Herkese tavsiye ederim
60 yaşında emekli bir hemşireyim. Gençlik yıllarımda çok yoğun çalıştım ve gerçekten yoruldum. Memurdum, eşim genç yaşta öldüğünden iki kızımı büyütmek ve evlendirmek bana kalmıştı. Kızlarımı okutup evlendirdikten sonra memleketimde küçük bir eve taşındım. Şimdi çocuklarımla sık sık görüşüyorum, akrabalarımla zaten yakın oturuyorum ve onları sık sık ziyaret ediyorum... Burada çok sakin bir hayat var. Evimin bahçesine çiçekler ektim ve yakınlarımla birlikte çok güzel günler geçiriyorum. Buraya gelince şehrin beni ne kadar yorduğunu anladım. İnsan akrabalarının yanında daha mutlu oluyor. İnsanların, Peygamber efendimizin sılai rahimle ilgili tavsiyelerini dikkate almaları gerektiğini düşünüyorum... Millî Gazete'yi severek okuyorum sizin köşenizin de takipçisiyim. Sizlere teşekkür eder işlerinizde başarılar dilerim.
Anılarınızı yazabilirsiniz
Büyük şehirlerde yaşamanın bazı avantajları ve dezavantajları vardır. Aynı şekilde kırsal alanda yaşamanın da güzellikleri yanında zorlukları da dikkate alınır.
Günümüz dünyasında, insanların doğal hayattan tamamen uzak kalmaları, ekonomik sorunlar, yoğun iş stresi, şehrin gürültüsü, kirli hava ve aile bireylerinin birbirlerinden kopmaları yalnızlaşmayı da beraberinde getiriyor.
Sizin de ifade ettiğiniz gibi, dinimiz akrabalık ilişkilerine önem veriyor. Ancak büyük şehirlerde ne yazık ki insanlar hayat şartlarına bağlı olarak yakınlarıyla uzak mesafelerde yaşamak zorunda kalıyorlar. Bu konuda gerekli hassasiyeti göstererek akrabalardan kopmamak, onlarla dayanışma içinde olmak yaşadığımız sorunları atlatma konusunda bizlere destek sağlayacaktır.
Yorucu bir iş yaşamının ardından yakınlarınızla ve tabiatla iç içe olabileceğiniz bir ortama taşınmış ve burada yaşamaya başlamışsınız. Akrabalık ilişkilerine verdiğiniz önem ve bu konuda göstermiş olduğunuz örnek davranış için size teşekkür ederiz. Yaşadığınız bu güzel ortamın şükrünü eda edebilir, burada ilimle meşgul olabilir, anılarınızı yazabilir ve çevrenizdeki insanlara faydalı olabilirsiniz.
Çok acı veriyor
İki kız annesi bir bayanım. Altı ay önce büyük kızım evlendi. İnanın, kızımın evden ayrılmasına ve evlenip gitmesine hiçbir şekilde alışamadım. Her gün odasına girip gizli gizli ağlıyorum. Dindar bir aileden geliyorum. Çocukların Allah'ın bir emaneti olduğunun da bilincindeyim. Ama doğurup büyüttükten sonra kızımdan ayrı kalmak bana çok acı veriyor. Çocuklarıma çok bağımlıyım hatta kızım evliliğine fazla müdahale ettiğimi, sürekli kendisini kontrol ettiğimi düşünüyor. Onun bu şekilde düşünmesi beni kırıyor. Acaba kızıma zarar veriyor olabilir miyim? Bu konuda tavsiye ve önerilerinizi bekliyorum. S.L
Zarar veriyor olabilirsiniz
Sizin de ifade ettiğiniz gibi çocuklarımız bizlere Allah'ın bir lutfu ve bu dünyada onlara yapabileceğimiz en büyük iyilik kul olmaları noktasında destek sağlamak olmalıdır. Bu nedenle onları kendimiz için bir sigorta olarak görmemeli, kendimize bağımlı hale getirmemeli ve kulluk bilinciyle yetiştirmeliyiz.
Küçük yaşlarda anneyle çocuk arasındaki güvenli bağlanma önemlidir. Ancak çocuk bağımsızlaşmaya başladığında anne ona yeteneklerini kullanması ve ayaklarının üzerinde durması noktasında gerekli desteği vermelidir.
Sanırım sevdiğiniz insanları kaybetme endişeleriniz var. Ve onlar yanınızdayken de bu duyguyu yaşıyor endişeye kapılıyorsunuz... Ama siz de biliyorsunuz ki, çocuklarımız evlendiğinde kendi hayatlarını kurarlar. Ve bu hiçbir zaman onların bizden tamamen koptuğunu göstermez sadece kendi hayatlarını yaşadıklarını gösterir...
Bir anne olarak çocuklarımızla ilgili duygularımız yoğundur ve onların mutlu olmalarını, yakınımızda kalmalarını isteriz. Ama bu konuda itidal sınırlarını korumakla, onların hayatlarına saygı göstermekle de yükümlüyüz...
Bu nedenle kızınız sizden uzakta yaşasa da bir evlat olarak sizden kopmadığını bilmeli ve kendi kararlarını vermesi noktasında teşvik edici olmalısınız. Aksi takdirde ilişkilerinizde aşınma olabilir ve kızınıza zarar verir duruma düşebilirsiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.