Madımak Fitne Olmasın
Madımak zaten bu milletin başına bela oldu. 2 Temmuz 1993 yılında öyle olaylar cereyan etti ki; bir Kahramanmaraş’lı olarak “biz bu filmi görmüştük” dememek elde değildi.
Olay çok acıdır; mezkur tarihte Sivas'ta Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından organize edilmiş olan Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli'nin yakılması ve 37 yazar, ozan, ve halktan kişilerin yanarak ya da dumandan boğularak hayatlarını kaybetmesi ile sonuçlanır.
“Pir Sultan Abdal” adına şenlikler düzenleniyor, zamanın Sivas Valisi Ahmet Karabilgin’in özel davetlisi olarak çok sayıda sanatçı ve yazar Sivas’a geliyor, her zaman bir köyde yapılan gösteriler, kimilerinin karşı çıkmasına rağmen her ne hikmetse şehre alınıyor. Aziz Nesin ve bazıları günlerce şehri tahrik edici davranışlar sergiliyor. Bir gizli el de heyecanla halk harekete geçsin istiyor.
Ve beklenen oluyor. Önce Kültür Merkezi içinde karşı grupla çıkan taşlı sopalı çatışma, polis tarafından fazla büyümeden, zor kullanılarak önlenir. Fakat daha sonra binlerce kişiden oluşan bir grup, Kültür Merkezi’nden yeniden Hükümet Meydanı’na gelir. Hükümet Konağı’nı taşlamaya ve slogan atmaya başlayan grup ardından Madımak Oteli civarına ulaşarak, slogan atmaya devam eder ve olay çığırından çıkar. Olaylar öğlen başlar, akşama kadar devam eder.
Peki ama o saate kadar devlet nerdeydi?
Polis yetmediyse, asker nerdeydi?
İçişleri bakanı nerdeydi?
Başbakan nerdeydi?
Ankara Sivas arası uçak veya helikopterle kaç saat sürerdi?
Neden iş işten geçtikten sonra bütün bunlar yangın yerine geldi?
Ve orada olayları aydınlatmak için verilen “namus sözü” ne oldu?
Kahramanmaraş’ta da aynen böyle olmuştu. Halk aylarca tahrik edilmişti. O gün her yere, hatta köylere bile anında yalan haberler ulaştırılmış ve halk şehre toplanmıştı. Bu nasıl bir organize idi? Her mahalleden korkunç haberler geliyordu, ama yalan mı gerçek mi kimse bilmiyordu. Sokaklarda siması yerliye benzemeyen adamlar cirit atarak halkı tahrik ediyordu.
Meydanda ne polis vardı, ne de asker.
Asker 2. gün geldi ve sadece seyretti. Sonra tutuklamalar başladı. Onda da yaşanan keyfilikler ayrı bir tahrik konusu idi.
Bugün Ergenekon ile ortaya dökülmüş kirli çamaşırları görebiliyoruz. Hiç şüphe yoktur ki Sivas Madımak olayları da böyle bir örgütün işidir. Çünkü görüntü aynı Kahramanmaraş’ta yaşadıklarımızdı.
Şimdi Madımak oteli devletçe satın alındı ve müze yapılmak isteniyor. Eğer orası “burada Sünniler Alevileri yaktılar” diye kullanılacaksa, bu da bir fitnedir, yerle bir edilsin daha iyi. Hiç olmazsa yeni tahriklere ve düşmanlıklara sebep olmaz. Devlet oyuna gelmemeli ve başına yeni bir bela satın almamalı.
Hükümet şimdi olaya biraz daha net bakmaktadır. Nitekim Devlet Bakanı Faruk Çelik, TBMM’nde gündem dışı bir konuşmaya cevap verirken, Madımak’ta yaşananların bir “Alevi-Sünni olayı” olmadığını söyledi. Çelik, “Ne yazık ki olayın meydana geldiği tarihten bu bugüne kadar tüm kesimler bu olaya taraf olarak yaklaşmışlardır. Bu olay müessif bir olaydır, tarafı olamaz. ‘Senin acın, benim acım’ diye bir şey kesinlikle düşünülemez. Sorun insanlık sorunudur ve yaşanan bu müessif olay herkes tarafından kınanmaktadır” dedi.
Bugün Sivas’ta Madımak Oteli önünde gerçekleştirilecek anma törenine gideceğini kaydeden Çelik, üç gün sonra da Başbağlar’daki törenlere katılacaklarını açıkladı: “Bugüne kadar 17 yıl geçmesine rağmen bu insanlık ayıbına karşı devlet düzeyinde bir katılım olamamış. Yarın Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini temsilen Sivas’taki bu anma gününe kısmet olur ise katılacağım.” diye konuştu.(*)
Evet, devlet hem Sivas, hem de “Sivas’ın intikamı” diyerek masum Başbağlar köyü katliamını aydınlatmak vazifesindedir. Kimdi önce Alevileri, sonra da Sünnileri yakarak “alevi Sünni çatışmasını” isteyen bu hainler?
Bunu bilmek hakkımızdır. Gerçek suçlular yakalanmalı ve cezaları verilmelidir.
Ama Madımak asla kin ve nefreti büyüten bir fitneye, halkımız arasında savaşı kışkırtan bir anıta dönüştürülmemelidir. Değilse, olaylardan hiç ders alınmamış olarak yeni fitnelere sebep olmuş olunur. Aman dikkat!
Akıllı insanlar ileride yaşayacakları sağlıklı bir hayat için acı da olsa ilaç içerler, hatta ameliyat için bıçak altına yatarlar. Toplumun da sağlığına kavuşması için bazen acı reçeteleri zor da olsa hep beraber kullanmalıyız.
Nerden bakarsanız bakınız, Madımak böğrümüzde bir hançerdir. Bunu geleceğe bir mikrop olarak taşımayalım, en iyi bir şekilde tedavi edelim.
(*)http://haber.gazetevatan.com/ilk-kez-hukumet-katilacak/314368/1/Gundem
www.cemalnar.com
www.ilimistan.com