“Kral Çıplak”
Bunu kimse söylemiyor etrafından.
CHP bu mu gerçekten? CHP bu kadar mı? Grisi, ilerisi, hepsi bu kadar mı?
Çok garip, Baykal da, Baytok da “biz yapmadık” demiyor. Eğer bunu demiyorsanız, diyemiyorsanız, hiç ağzınızı açmayın, başka şeyler de demeyin, evinizde oturun bari.
“Yeni bir olaydır. 15 günün işidir” diyor Baykal.
Nerden biliyor?
Evet, böyle bir olay yaşanmamışsa, nerden biliyor?
Baykal genel başkanlıktan istifa etti. Niçin?
“Komplo varmış.”
İyi ya, sen bunu yapmadıysan, genel başkan olarak komplo ile daha güçlü mücadele edersin, niye istifa ettin ki?
Yok, eğer bu çirkinliği yapmışsan, hem CHP üyeliğinden, hem de milletvekilliğinden de istifa etmen gerekmez mi?
CHP böyle bir durumu hazmeder etmez karışmam, ama halktan biri olarak ben böyle bir milletvekilim olsun istemem.
“Kör ölür badem gözlü olur”muş. Bu Baykal neymiş de bizim haberimiz yokmuş. Evinin önünde çadır kurup açlık grevine gidiyorlar. Hayret yahu! Bulunmaz Hint kumaşı sanki…
CHP demek bir aday bile çıkarmaktan aciz. Başkan kıtlığı var demek ki. Baykalsız olmuyor demek ki. Ne diyelim AKP sevinsin. Öyle bir muhalefetle yürümek onlara yarıyordu.
Bir başka çok garip bir durum da şudur; olayın olduğuna sanki kimsenin itirazı yok gibi. İlgililer de açıkça “yok böyle bir şey” demiyorlar. İnsan burada donup kalıyor. Biz de ille de olmuştur demiyoruz. Bu bizim ilkelerimiz açısından da zor. Ama yazılan çizilenlere bakarsanız bu olmuş gibi.
Peki, bu kadınlara ne oluyor da ağlıyorlar Baykal gitti diye?
Benim bildiğim böyle bir durumda onlar “git” diye haykırırdı. Bırakın zinayı, iki evliliğe bile karşı çıkar, dini nikah kıydıranları ayıplarlardı. Nereye gitti bu yeri göğü inleten kahraman bayanlar?
Bu halkın örfünde zina, fuhuş, metres, oynaş, aldatma, ihanet kelimeleri kötülük, ahlaksızlık, iffetsizlik, namussuzluk içeren kelimelerdir. Bunlarla meşgul olanlar sevilmezler milletimizce. İnsanlar evlenirken eşlerinde bu kavramların ifadesi olan bir durumun olmamasını isterler.
Hem de çok haklıdırlar bunda değil mi? Kim eşinin kendisini aldatmasını ister? Kim bunu içine sindirebilir? “Kadın asla unutmaz” derler böyle bir ihanet için. Mecbur kaldığı için eşiyle beraber yaşasa bile, “kadın asla unutmaz” aldatıldığını, ihanete uğradığını.
Kadın programları var tv.lerde. Bırakın aldatmayı, kocası üstüne evlenmiş olan kadınlara bile, “bırak git” diye haykırıyorlar.
Erkekler için bu daha da zor bir durum. “Ne derece doğrudur, cezayı kim vermeli, bunlar kişiye düşer mi?” gibi bir sürü sorular var, ama yine de ülkemizde ve başka yerlerde “namus cinayetleri” diye toplumsal bir gerçek vardır.
Kimse zina yapanı, eşini aldatanı hoş görmez. Ama bakıyoruz da bu kural Baykal’a işlemiyor nedense. Bunun sebebi nedir sizce?
Hiç kimse Olcay Baykal'ın, kızlarının, damatlarının, torunlarının, Nesrin Baytok'un, eşi Can Baytok'un bu işlere ne dediğini konuşmuyor. Şikayetçi değilim, keşke her zaman böyle olsalar, ama nereye gitti bizim mahrem tanımaz, özel hayat dinlemez paparazzici basın yayınımız?
Halk bunları merak etmiyor mu? Müslim Gündüz’ü basan, peştamalla yayınlayan basın nerede acaba?
Keşke her zaman böyle kötü olaylara “kör” olsalar da yaymasalar, bunu istiyor değilim. Ama ikiyüzlülüğe de karşıyım. Çifte standart denilen riyakarlığa, sahtekarlığa, adamına göre muameleciliğe de karşıyım elbette.
Evet, arzu edilen odur ki günahlar hiç işlenmesin. Amma ille de işlenecekse, gizli işlensin. Kimseye kötü örnek olunmasın, cesaret verilmesin, yaygınlaşmasına hizmet edilmesin. Ama bilinsin ki bir gizlililk de ilanihaye devam etmez. Hele de bu iletişim çağında.
Eğer gizli işlenen ayıp ve günah açığa çıkarsa yapılacak iş yaygara kopararak hedef şaşırtmak değil, başkalarına saldırmak değil, suçu, ayıbı, günahı kabullenerek, kullardan özür, Allah’tan tövbe dilemektir.
Eskiler “kişi noksanını bilmek gibi irfan olmaz” derlerdi. Nereye gitti bizim irfanımız?
www.cemalnar.com