Merve Kavakçı İslam

Merve Kavakçı İslam

İtalya’da din devlet ilişkisi tartışmaları

İtalya’da din devlet ilişkisi tartışmaları

Mayıs ayı sonu Milano Üniversitesi’nde verdiğimiz laiklik konulu derslerimizi siz okurlarımızla paylaşmaya devam edelim: Hatırlatalım, halkının hemen hemen tamamı katolik olan İtalya’da dinin kamusal alandaki temsili en çetrefilli konulardan biri bugünlerde. İtalyanlar bir taraftan büyüyen müslüman muhacir nüfusları ve onların dinsel ihtiyaçları diğer taraftan da içte kendi Hıristiyan teolojisi ve onun kamusal alana yansımalarını sorgulayarak gündem oluşturuyorlar. Bu bağlamda Hz. İsa’nın çarmıha gerilmiş olduğu haldeki resimleri İtalya’nın devlet okullarının duvarlarını süslemekte. Bir grup bunun laiklik ilkesine aykırı olduğunu savunuyor. Ülkemizde de sık sık siyasi gündemde yerini bulan bu kavramın sorunsal alanı tanımlanmasında yaşanan sıkıntıyla doğru orantılıdır.
Tartışma üç ana başlık altında değerlendirilebilir: Birinci olarak duvarda asılı çarmıh heykelinin veya resminin bu dinsel olguya inanmayanlar üzerinde bir baskı oluşturduğu konusu vardır. Mesela ateist bir aile, çocuğunun okul duvarında bu resmi görmesine karşı çıkar ve bunun laiklik ilkesiyle çeliştiğini iddia eder. Çarmıh duvarda asılıdır, puttur, sessizdir, pasiftir, herhangi bir etkileşime girmez ancak tehdit unsuru addedilir. Duvarda asılı gören çocuğun merakını celbeder, soru sormasına vesile olur, öğretmen öğrenci veya öğrenci öğrenci arasında bilgi alışverişine sebep olur. En büyük sorun da budur ateist aile için. Çocuk korumasız ve her türlü bilgiye açık durumdadır. Çocuğun yaşı büyüyüp onsekizi aştığındaysa durum sorun olmaktan çıkar zira çocuk etki altında kalma yaşını aşmıştır, batı kültürüne göre akıl baliğ kabul edilir, artık hür iradesiyle dilediği kararı alacak yaştadır. Bu sebeple de duvarda asılı çarmıhın ergen kişi üzerinde oluşturacağı bir baskı da ortadan kalkmış olur. Aynı mantık silsilesi Almanya örneğinde olduğu gibi bazı Avrupa ülkelerinde de başörtülü öğretmen konusunda devreye girmektedir. Ana okulu ve ilköğretimde başı örtülü öğretmenlerin küçük çocuklar üzerinde baskı oluşturacağı iddia edilir. Ola ki çocuk öğretmenini sever, onu her hal ve hareketiyle benimser, sonuçta da öğretmeninin dinine ilgi duyar. Bu propaganda olarak görülür ve çocuğu bu propagandadan korumak adına ilk öğretimde başı örtülü öğretmen olarak çalışmak veya çalıştırmak Almanya’nın birçok eyaletinde yasaklanır. Üniversite öğrencileri içinse böyle bir sorun yoktur.
Türkiye konjonktüründeyse başörtüsü büyük küçük bütün kadın cinsi üzerinde baskı unsuru görülür. Başı örtülü kadının başı açık kadına baskı uyguladığı iddia edilir. Sebepse başörtülü kadının ağzını açıp bir cümle dahi sarfetmese de başı açık kadına verdiği subliminal mesajdır: “Benim başım örtülüdür, senin başının da örtülü olması lazım.” Başörtülü kadın hiçbir şart altında bunu söylemese de veya ima dahi etmese de hüküm verilmiştir. Başörtülü kadın hal ve hareketiyle mesaj saçmaktadır. Bu mesajın alanı sadece ergin olmayan çocuk taifesini kaplamaz, aynı her yaş ve yerdeki kadınları kapsar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Merve Kavakçı İslam Arşivi