İslâmî söylem var da
“insanlık” nerede?
Doç. Dr. Mustafa Karataş Hocam’ı izlerken zihnime not aldım.
Cümleleri üç aşağı beş yukarı şöyle idi:
“İslâmi söylem var da, insanî hal nerede?”
“İnsanlık nerede!..”
•
Maalesef!..
Ocaklara incir ağacı diken dejenerasyon, “İslâmî” denilen kesimlerde de kök salmaya başladı.
Dört bir yanda, günahları mubahlaştırma gayreti!..
Oysa buyuruyor ki Yüce Allah;
“Kendilerini temize çıkaranlara ne dersin!.. Hayır, Allah dilediğini temize çıkarır ve kimse kıl kadar haksızlık görmez!..”
•
Cebine üç beş trilyon para giren, yer sofrasına alışkın “ters tarafı” yumuşak ve hatırı sayılır koltuk gören, bambaşka bir adam oluyor.
Bir kibir, bir azamet...
Ayet hükümlerine ne zıt hallerimiz var:
“Yeryüzünde kibir ve azametle yürüme! Çünkü sen hiçbir zaman yeri de yaramazsın, boyca da asla dağlara erişemezsin!..”
•
“Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını takip etmeyin. Kim şeytanın adımlarını takip ederse, muhakkak ki o, edepsizliği ve kötülüğü emreder. Eğer üstünüzde Allah’ın lütuf ve merhameti olmasaydı, içinizden hiçbir kimse asla temize çıkamazdı. Fakat Allah, dilediğini arındırır. Allah, işitir ve bilir.”
•
Öyle bir hal ki bu;
Baykal’ın, rezil kasedinden bahis geçtiğind...
Dedi ki bir mütedeyyin “toplum önde geleni”:
“Bir kaset savaşı başlasın, bizim taraftan da ne kasetler çıkar!”
Hal işte bu...
Peki hüküm ne:
“Zinaya yaklaşmayın, gerçekten o ‘çirkin bir hayâsızlık’ ve kötü bir yoldur.”
Mü’min erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır.”
•
Su gibi para harcanıyor...
CHP’nin yeni Başkanı Kılıçdaroğlu bir gömleğe 500 lira vermiş...
Büyük skandal!..
Daha kötüsü; 500 milyonluk eşarba eşarp, 1 milyarlık telefona telefon demeyenlerimiz var!..
Ayet öyle mi diyor?..
Bunun için mi çalıştık, bunun için mi kazandık?..
Nikah yüzüğünü çıkartıp “dava” için sepete atanların muradı böyle bir topluluk muydu?..
•
Ayetten habersiz miyiz:
“Çardaklı ve çardaksız (asmalı ve asmasız üzüm) bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, ekinleri birbirine benzer ve benzemez biçimde zeytin ve narları yaratan O’dur. Her biri ürün verdiği zaman meyvesinden yiyin, devşirilip toplandığı gün de hakkını -zekât ve sadakasını- verin, fakat israf etmeyin. Çünkü Allah, müsrifleri/israf edenleri sevmez!”
•
Ne haller...
Adam hayatının bütün yükünü, evdekine taşıtmış...
Fakirlikten zenginliğe, zeminden zirveye hanımefendinin desteği ile ulaşmış...
Şimdi “Yok yok” diyor;
“Biz erken evlendik. Baksana şu fıstıklara!..”
Gözü dışarıda adamın, biti kanlanmış ya!..
Denen o değil mi:
“Ne kasetler, ne kasetler çıkar”mış!..
Oysa şu değil mi hüküm:
“Nefsani arzulara, -özellikle de- kadınlara, oğullara, kantar kantar altın ve gümüşlere, besili atlara, hayvanlara ve ekinlere karşı duyulan aşırı istek, insanlara süslü gösterildi. Oysa bunlar, sadece dünya hayatının geçici malıdır. Varılacak güzel yer ise Allah’ın katındadır.”
•
Kafam karışık...
Kim nerede, ne yapıyor; bilmek istemiyorum.
Bu küçük dünyada, ne yazık ki neyi görmek istemiyorsam onu görüyor, neyi bilmek istemiyorsam onu biliyorum!..
Diyelim ki 20 sene evvel; “Gözüm harama kayar” korkusuyla televizyondan uzak kalanların, bugün nelere nelere kılıf geçirmeye çalıştıklarını gördükçe, çileden çıkıyorum.
•
Kılıçdaroğlu, Mılıçdaroğlu önemli değil...
Partiler birer vesile.
Esas olan ayet: “Ve sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.”
Ve hadis: “Ben, ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.”
•
Allah aşkına... Neredeyiz biz!..
Nereye gitmekteyiz?..