Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Rüyalardaki Mavi Marmara

Rüyalardaki Mavi Marmara

Zannederim, Mavi Marmara ile alakalı rüyalar derlense ve bir araya getirilse, koskoca bir kitap eder. Sadece bana bir demeti isabet etti ve bir yazı konusu oldu. Geçen yılın sonlarında olmalı, Vakit gazetesi dağıtıcılarından Nurhan, bana kısmen mahrem bir rüya anlatmıştı. O rüyanın tesirinden bir türlü kurtulamadım. Rüya bana müteşabih gibi göründü ve ‘yakında’ ibaresinden dolayı hep rüyanın tahakkukunu bekledim durdum. Rüyanın tahakkukundan ümidimi tam kesmiştim ki; Mavi Marmara gemisi hadisesi vukua geldi. Yorumunu tarihe bırakmakla birlikte kanaatime göre, Nurhan’ın rüyası Lüd ve Ben Gurion Havaalanı kapsamında gerçekleşti. Ben Gurion Havaalanı’ndan kovulmuştuk. Şimdilik kapalı rüya ile alakalı olarak bu kadarını söyleyebilirim. Gemide ben dahi birçok Mavi Marmara rüyası gören vardı. Gemide ismini kaydetmediğim ve dolayısıyla anonim hale gelen bir rüyaya göre, bir zât rüya aleminde Gazze gazasından 3-5 şehid vermeden geri dönülemeyeceğini söylüyor. Keza gemide anlatılan rüyalardan birisi Mehmet Muhlis Turan’a aitti. Daha doğrusu eşi yola çıkmadan önce bir rüya görmüş; İHH binasının üzerinden dumanlar çıkıyormuş. O dumanları işte İsrail askerleri Mavi Marmara gemisi üzerinde attığı sis bombalarıyla çıkarttı.
¥
Rüyalardan bazılarını da geldikten sonra dinledim. Bunlardan birisi aziz dostumuz Davut Şahin veya müstearıyla, namı diğer Demirhan Kadıoğlu’na aitti. Geldikten sonra dinlediğim rüyası şöyleydi:
Tanınmış, yaşlı başlı insanlarla bir sohbet halindeyiz. Sohbet açık hava sahası gibi bir yerde oluyor. Kimi sakallı, kimi de bıyıklı. Arka sırada Mustafa Özcan beliriyor. Yarı gülümser bir halde. “Sen de mi buradasın?” diye soruyorum. Birlikte bir müddet daha sohbet ediyoruz.
Bu rüyada anlatılan havayı bizzat teneffüs ettik. Hatta Sinan Albayrak tam tamına bu asude havayı birkaç defa ifade etti, anlattı ve aktardı.
Yeni Asya gazetesinden Hasan Hüseyin Kemal de yine Mavi Marmara gemisiyle alakalı bir başka rüya görüyor. Rüyasında dalgalı ve karanlık bir deniz içinde bir ada görüyor. Adanın etrafında ise buzdağı var. Buzdağı adaya doğru yaklaşıyor ve çarpacak bir duruma geliyor. Bunun üzerine ada sakinleri yükseklere doğru kaçışıyorlar.
Açıktır ki, rüyada görülen ada, Mavi Marmara gemisi olmalı. Buzdağı ise İsrail donanması. Gerçekten de rüyadaki gibi buzdağı, yani İsrail donanması adaya, yani gemiye çarpıyor ve bunun neticesinde gemi şehid ve gazi veriyor.
¥
Kimbilir bu gibi nice rüya görülmüştür. Bu rüyalar hadisenin büyüklüğüne işaret ediyor.
Belki de tesirini ale’d devam gösterecektir. Bendeniz de geminin denizde demir attığı sırada üçüncü gün bir rüya görmüştüm. Rüyada 1970’li yıllarda Almanya’da işçi olan babamı görüyorum. Güya Almanya’dan izinli olarak gelmiş, lâkin izni bitmiş, üstelik birkaç gün de fazladan geçirmiş. ‘Bu gün artık son günüm. Dönüşümü daha fazla tehir edemem. Almanya’ya dönmeliyim’ diyordu.
Rüyayı birkaç kişiye anlattığımda hepsi de geminin demir alacağını ve yola çıkacağımıza yordu. Gerçekten de bu rüyanın akabinde deniz ortasında verdiğimiz mola sona erdi ve yeniden seyrü sefere başladık. Dolayısıyla gemimizin rotası rüyalar vasıtasıyla da tescil ediliyordu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi