Aman Allahım Şu Yargıya Bakın!
O’na “Seyfi Dede” diyorlar.
O’nun “Dede”liğine bizim bir diyeceğim yok!
“Dede” de olabilir, “Baba” da, “Şeyh” de olabilir, “Mürşit” de!
Bizim için önemli olan onun neler yaptıkları!
Günlerdir okuyor ve izliyoruz.
Neler yapmamış ki!
“Yargı”da olup bitenleri az çok duyuyor, sonuçlardan öğreniyorduk ama, işin bu kadarını öğrenince “pes doğrusu” diyoruz!
Yaptıklarına bakarsanız Mehmet Moğultay’ı da sollamış!
Aman Allahım!
Yargıda “Adalet” nasıl da çiğneniyormuş!
“Hak”, “Hukuk” nasıl da ayaklar altına alınıyormuş!
“Davalar” nasıl ters yüz ediliyor, sonuçlarla nasıl da oynanıyormuş!..
Devlet’in temeli olan “Adalet” ilkesi, dost ahbap ilişkilerine nasıl feda ediliyor, ideolojik görüşlere nasıl da peşkeş çekiliyormuş!
Aman Allahım!
Bu “Devlet” nasıl da ayakta kalmış!
Nasıl dayanabilmiş!
Nasıl yıkılmamış!..
***
“Seyfi Dede” yani eski Adalet Bakanı CHP’li Seyfi Oktay’ın;
15 yıldır yargıyı nasıl etkilediğini,
Yüksek yargıçları nasıl yönlendirdiğini,
Dosyalara ve davalara nasıl müdahale ettiğini hayretler içinde okuyoruz.
Yapılanlara bakınca, yargıdaki “sol kadrolaşma”nın hangi boyutlarda olduğu açıkça görülüyor.
CHP’den Dev-Sol’a kadar uzanan geniş yelpazeli sol bir kadrolaşma yargıyı neredeyse esir almış!
Şimdi daha iyi anlaşılmıyor mu, yargıda yapılacak değişikliklere CHP’nin neden karşı çıktığı!
Boşuna bağırmıyorlar “yargıda kadrolaşma olacak” diye!
“İktidar yargıda kendi kadrosunu oluşturuyor” çığlıklarının gerçek sebebi, şimdi daha iyi anlaşılıyor değil mi?
Yeter ki beyefendilerin kurdukları “tezgah” bozulmasın!
Yandaşlarına adalet (!) dağıtmayı sürdürsünler!
Kurdukları “ideolojik yargı” hakimiyetiyle devleti yönetmeye devam etsinler!
Kaç oyla, kaç milletvekiliyle gelirse gelsin halkın iktidarını, ellerindeki “yargı” gücüyle hizaya getirsinler!
İstedikleri kanunu onaylayıp, istemediklerini alaşağı etsinler!
Sol ideolojiye selam durmayan düzenlemelere “geçit yok” desinler!..
Bunu ortadan kaldırmaya teşebbüs edenler olunca da, cüppeleriyle ortaya çıkıp “yargı bağımsızlığı tehlikede” diye bas bas bağırarak “ülke elden gidiyor” teraneleri atmak!
Hatta, demokrasi ağıtları yakıp iktidarı “dikta rejimi” kurmakla itham ve tehdit etmek...
***
Sarmayı ikişer ikişer yiyip karşısındakine “sakın ikişer yemeyesin ha” diyen kör misali, suçladıkları şeyi asıl bunlar yapıyormuş!
Oluşturdukları kadrolarla yargıyı “bağımsız” olmaktan çıkaran yine bunlarmış!
İdeolojik yapılanmayla istediklerini yaptırarak asıl “dikta yönetimi” kuran da bunlar!..
Zulüm hiçbir zaman ebedi olmaz.
Zulmü, haksızlığı, adaletsizliği yapanlar, Ahirete kalmadan kendi kurdukları kirli tezgahlara ve iğrenç tuzaklara, yine kendileri düşeceklerdir.
Hiç şüpheniz olmasın!
İlahi irade, hükmünü icra ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.