Taha Akyol

Taha Akyol

Balans ayarı

Balans ayarı

CUMHURBAŞKANI Gül’ün basın danışmanı Ahmet Sever aradı, Sayın Gül’ün bir ‘tavzih’ini iletti.
16 Haziran günlü “Duygu ve Diplomasi” başlıklı yazımda “Eksen kayması” tartışmalarını ele almış, Batı’yla ilişkilerimizde ortaya çıkan pürüzlere hükümetin dikkatini çekmiştim. “Eksen kayması” tartışmalarını Sayın Gül’ün “ya bilgisizlik ya kötü niyet” olarak nitelemesini yadırgadığımı da yazmıştım.
Dostum Ahmet Sever’in ilettiğine göre, Sayın Cumhurbaşkanı, yöneltilen bir soru üzerine, “konuyla ilgili olarak Türkiye’de yapılan tartışmalar için değil, yurtdışında Türkiye’yi Batı’dan kopmuş göstermek isteyen belli çevrelerin yayınları için” bu değerlendirmeyi yapmış.
Ciddi bir diplomasi birikimi olan Gül’ün bu hassasiyeti, Batı’yla ilişkilerimize verdiği önemin bir işaretidir.

Yahudiler ve AKP
Türkiye’de “İsrail’le ilişkileri geliştireceğiz, bu Filistin halkının da yararınadır” diye hükümet programına ilk yazan, Abdullah Gül hükümeti oldu...
İslam platformlarında anti semitizmi insanlık suçu ilan eden ilk Müslüman liderler de Gül ve Erdoğan’dır...
Auswitz’teki soykırım törenine katılan ilk ve tek Müslüman ülke hükümeti Erdoğan Hükümeti’dir, hükümet adına Dışişleri Bakanı Gül katılmıştır...
Erdoğan hükümetleri döneminde Türk-İsrail ilişkileri zirveye çıkmış, Suriye ile İsrail arasında, Türkiye iki tarafın da güvendiği ülke olarak arabuluculuk üstlenmiştir!
İsrail Başbakanı Olmert, Aralık 2008’de Ankara’ya gelerek barış süreci için söz vermiş ama 3 gün sonra Gazze’ye o zalim askeri operasyonu ve gaddar ablukayı başlatmıştır!
Bu AKP’de hem öfke, hem daha önemlisi, bir tür ‘aldatılmışlık’ tepkisi yaratmıştır haklı olarak!
İsrail’deki ve Amerika’daki Yahudiler bu gerçekleri görmeli, Ak Parti iktidarının bugünkü noktaya savrulmasında İsrail militarizminin vebalini anlamalıdırlar.

Gül’ün dikkatine
Bu gerçekler tablosunun yanında hükümetin, hele de Mavi Marmara’dan sonra, öfkeli bir retoriğe kapıldığı da bir gerçektir.
Bu durum Türk-ABD ilişkilerinde sorunlar yaratmaya başlamıştır; özellikle Türkiye’nin güvenliğiyle ilgili yeni sorunların çıkmasından kaygı duyduğumu belirtmeliyim.
Türkiye ve İsrail, hatta Türkiye ve Amerika birbirlerine çok büyük zararlar verebilirler!
Ama bu hiç kimse için akıllıca olmaz!
Çatışma sürecini frenlemek ve zamanla kontrol altına almak için “diplomatik aklın“ devreye girmesi, dış politikalarda balans ayarının yapılması gerekiyor.
Bu kanaatimi ben de Sayın Gül’ün dikkatine sunuyorum.

Atatürk’ten bir örnek
Duygusallığa kapılmamak ve gerektiğinde balans ayarı yapmak, diplomasinin tabiatında vardır; Peygamberimizin hayatı dahil, bütün tarih bunun örnekleriyle doludur.
9 Eylül 1922’de muzaffer Türk ordusu İzmir’e girmiştir; fakat İngilizler Çanakkale ve İstanbul’u bırakmıyor. Hatta Londra Boğazlar’a ilave asker göndermeyi kararlaştırıyor, yaklaşacak Türk ordusuna ateş açılması için buradaki İngiliz birliklerine emir veriliyor!
Gazi Paşa İzmir’de açıklama yapıyor:
“İngiltere ile harp halindeyiz!..”
Araya ‘diplomasi’ giriyor ve Mustafa Kemal bir açıklama daha yapıyor:
“Sözlerim yanlış anlaşıldı!..”
Ve Çanakkale ile İstanbul savaşsız kurtarılıyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Taha Akyol Arşivi