“Bir Direnişçinin Cephe Notları”
Türkiye’den, Arap dünyasından ve başka Müslüman ülkelerden nice gençler nerede bir İslâmî bağımsızlık mücadelesi yahut Müslüman bir halkın varoluş savaşı varsa koşa koşa gittiler. Kimisi gazi olarak tekrar ülkelerine döndü, kimisi de ruhunu gittiği topraklarda Rabbine teslim etti. Bunların öyküsü henüz hakkıyla yazılmış değil.
Yıllar öncesinde Afganistan cephelerinde Ruslara karşı olduğu gibi Bosna’ya, Keşmir’e ve hatta ismini çok az insanın bildiği kara Afrika’daki Ogadin’e koşanlar oldu. Gidip dönenler ve gidip dönemeyenler...
Onlardan, sayıları çok az da olsa, yaşadıklarını ve şahit olduklarını yazanlar da oldu. Bunların bir kısmı da maalesef direniş coğrafyasındaki gerçekleri yansıtmaktan uzaktı. Hayâl dünyalarında ürettikleri, öyle olmasını istedikleri bir destansı direnişi anlatmışlardı. Gördüklerini değil, görmek istediklerini yani...
O dönem özellikle de Afganistan cihadı üzerine yazılanların büyük kısmına bakınız, bizi nasıl da gerçeklerden uzaklaştırdığını göreceksiniz. Propaganda amaçlı yazılanlar yıllar sonra elde patladı. Nice genç o yazılanların büyüsüne kapılarak yollara düştü...
Sonrasında Afgan mücahidleri Kabil’i ele geçirip birbiriyle savaşmaya başladığında o coğrafyadan büyük müjdeler bekleyenler, hayatlarının en büyük hayâl kırıklıklarından birisini yaşadılar. Hazırlıksızdılar buna. Çünkü Afganistan cihadı bütün gerçekleriyle anlatılmamıştı.
Anlatılanlarda gerçeklerle kurgu birlikte sunulmuştu. Yazılıp çizilenlerde Afganistan cihadına yardım toplamak ve gençleri motive etmek kastı öndeydi. Ama neticede direniş meydanındaki acı gerçekler saklanmıştı.
Bizde böyle olduğu gibi Arap dünyasında da böyleydi. Belki de bu yüzden mücahitler arasındaki ihtilafların zamanında çözümünü sağlayacak girişimler başlatılamadı. Gerekli önlemler üzerinde düşünülmedi.
Bu durumu hep eleştirdim. Müslüman coğrafyanın direniş merkezlerinde verilen mücadeleler gerçek boyutlarıyla anlatılsın istedim. Bunun direnişe kaybettirmeyeceğini, aksine ileride büyük hayâl kırıklıklarını engelleyeceğine inandım.
Peki, gerçekleri yansıtan, içeriden gerçeklere ayna tutan anlatılar hiç mi yoktu? Vardı elbette, ama, azdı ve gözlerden ırak tutulmuştu.
Bunları bu istisnalardan birisine dikkat çekmek için yazıyorum. Çıra yayımlarından piyasaya çıkan “Bir Direnişçinin Cephe Notları: Çeçenistan Günlüğü” kitabını, yukarıda anlattığım endişeyle elime alıp sayfalarını çevirmeye başladım. Ama hayır, kitabın yazarı S. Yusuf Güleryüz oldukça samimi duygularla, riyasız yazmış yazacaklarını. Bu yüzden de kitabı bir solukta heyecanla okudum.
Kitap, 1999 yılında başlayan 2. Çeçenistan savaşına dindaşlarını Ruslara karşı canıyla desteklemek için cepheye giden Türkiyeli bir direnişçinin 9 ay boyunca tuttuğu notlardan oluşuyor.
Kitapta kurgu istemiyordum. Neyse o, diyordum. Sayın yazar da neyi yaşamışsa onu yazmış.
Cihad ateşiyle yanıp tutuşan gençlerin ruh iklimini yansıtması açısından da önemli bir deneme. O ruhta esen fırtınaları, yaşanan çelişkileri, hayâlle gerçek arasında yaşanan med cezirleri, gayet sade bir dille ve propaganda amacı taşımadan samimice kaleme almış.
Çok öğretici buldum...
Çokça yazılan Çeçenistan direnişinin tarihini, bu coğrafyanın Kafkasya’daki jeo-stratejisini, doğal zenginliğini, uluslararası güç denkleminde bölgeye biçilen rolü vs. ele almamış.
Lâkin, ateş altındaki Çeçenya’da anormal bir hayatın nasıl normalleştiğinin fotoğrafını çekmiş. Bununla beraber cihad etme ve şehâdete erişme sevdalısı dünya Müslüman gençliğinin binbir zorluğa rağmen oraya nasıl gittiklerinin çarpıcı profilini sunmuş. Çeçenistan savaşı hakkında bilinmeyenleri; yerel mücahitlerin özelliklerini, yabancı mücahitlerin intibak sorunlarını, yerel halkın savaşa ve yabancı mücahitlere bakışını bireysel bir serüvenin içine sıkıştırdığı anekdotlarla anlatmış, yazarımız.
Bir neslin hikâyesinin izleğini yakalıyorsunuz. Oradan yola çıkarak bugünkü gelişmeleri de, yarın olacakları da daha rahat anlamlandırma şansını elde ediyorsunuz..
Yazar, çelişkilerle dolu bir toplum yapısına tanıklığını sunuyor okurlarına. Misafirperverliğin zirve örneklerini, ihanetleri, işgalin etkisiyle yozlaşmış İslâmî hayatı, Çeçenlerdeki disiplinsizliği, cesareti iç içe geçmiş yapısıyla sunuyor. Velhâsıl, anlamak isteyenlere hitap ediyor kitap.
İrtibat: 0212-6359919
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.