Fatma abla, ben üç yıldan beri üniversite sınavlarına giriyorum fakat kazanamıyorum.

Kendimi sürekli suçluyorum. Ailem ve etrafımdaki insanlar da bana "Sen aptalsın, kazanamadın" diyorlar. Son günlerde başarısız bir öğrenci olduğuma inandım. Sınıfın en tembelleri bile üniversite kazandı ben ortalıklarda dolaşıyorum. Can sıkıntısından, bir derneğin düzenlediği kompozisyon yarışmasına katıldım ikinci oldum. İsmek'teki resim kursuna gittim, yağlı boya tabloları yaptım. Takı tasarımında yaptığım takı, mahallemizde açılan sergide birinci oldu. İngilizce ve Rusça öğreniyorum ama bütün bunlar ne işe yarayacak ki? Ben üniversite okuyup öğretmen olmak istiyorum. Bu hayallerle okudum, sınıfın çalışkanıydım ne olduysa istediğim yeri tutturamadım. Arkadaşlarımın her biri istediği bölümü kazandı ve şimdi okuyorlar. Arasıra beni telefonla arıyorlar utanıyorum. Annem, "Bari okumayacaksın, evlen de evinin hanımı ol" diyor. Çok kanıma dokunuyor. Bu yıl, boş kalmamak için, kuaförlük kursuna gittim. Bu işi de çok sevdim ve bol bol stres attım. Mahallenin kadınları geldiler onların saçlarını yaptım. İyice bunaldığım zamanlarda saçımın modelini değiştiriyorum, biraz rahatlatıyorum.

Bu yıl sınav yine kötü geçti seneye daha iyi hazırlanmak ve başarmak, öğretmen olmak istiyorum, bunun için neler yapabilirim?

L.K

Yüksek standartlısın

Hayatında bu kadar başarı öyküleri varken kendini nasıl başarısız biri olarak görebiliyorsun anlayamıyorum. Resim yapıyorsun, edebiyatla ilgileniyorsun, dil öğreniyorsun, kuaförlük yapıyorsun... Bütün bunların arasında, sınavları kazanamıyor olman, senin başarısız olduğunu gösterir mi? Üniversite okumadan da, çeşitli başarılar elde etmiş, insanlığın faydasına ulaşacak eserler vermiş nice insanlar vardır. Seneye daha iyi hazırlan ve sınavlara gir, istediğin bölümü tutturmaya çalış ama olmadıysa da dünyanın sonu değil ya...

Anladığıma göre yüksek standartlı birisin. Oysa başarı, kişinin bulunduğu şartlar dahilinde, yeteneklerini kullanarak en iyiye ulaşabilmesidir. Çeşitli yoksunluklara düşen bir kimsenin, bu zor şartlarda ayakta kalma mücadelesi vermesi ve bu konuyla ilgili formüller üretebilmesi de, bir kişinin çalışarak iyi bir kariyer elde edebilmesi de bir başarıdır. Bulunduğun şartlar dahilinde sen de elinden gelini yapıyor ve yeteneklerini geliştirmek için mücadele ediyorsun.

Anladığım kadarıyla, sınavlarda biraz heyecan yapıyorsun ve bu senin başarını etkiliyor. Bir de, öğretmenlikte ısrar ediyorsun, bu ısrarların sana bir baskı olarak yansıyor gibi geldi bana. Yoksa, belki de aldığın puanla açık öğretime ya da başka bir bölüme girebilirdin. Sana tavsiyem öğretmenliği yine iste fakat bunda ısrarcı olma, başka bir bölüm de olsa tercih et. Eğer, aldığın puan açık öğretimi tutuyorsa, bunu küçümseme devam et, bitirir ve herhangi bir bölümde yüksek lisans yaparsın.

Sınav kaygısı seni yıldırmamalı. Çünkü çok yönlüsün. Velev ki, hiç beklemediğin bir sonuçla karşılaşmış olsan ve üniversite fikrini şimdilik bir kenara bıraksan bile yapabileceğin başka işlerin var. İyi bir kuaför olarak da hayatını sürdürebilirsin. Çalışmalarını genişletir ve kuaförler yetiştirerek öğretmen olma arzunu burada giderebilirsin. Ya da ilgi alanlarının birinde kendini geliştirerek, bu alanda hem eğitmenlik hem de iş yaşamına devam edersin.