Bir okurumuz, işine motive olamadığını ve hiçbir şeyin kendisini mutlu edemediğini ifade etmiş. Okurumuz aynı zamanda, bir çok kişinin benzer sorunlar yaşadığını fakat bunu gizli tuttuklarını da belirtmiş. Günümüz insanı, maddi imkanlar bakımından bir çok şeye sahip olurken mutluluk ve huzur gibi önemli değerlerden yoksun kalıyor. Çünkü onlar, varoluşsal gerçeğinin ve bir insan olarak sorumluluklarının bilincinde değil... Dolayısıyla yaptıkları işte ve dünya ile kurdukları ilişkilerinde motive olamıyorlar...

Yaptığımız bütün işlerin temelinde bizi hedefe sürükleyen motivasyon gücümüz vardır. İş yerinde, evde, okulda, dışarıda anlayacağınız hayatımızın bütün alanlarında ihtiyaç duyabileceğimiz bir itkidir bu. Ancak, motiv güçlerimizi harekete geçirecek bazı saiklerimiz vardır. Bunlar arasında ihtiyaçlarımız birinci sırada yer alır. İhtiyaçlarımız bizi bazı arayışlara götürür ve bu arayışların sonucunda istediğimiz şeye ulaşmak için çaba sarf ederiz. Bu aslında istemektir ve bütün eylemlerimizin başında istemek vardır. Yani ihtiyaçlarımız motivasyonumuzu, motivasyonumuz da istediğimiz şeyi elde etmemizi sağlar.

Modern kültür, insanlara düşünme fırsatı vermiyor aksine onlar adına düşünüp onlar adına karar verdiğinden günümüz insanı ihtiyaçlarını belirleme konusunda sıkıntılar yaşıyor. Yani çoğu zaman kendisi için ihtiyaç olmayacak veya hayatı boyunca hiç işine yaramayacak şeyler peşinde de koşabiliyor. Kararsızlık ve motivasyon kaybını ortadan kaldırmak için ise şunları dikkate almak gerekir:

İhtiyaçların belirlenmesi: Motivasyonumuzun yüksek olması için her şeyden önce ihtiyaçlarımızı gözden geçirmeli ve arayışlarımıza elzem olanından başlamalıyız. Yani işsiz olan bir kişi, tatil yapmayı hayal ediyorsa, burada çeşitli sorunlar yaşayabilir ve amacına ulaşamadığında da düş kırıklığına uğrayabilir. Bu nedenle kişi önce iş arama girişiminde bulunmalı ve bundan sonra ikinci ihtiyacına geçmelidir.

İhtiyaçlara giden yolları arama: İkinci olarak da, istediğimiz şeyi nasıl elde edebiliriz bunun üzerinde durmalıyız. Eğer, eğitimle ilgili bir ihtiyacımız varsa bunu nasıl ve nereden elde edebileceğimizi bilmeli ve arayışlarımızı bu alanda sürdürmeliyiz. Ya da, sosyal bir çalışmanın içinde yer almayı düşünüyorsak, hangi alanlarda başarılı olabileceğimizi tespit etmeli ve bu alanlara ulaşmaya çalışmalıyız.

Yaptığımız işin sonucunu düşünmek: Hayatımızın bazı dönemlerinde haddinden fazla yoruluruz ve sakin bir ortama ihtiyaç duyarız. Ama bu çabalarımızın ardından istediğimiz sonuca ulaşmış ve yaşadığımız zorlukları çoktan unutmuşuzdur. Görme engelli bir arkadaşım, Üniversiteyi bitirinceye kadar çok yorucu günler geçirdiğini, görme sorununa bağlı olarak, gören öğrencilerin iki kerede anladığı bir derse saatlerce çalışmak zorunda kaldığını fakat okulu bitirdikten sonra edebiyat öğretmeni olarak atandığını ve bütün yorgunluğunu unuttuğunu anlatmıştı. Her birimiz bu türden zorluklar yaşamışızdır ama ürün vermeyen alınteri yoktur ve alınteri her zaman değerlidir. Bu nedenle yaşadığımız zorlukların sonucunu düşünerek motivasyonumuzu arttırabiliriz.

İşe uygun ortamın hazırlanması: Çalışma ortamının, yaptığımız işe uygun olması başarı derecemizi yükseltir. Mesela, ders çalışmaktan kaçınan bir öğrenci, rahat edebileceği şekilde düzenlenmiş bir çalışma odasında kendini iyi hisseder ve derse adapta olmakta zorluk çekmez. Yani, yaptığımız iş neyse, mekanın da buna uygun olması gerekir.

İş arkadaşlarıyla iyi ilişkiler kurmak: Her birimiz sevdiğimiz kişilerin bulunduğu mekanda yaşamak ve onlarla vakit geçirmek isteriz. İş arkadaşlarımızla da uyum içinde olmamız ve onlarla iyi ilişkiler kurmamız, motivasyonumuzu arttıracaktır.

KENDİMİZİ TAKDİR ETMEK:

Toplum olarak olaylara olumsuz tarafından bakmaya meyilliyiz. Dolayısıyla ne kendimizi ne de karşımızdaki kişiyi takdir etmekten ya da onaylamaktan kaçınıyoruz. Oysa, takdir ve onay başarımızı yükseltecek ve bize motivasyon verecek güçlü bir dinamiktir.