Haklı çıktı: “Bundan sonra irtica ile mücadele edilerek general ol
“Onbaşı bile olamayacakların general olduğu ülke!” başlıklı yazı, bir taraftan hukuk tarihinde görülmemiş bir tazminat cezasına konu olurken, o yazıda ortaya konulan görüşlerle ilgili başka hükümler de veriliyordu.
Başlangıçta, davanın açıldığı günlerde ve hele de ilk kararın açıklandığı zaman, yazının aşırı, vakitsiz ve yersiz olarak nitelendirildiğini duyuyorduk. Bu kanaate sahip olanların büyük çoğunluğu yazının başlığından başka tek satırını bile okumamıştı! Bütün hükümler başlık üzerinden kuruluyordu.
28 Şubat’a kadar Türkiye’de askerin darbelere rağmen itibarı yüksekti. 28 şubat süreci düşüşün başlangıcı olarak görülebilir. Fakat asıl düşüş, 28 şubatçı hükümetlerin seçimi kaybetmesinden sonra seçimle gelen iktidara karşı geliştirilen darbeci uygulamalarla ortaya çıktı. Ergenekoncu yapılar, büyük oy oranı ile seçilmiş hükümete karşı çeşitli operasyonlara giriştiler. Hem TSK içinden hem dışından sürdürülen bu operasyonlar, eninde sonunda hukukun önüne geldi. Ergenekon hukukun konusu olduktan sonra da, darbe teşebbüsleri ve operasyonlarla ilgili dosyalar açılmaya başlandı.
“312 General Davası”nın isimleri, birer birer kamuoyunun malı olmaya başladı. Bir kısmı tutuklandı, bir kısmı tutuksuz yargılanıyor, bir kısmının da iddianamelerde adı geçiyor ve bunların da bir gün mahkemenin huzuruna çıkmaları şaşırtıcı olmayacak.
Bu süreçte Sarıkız, Ayışığı, Balyoz, İrtica ile mücadele eylem planı gibi darbe teşebbüsleri, planlar, programları… kamuya mal olmaya başladı. Tabii ki aktörleri de!
Sanki “Onbaşı bile olamayacakların general olduğu ülke!” yazısını doğrulamak üzere güçlü bir el düzenleme yapıyor!
Fatih Camiini bombalama iddiaları, müzedeki denizaltıya tahrip kalıbı yerleştirerek panik meydana getirme ve kendi savaş uçağını düşürerek karışıklık çıkarma ve böylece yönetime el koyma uçuklukları… Daha neler neler! Bunlar ve benzeri iddialar yüzünden şu anda kaç general tutuklu? Kaçı tutuksuz olarak yargılanıyor? Kaçı bir süre sonra yargının konusu olacak?
Bunlarla ilgili net bir bilgi verebilecek durumda değiliz.
Bu generaller, böyle davaların konusu olurken, Vakit gazetesinden görülmemiş tazminat kazanıyorlar!
Yargı buna hükmederken, halk da “Onbaşı bile olamayacakların general olduğu ülke!” yazısının haklı çıktığına hükmediyor!
Daha önce yazıyı aşırı, vakitsiz ve yersiz bulanlar fikir değiştiriyor. “Tekin değilsiniz! Size ve Vakit’e dokunan yüksek mevkidekiler yanıyor” diyenler çıkıyor!
Bu yazı dikkatle okunduğunda, meselenin bam teline basan düşüncelerle karşılaşılıyor.
Yazıda, “Bundan sonra irtica ile mücadele edilerek general olunamayacak” deniliyor.
“Esas yapılması gereken, iç düşmana göre subay yetiştiren Harbiye’nin programını gerçek rayına oturtmak olmalıdır” deniliyor!
Hani yanlış anlaşılmasa, her askerin başucuna asacağı bir yazı diyeceğim geliyor!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.