Aydınlık orucu
Değerli arkadaşlar, ebedi genel başkanımız Deniz Bey'in yeniden örgütün başına geçmesi için gençlik kolları olaraktan derhal harekete geçmeliyiz. İlk eylem olarak genel başkanımızın evi önünde ölüm orucuna yatmayı teklif ediyorum, kabul edenler?
-Bi dakka bi dakka; ölüm orucu deyince ne kasdediyoruz, onu bir bilelim; benim işim gücüm var arkadaşlar, ayrıca iki ay önce nişanlandım, Ağustos'ta düğünümüz var inşallah, bu durumda ölüm orucu beni bozar.
-Sakin ol Nurettin; bugüne kadar ölüm orucunda ölenlerin sayısı istatistiklere göre binde yarım filan civarında. Bu lâf, basının ilgisini çekmek için numara yahu...
-Ölüm orucu kavramına ben de katılmıyorum arkadaşlar, şunu sadece oruç yapsak yetmez mi; akşam ezanıyla açarız orucumuzu Allah ne verdiyse yeriz, ertesi gün bir daha...
-Oldu olacak, yatsıdan sonra da teravih kılalım bari sayın genel başkanımızın evinin önünde! N'oluyoruz arkadaşlar; eylem mi koyuyoruz, yoksa i'tikâfa mı giriyoruz? Ölüm orucu devrimci bir eylemdir arkadaşlar; laiksel içeriklidir; ölmek var, dönmek yok!
-Şunu "Ölmek de yok, dönmek de yok" yapsak abi; olmuyor böyle...
-Hepiniz Nurettin gibi mi düşünüyorsunuz, daha yolun başında revizyonist sapkınlık mı göstereceksiniz ha! Yiğitçe söyleyin oolum. Ölüm orucuna evet diyenler?..
-...!
-Tü! Yazıklar olsun be, yoksa siz Kemal abi formülüne mi yattınız kafadan; öyleyse bilelim...
-Kemal abici filan değiliz başkanım; sadece daha barışçıl, daha sosyal demokrat bir eylem koyalım derim ben. Şöyle bizim nasıl Anadolu hümanisti, ılımlı, yapıcı, sevgi dolu olduğumuzu gösteren bir şey yapmalıyız. Ah, ah... Yaşar Hoca olsaydı, danışırdık şimdi ona...
-Başkanım o zaman bu eylemin adını Aydınlık orucu koyalım; hem hümanist bir şey, hem de nasıl derler "Dinci" bir havası var; tam Genel başkanımızın yapmaya çalıştığı şey gibi bir isim. Nasıl?
-Aydınlık orucu, aydınlık orucu... Kulağa hoş geliyor be. Aferin ulan Nurettin... Öyleyse organize oluyoruz. Üç kişi, oruç tutan arkadaşların iaşesiyle ilgilenecek, gönüllü var mı?
-Bir dakka başkan; aydınlık orucu nasıl tutuluyor, mesela ne zaman niyet edeceğiz?
-Ne niyeti oğlum, tırışkadan tutuyor gibi yapıyoruz. Arkadaşlar, siz erkenden ödleklik ettiniz. Aydınlık orucunun ölüm orucundan farkı yok aslında. Çadırın içine zulaladığımız erzaktan sırayla içeri girip yiyip içeceğiz, fakat öyle aşırı tıkınmak, kameralar önünde geğirmek filan olmaz tabii. Aydınlık orucuna yatan arkadaşlar, sanki böyle rengi solmuş, çok üzgün, kıyamete birkaç dakika kalmış gibi ümitsiz duracak. Ha, arada karnı acıkan çadıra girer, dipte buzdolabı olacak ufak bir şey, ne bileyim; meyvesuyu, bisküvit, galeta filan atıştırırız... Âdet budur zaten devrimci gelenekte, en radikaller çaktırmadan şekerli su içerler...
-Sucuklu tost süper olur başkanım; ben makinasını getiririm; sucuğu da genel merkez alır. Çay ve neskafe makinası da var bizim Abidin'de, getiririm üç günlüğüne...
-Abidin'e sor bakalım, döner tezgâhı varsa döner genel başkanın şerefine döner çevirelim bari! Arkadaşlar ciddi olalım lütfen. Kendini bu davaya vakfetmeyenler gitsin keyfine baksın. Genel başkanımız zaten, "birkaç gün yatsın evin önünde çocuklar, ben onları fazla üzmem" dedi. Eski-püskü şeyler giyin gelirken, kirli sakal olacak. Gazeteciler fotoğraf çekerken kameralara ölü balık gibi melül melül baksak yeter. Okey? Haydi bakalım...