Demokrasi mücadelesi
Türkiye’de şu anda demokrasi isteyenlerle, Tanzimattan bu yana Osmanlı ve Türkiye’yi vesayet rejimi ile idare edenler arasındaki mücadele zirveye tırmanmıştır. Darbe anayasası ve bir yığın baskı ve karışıklıklarla halkın vermediği yetkileri bir nevi gasbeden bürokratlar, bu imtiyazlarını kaybetmemek uğruna her çareye başvurabilirler. Darbe anayasasından bir adet çivinin bile sökülmesi demokrasi için başarıdır. Anayasa paketinde 8. maddenin geçmemesi üzücüdür. Ama demokrasi yolunda mücadele devam edecektir. Nihai zafer demokrasi yanlılarının olacaktır.
Tanzimattan bu yana vesayet rejimi mensupları halkın özgür ve zengin olmasını önledi. Zaten en büyük korkuları demokrasidir. Halkın özgürlük ve zenginliğidir. Anayasa Mahkemesi Başkanına göre:
“Toplum bugünkü yargı düzeninden endişe duyuyor.” Anayasa paketini engelleyen partiler ve milletvekilleri kendini riske atıyorlar. 2011 seçimlerinde bedel ödemeye mahkûm olacaklardır. Adalet Bakanı Sadullah Ergin “Vesayetin her şekline karşıyız” demiştir. Yargı sadece Yargıtay’dan Danıştay’dan ve HSYK’dan meydana gelmiyor. Kürsüde 11 binin üzerinde hakim ve savcının yüzde 80’i kurulun mevcut yapısıyla Türk yargısının sorunlarını çözme noktasında yetersiz kaldığını ve çok da isabetli bir yapının olmadığı konusunda hemfikirdir.
11 binin üzerinde Kürsü hakiminin gördüğünü neden yüksek yargı mensupları görmüyor? Kürsü hakimi ve savcılarının yer değiştirmesi, tayinleri, terfileri, disiplin işlemlerinin görüşüldüğü kurulda, o yapının hiçbir temsilcisi yoktur.
Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Serap Yazıcı’ya göre: “Türkiye’de artık askerî müdahale olmaksızın ama daima sistem içinde silahlı kuvvetlerin veya devlet seçkinlerinin iradesinin rol oynadığı bir düzen meydana getirilmiştir. Yargıtay, Danıştay ve HSYK’nın birbirlerinin üye yapısını belirleyerek kapalı kast sistemi oluşturdukları... Mesleki kayırmacılık olarak tanımladığı bu işleyişin değiştirilmesi gerekmektedir...”
Vaktiyle 1687 subay ve astsubay subjektif yapılan değerlendirme ve ardından YAŞ kararı ile ordudan ihraç edildi. Ancak şimdilerde askere sivil yargı yolu açıldı. Siviller savaş hâli dışında askerî mahkemelerde yargılanamayacak. Bunlar Türkiye için önemli gelişmelerdir. Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’nın beyanıyla “Geçmişte AK Partiye karşı açılan kapatma davasının Türkiye’ye maliyeti 20 milyar dolardır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.