazetecilere ne zaman bu olay aklıma gelse içim sızlar diyordu.
Anma toplantısında konuşan arkadaşları Gezmiş’in mücadelesinden övgüyle bahsettiler.
Kimi yiğitliğini, kimi yurt severliğini dile getirdi.
Bizde teoride herkes teröre karşıdır.
Ama böyle anma toplantılarında terör de, teröristte kutsallaştırılır.
Kimsenin yarasını deşmeye, ölüsü ile uğraşmaya niyetim yok. Ama bazı şeylerin de bilinmesinde fayda var. Gelecek nesillerin heder edilmemesi biraz da buna bağlı.
Son yıllarda sistemli bir sol militanları cilalama faaliyeti yapılıyor. Bir dönemin ünlü militanları yeniden üretilerek vizyona sokuluyor.
Bugün anılan Deniz Gezmiş’in 38 yıl önce asılan Deniz Gezmiş ile neredeyse hiçbir alakası yok. Aynı durum Mahir Çayan ve arkadaşları için de geçerli.
Bu yeniden yorumlayıp piyasaya sürme faaliyetinin iyi anlaşılması gerekiyor. Mevcut durum, eski silah arkadaşlarının Gezmiş’i anmalarından daha derin anlamlar içeriyor.
Katıksız bir vatansever, emsalsiz bir kahraman olarak takdim edilen Gezmiş’in hayatı aynı şeyleri söylemiyor.
Ortalama bir vatansever sadece kendi bayrağına sevdalı olur.
Askere polise silah sıkmaz. Gasp, hırsızlık, cinayet adam kaçırma,soygun gibi yüz kızartıcı suçlara karışmaz.
Oysa yeniden üretilen bu eski militanların hayatları hiç de böyle değil. 70'li yıllarda Ay yıldızlı bayrağımızın yerine orak çekiç veya kızıl yıldız taşımayan tek bir solcu göremezsiniz. Yaşadığı ülkenin bayrağı yerine başka ülkelerin bayrağını taşımanın neresi övünülecek bir durum?
Mahir Çayan arkadaşları ile birlikte kızıldere’de askerle girdiği çatışmada öldürüldü.
Askere kurşun sıkmak iyi bir şeyse Çayan ve arkadaşlarını bir kahraman gibi takdim edelim. Değilse bu propaganda niye?
Gezmiş’in suçları arasında banka soymak, üniversite işgalleri, Gemerek Belediye başkanının evini basmak adam kaçırmak gibi suçlar var. Mahir Çayan’ın sabıkası ise daha kabarık. Bir çok banka soygunu, fidye için adam kaçırma, askerle polisle çatışma vs. Bu eylemler övünülecek, gençlere tavsiye edilecek eylemler değil. Aslında yasadışı işlerin hiç biri masum görülemez, müsebbipleri gençliğe rol model olarak gösterilemez. Ama uzun bir zamandır solun eski militanları gençlere yeni rol modeller olarak sunuluyor. Sağ’da Bağımsız mahkemelerde berat etmiş insanlara suçlu muamelesi yapılırken, solun mahkemelerde yargılanıp hüküm giymiş militanları dolaylı olarak aklanıp, paklanıp piyasaya sürülüyor. Alevi çalıştay’ına davet edilen Ökkeş Şendiller’e bazı çevrelerin gösterdiği haksız tepkinin üzerinden uzun zaman geçmedi. Keza berat etmiş olmasına rağmen bir TV kanalında merhum Yazıcıoğlu için Taraf’ın teneke sesli bir yazarının söyledikleri hatırlardadır. Solun mahkum olmuşu bile masum, sağın berat etmişi bile suçlu. Bu anma toplantıları, propagandalar sebepsiz değil. Artık bu kuluçka makinesi civciv üretmiyor. Gençler geçmişte yaşananlardan ders aldılar. Kolay kolay terör tuzağına düşmüyorlar. Halbuki derin devletin/ETÖ’nün kullanacağı teröristlere ihtiyacı var. Kavgasız, çatışmasız bir Türkiye, terörden nemalananların işine gelmiyor. Onun için solun eski militanlarını cilalayıp, cilalayıp servise veriyorlar. Yeni Gezmiş’ler, Çayanlar üretmek için yırtınıp duruyorlar. Ama Türkiye çok değişti bu kuluçka makinesinden artık militan çıkmaz. Boşuna debeleniyorlar. Bu ülkede artık bir tek bayrak dalgalanacak, o da ay yıldızlı Türk bayrağı…