Mesele mühim, mesele vahim...
Hatta bu kelimeleri bile yetersiz bırakacak kadar ehemmiyetli...
Siyasî hataların, iktisadî yanlışların telafisi çok zor olmayabilir. Birinde seçim, diğerinde piyasa mekanizması devreye girer.
Bugünün en mühim meselesi ahlâk!
Türkiye’de kendine “cumhuriyetçi” diyenler, ahlâkı din kaynaklı olduğu için önemsizleştirmek ve değersizleştirmek maksadıyla çok çaba sarfetti. Cumhuriyetin başlangıcında şimdiki ana muhalefet partisinin ceddi olan Halk Fırkası “lâ-ahlâkî” klüpler kurdu. Ahlâkî değerler, hiç bir toplumda görülmemiş şekilde yıpratıldı. Hatta ahlâksızlık değer haline getirilmek istendi!
Topluluk ahlâkı, aile ahlâkı, cinsî ahlâk hep yerin dibine batırıldı. Böylelikle diğer alanlardaki ahlâkilik önemseniyormuş gibi yapıldı.
Cumhuriyetçiler meşruiyet kuşkusu ile kadınları ve gençleri kendine çekmeye ve ideolojik anlamda kullanmaya çalıştı. İslâmın meşru çok evliliğe izin vermesi karşısında tek eşliliği savundu. Bu görünüşte kadınların lehine bir tutumdu. Kadınlar üzerinden yürütülen siyasette, “tek eşlilik” konusu çok kullanıldı.
Meşhur yazarlara “hülle” piyesleri yazdırıldı. Müslüman bir ülkeden çıkmış olan bu seçkinler, İslâm toplumunda kadını aynen oryantalistler gibi, çok eşlilik, peçe, harem, eve kapatılmışlık çerçevesinde gördü, gösterdi.
Medenî Kanun tek eşliliği öngörürken, gayri meşru “eş”lerin yolu açıldı. Eskiden hanımların meşru, görünür rakipleri olabilirdi; Medeni Kanun’dan sonra gayri meşru, bilinmeyen, görülmeyen rakipleri oldu. Bunlardan birçoğu haberdar bile olamadılar; haberdar olanlar için çok fazla alternatif yoktu. Tıpkı şu andaki muhalefet liderinin hanımı gibi yaptılar.
Kadıncağız ne yapsın?
Sükut etmek asaletini gösterdi!
Fakat, asıl hicabından konuşmaması gereken şahıs ise bülbül taklidi yaparak şakımaya devam ediyor! Hangi yüzle?
Türkiye’nin mazbut, ahlâklı, fedakâr, evinin hanımı, çocuklarının annesi olan milyonlarca kadınının CHP ile yollarını ayırmasının zamanı geldi.
Onlar, parti öndegelenlerinin, önceden ayarlanmış delegelerin, hiçbir şey yokmuş gibi davranmasının, ortadaki gayri ahlakiliği hiçe saymasının hesabını mutlaka ilk seçimde görecekler.
Hem kadınları dinle korkutarak kullan, hem de onları hiçe say. Elbette bunun bir rövanşı olacak.
Ana muhalefetin zarureten müstafi lideri acaba hiç resmi, meşru eşini milletvekili yapmayı düşündü mü?
Düşünse idi, nasıl bir tepki ile karşılaşırdı? Peki eşini milletvekili yapmayı hiç düşünmeyen bu zat nasıl oldu da yakın “erkek” çevresinin çok iyi bildiği (burada bilinen o kelimeyi yazmak istemiyorum) kriptosunu herkesin gözünün içine baka baka, milletin vekili yaptı?
CHP’li kadınların hesap sorma zamanı! Gün bu gündür!