Baykal... Giderayak!..
Abdurrahman Dilipak ağabeyin Pazar yazısındaki şu ifade dikkat çekici:
“Birileri Baykal skandalı ile gündeme bir bomba attı. Hem CHP, hem Baykal, hem de Vakit’i vuran bir komplo.”
Allah’ım aklıma mukayyet ol!
Bir komplo, hem CHP, hem Baykal, hem de Vakit’i vuruyor!..
Vakit’in bu işle ne alâkası var?
Ayrı tüzel kişilikleri nasıl olur da birbirine ekleyip, konuyla alakalı olmayanı sorumlu tutarsınız?..
•
CHP “Lideri” Baykal’a ait olduğu iddia edilen ve “Metacafe” adlı internet sitesinden başlayarak yayılan o berbat görüntüler, bize dert oldu.
Başımızda zaten 1 trilyon 800 milyarlık akıllara ziyan Ergenekon cezası var; bunun derdindeyiz...
Bir de Baykal’ın kasedi!..
Voleybolcu bacağını bile uygun biçimde basma hassasiyetindeki Vakit’e de fatura çıkartılıyor.
Hayret.
•
Bizim derdimiz başka.
Dünya medya tarihinin en büyük haksızlığına muhatap olmuşuz.
Ortada, Genelkurmay’daki paşa sayısından fazlasının birim paşa ile çarpımına 8 yıllık faizin eklenmesinden oluşan yaklaşık 2 trilyonluk bir fatura var...
Bununla uğraşırken...
Bir de Baykal’ın derdi düştü bize.
•
Mesele, o bu değil.
Vakit’e reva görülen büyük haksızlık.
Ve bu dert de sırf Vakit’in derdi değil.
•
Vakit olmazsa eğer;
Bu işi “Yeter artık” deyip bırakırsa...
Bundan, en az zararı Vakit kadrosu görür.
Ne olacak, bugünkü hayat standartlarını emekli maaşıyla da sürdürebilir bu insanlar.
Bir sürü dertten de kurtulmuş olurlar.
İşin bu tarafında sıkıntı yok.
Ancak...
Herkes emin olsun ki;
“Özgürlük alanının genişlemesini arzu eden” herkes emin olsun ki...
Vakit’siz bir mücadele çok ama çok eksik kalır!..
•
Vakit çoğu zaman şimşekleri üzerine çeken bir gazete.
Bu gazete çekilirse, ya da çekilmek zorunda kalırsa...
Şimşeklerin nerelere yöneleceğini tahmin edemezsiniz!..
•
Bugün, küçük hesaplar yaparak Vakit’in başına gelene yeterince tepki vermeyenler;
Yarın Vakit’i çok ararlar!..
•
Hiç kimse hatasız değil.
Vakit’in de nüanslarda birtakım hataları olmuş olabilir.
Lâkin; büyük resme baktığınızda, Vakit’in her durumda mazlumdan yana olduğunu, hak ve özgürlük alanının genişlemesi, mağdur kesimler üzerindeki baskıların azalması için varını-yoğunu ortaya koyduğunu göreceksiniz.
Vakit, alnı secde gören her vatan evladına, meşrep ayrımı yapmaksızın sahip çıkmıştır.
Kara gün dostu olmuştur.
Haksızlığa uğramıştır ama kardeşlerine haksızlık etmemiştir.
Ya da haksızlık etmiş olmamak için kılı kırk yarmıştır.
•
Vakit’in başına geleni görmezden gelen ya da yeterince ilgi göstermeyen, en büyük zararı kendisine verir.
Zira; bu salt Vakit’e verilmiş bir ceza değildir.
Bu, birilerinin “Yıkılmadık, ayaktayız” mesajıdır!..
Uyanık olmak gerek!..
BAYKAL’IN İSTİFASI
Sayın Baykal’ın böyle bitirmesini istemezdim.
Böyle bir meseleden değil de; başarısız olduğu için gitmiş olsaydı, CHP’liler bunu şeref hanesine yazardı.
Gitmeyi muhalefetindeki yetersizlikten, kısırlıktan dolayı bin defa hak etmiş olan Sayın Baykal’ın, bu şekilde bitirmek durumunda kalması, beni ziyadesiyle üzdü.
Hüseyin Üzmez’in “Bu açık bir komplodur” lafını istihzayla karşılayan Baykal; şimdi “Komplo” lafına sarılmak durumunda.
Lâkin, dediğim gibi...
Baykal’ın gitmesi memnun etmiyor beni.
Hatta, CHP’nin Baykal’sız çok daha güçlü olma ihtimalinin fazlalığından dolayı, niçin saklamalı; endişeleniyorum.
Baykal, giderken kapıyı biraz aralık bırakır gibi, partililere “beni bırakmayın” der gibi yaptı ama...
Bu yaştan sonra dönmesi bir hayli zor.
“İyi oldu” diyecek halimiz yok.
Böyle gitmeyi, Allah düşmanımın başına vermesin.
Bu arada CHP’lilerin de yapılarındaki çürümeyi ele almalarında fayda var.
Atatürk’ün partisi böyle mi olur?!..
•
Bu arada; Baykal, bu işten dolayı hükümeti suçluyor!.. Ne alâkası var, o görüntülerin yaygınlaştırılmasına en fazla Sayın Başbakan tepki gösterdi.
AK Parti’de asla ve kat’a böyle bir arayış olmadı.
Aksine; Deniz Baykal’ın işbaşında kalması en çok iktidar partisine yarıyordu.
Metacafe kaynaklı görüntüler, AK Parti’nin hiç de işine gelmiyor yani.
Baykal’ınki, giderayak çamur atmak!..
AK Parti’nin işiymiş!.. Rezillik!..
•
Bir bakmışsınız, Baykal yeniden dönmüş...
Olacağına bak!..