Bazı konularda tarafsız olunamaz
İsrail'in yardım gemilerine saldırısının ardından ilk günkü yazımda toplumun heyecan patlaması yaşadığına dikkat çekmiş, bu arada bazı kişilerin internet aracılığı ile sanki İsrail'in yanında saf tuttuklarına dikkat çekmiştim. Bu kişilerin genellikle PKK terör örgütü ile Gazze'deki direnen mücahitler arasında bir paralellik kurmaya çalışmalarını anlamakta güçlük çekmiştim. Ama tüm dünya ile birlikte milyonlarca Müslümanın gözü kulağı İsrail'de ve oradan gelecek haberlerde iken böyle bir tartışmaya girmek istememiştim. Bu arada İsrail istihbaratının bir propagandası olabileceğini düşünerek benzer yaklaşımları dillendirmenin onlara alet olunabileceğı endişesine kapılmıştım. Elbette İsrail'in sergilediği her insanlık dışı hareketin ardından kendini haklı göstermek için her yola başvurduğu biliniyor. Bir bakıma zalimliğini gizleyerek mazlumu, saldırıya uğrayanı zalim gösterme hususunda marifet sahibidirler. Zaten utanmazlık da bu noktada ortaya çıkmaktadır. Her ne ise gelelim bizdeki olayı ters yüz edenlere... Çünkü İsrail'in bir takım çarpıtmalar peşinde koşmasını anlamak mümkündür. Bu arada ikiz kardeşi ABD yönetimi ve bazı ülkelerin yöneticilerinin olayın gerçeğini bildikleri halde görmek istememelerini anlamak mümkündür. Ama bizdeki bazılarının da olaya İsrail gözlüğü ile bakıyor olmaları insanı şaşırtıyor.
Bu arada bazıları da İsrail saldırısını başka gerekçelerle haklı gibi görme ve gösterme gayreti içindeydiler... Söz gelimi bize neymiş Gazze'deki Araplar'dan. Belli ki bu kişiler ırkçılık mikrobunu öylesine almışlar ki Arap düşmanı olup çıkmışlar. Bir başka ifade ile bu ırkçıların ırkçılığı din kardeşliğinin önüne geçmiş. Kaldı ki olay ne ırk ne de din açısından ele alınmalı, karşımızdakileri insan olarak görüp, yardımlarına koşmak gerektiğini insanım diyen herkesin yüreğinde hissetmesi gerekir. Böyle de olmuştur. Her dinden ve milletten insan o gemilerde yerini almıştır. Adı üzerinde bir insani yardım konvoyu oluşturulmuş ve insan haklarından yana olduğunu düşünenler yardım için hareket geçmişlerdir. Hepsi de muhtemel bir İsrail saldırısını düşünerek yola çıkmışlardır. Bu noktadan sonra meseleyi getirip ırki bir noktaya sıkıştırmak ya da iç politikada malzeme olarak kullanmaya çalışmak sanıyorum insanlıkla bağdaşmaz. Bunun yanında elbette din kardeşliğinin oluşturduğu duygu ile oluşan sevgi ve ilgiyi de yadırgamak değil takdir etmek gerekir. Hristiyan dünyasının kendi arasındaki dayanışmasını görerek Müslümanın bir başka Müslüman kardeşinin ızdırabına ortak olmasını yadırgamak, yadırgayanlar açısından en azından inanç zafiyetinin ifadesidir. Kimsenin inancı bizi ilgilendirmez ama başkalarının inançlarının sonuçlarının yargılanması da kimsenin hakkı ve haddi olmamalıdır.
Aslında bu tür olaylar turnusol kağıdı görevi yapmaktadır. Kimileri siyasi hırs ve kinlerini, kimileri ırki asabiyetlerini, kimileri de inanç farklılıklarını ortaya koymaktadırlar. Gazze'ye insani yardım götüren gemilerin çeteler tarafından vurulması, içindeki insanların öldürülmesi ve yaralanması olayı karşısında yapılan bu hukuk ve insanlık dışı saldırıyı bir takım gerekçelerle haklı göstermeye çalışmanın başka türlü izahı olabilir mi? Kısacası ortaya atılan bir takım görüşlerin tarafsızlık ambalajına sarılarak izah edilmesi mümkün değildir. Çünkü bazı konularda tarafsızlık olmaz. Ortada bir zulüm, haksızlık ve vahşet varsa dini, ırkı ve siyasi bağlılığı ne olursa olsun insan olmanın gereği haksızın karşısında yer, almak mazlumu savunmaktır. Tarafsızlık ne idüğü belirsizlik değildir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.