Eksen Kayması Var Diyenlerin Ekseni Nasıl Acaba
Büyük kentlerde oturup; bir elleri yağda, bir elleri balda, istedikleri gibi har vurup harman savuran; yazar, çizer, akademisyen, politikacı, ekonomist ve adına “aydın” dedikleri ama “örümcek” kafalı zihinlere göre Türkiye bir eksen kayması yaşıyormuş.
Ekmek elden su gölden yaşayan ve hayatlarının büyük bölümünü bedava cinsinden geçirenlere göre konuşmak ve yazmak çok kolay ve yaptıkları en rahat iş. Hiç birisinin eli taşın altında değil çünkü. Dünyanın herhangi bir kara parçası, onlar için yaşayabilecekleri bir toprak parçasıdır ve Türkiye gibi bir ülke umurlarında değildir.
Eksen kaymasına Anadolu’dan bakınca böyle görünüyor. Anadolu’daki halkımız; “Eksen kayması var” diyenlere böyle bakıyor. Eksen kaymasına Adıyaman’dan baktım. Esnaf, öğretmen, çiftçi, memur, işçi, öğrenci, hemen her sınıftan insan ile konuştum ve eksen kaymasının ne olduğunu bir de onlara sordum.
“Eksen kayması var diyenlerin kendi eksenleri ne kadar doğru acaba” diye soruma soruyla cevap verdiler. Evet, “eksen kayması var” diyenler, hakikaten Türkiyeli olduklarına inanıyorlarsa, önce kendilerini bir Türkiyelilik testinden geçirmeleri gerekir.
Eğer geri zekâlı değillerse, herhangi bir fitne ve fesat odaklarından beslenmiyorlarsa, genetik yapılarında bir bozukluk yoksa, hükümetin izlediği dış politikaya bakarak eksen kaymasından söz edemezler. Düşünme melekesini yitirmemiş hiç kimse böyle düşünemez.
İsrail’in uyguladığı insanlık dışı uygulamayı ve yaptırımları bütün dünya kınıyor. Türkiye ise bu kınamayı en üst seviyede tutuyor ve tutmalı. Hükümetin bu tutumuna bakarak “eksen kayması var” diyenlerin, kimlik ve kişiliklerine baktığımızda, İsrail’den yana oldukları mı görülür, yoksa Filistin davasına sahip çıktıkları mı? Hangisi?
Bu soruya şerefi ve haysiyetiyle cevap verenler, eksen kaymasından söz edenlerin ve meseleyi saptıranların kimler olduğunu rahatlıkla görecek ve bilecektir. Bu çevrelerin hepsi dünyaya ve Türkiye’ye dürbünün tersinden bakan kesimlerdir. Onlara göre Türkiye İzmir’de İstanbul’da ve Ankara’da kendi yaşadıkları küçük, lüks ve korunaklı konutlarından ibarettir.
Aynen Yahudilerin zihniyetiyle düşünür ve yaşarlar. Bu çevrelere göre Türkiye halkının tamamı, bunların hizmetçisi ve kölesi durumundadır. Bunlar seçkin insanlardır. Her türlü imtiyaza sahiptirler ve imtiyazları uğruna yapamayacakları hiçbir şey yoktur. Hükümetin iç ve dış politikasını eleştiren çevrelere bakıldığında bu güruhtan başkası görülmez.
Türkiye eksenini yüzyıllar öncesi olduğu gibi yani Osmanlı’da olduğu gibi, bütün dünyaya ortak bir değerde ve ölçüde tutmaktadır. Bugün dünyada Ortadoğu ile ilgilenmeyen tek bir ülke var mıdır? Üstelik geçmişte Ortadoğu’nun büyük kısmı, bizim yönetim sahamız içerisindeydi. Türkiye’yi Ortadoğu’dan koparan güçler, Bugün Ortadoğu’da cirit atmıyor mu?
Ortadoğu’nun, Arap Yarımadası’nın ve Afrika’nın yeraltı ve yerüstü kaynakları, hangi ülkelere gidiyor? Çökmenin eşiğinde olan Avrupa ülkelerini ayakta tutan Ortadoğu değil mi? Ortadoğu’nun kaynaklarını tüketmiyorlar mı? Hangi Avrupa ülkesinin Ortadoğu’da, Afrika’da ve diğer Arap ülkelerinde yatırımları yok. Hepsinin var ve hepsi de bu bölgelere muhtaç. Onların ekseni kaymıyor da bizim eksenimiz mi kayıyor?
Türkiye’nin ekseni kayıyor diyenlere göre hükümetin tek suçu var: İdarecilerin Müslüman insanlar sıfatı taşıması. Allah göstermesin ve İnşaallah göstermeyecek. Kazara iktidarda CHP zihniyetliler olsaydı ve benzeri şeyler yapsalardı. Kim bilir aynı çevrelerden ne kadar büyük övgüler alacaklardı. Çünkü hemen gidip rantların üzerine çörekleneceklerdi.
Dubai başta olmak üzere, zengin Ortadoğu ülkeleri ile Arap ülkelerinde en çok iş yapan çevreler, hükümeti eksen kaymasından dolayı suçlayanlardır. Bunlar böylesine rezil ve rüsvayı olmaktan çekinmezler. Eksen kayması var diyenler, önce kendi eksenlerine sonra Türkiye’ninkine bakmalılar. Tabii dürbünün tersinden değil, geniş açıdan.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.