Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Bu telaşın sebebini söyler misiniz?

Bu telaşın sebebini söyler misiniz?

Gitti milliyetçilik, ulusalcılık çıktı
Kayboldu hanım-hatun, yerine şıllık çıktı
Kavalı-şişhaneyi dandi dedede gördük
CHP bohçasından kasketli kılık çıktı…
Ulusalcı Cephe partilerinin sıkıntılarını anlıyorum...
Darbeci Kenan diktası olmasaydı belki de hiçbirinin esamesi okunmayacaktır...
Onun içindir ki, 12 Eylül darbe Anayasasına alenen, utanmadan sahip çıkıyorlar...
Severim bu ulusalcıları...
Tabii geçmişte kiminin Atatürk’ün kurduğu partinin döküntüleri olduğunu hatırlayarak...
Bir başkalarının ise su gibi berrak idealler uğruna mertçe mücadele yaparak çilelere talip olduklarını unutmadan...
Hele Mao’nun sevdası tarafından sarılıp sarmalanmış kıytırık parti ortaklığa katıldığından dolayı...
“Nurlu Süleyman” evlatlarının 28 Şubat operasyonunda aldığı rolü ve bugüne hangi yollardan geldiklerini bilerek...
Rahşani tarikatına hiçbir sözüm yok...
Anlamadığıma gelirsek:
Yüce yargı mensuplarının paçalarına ateş düşmüş gibi feryadü figan ederek meydan meydan dolaşmaları...
Ve yüce yargının yüce yargıçları niçin bu kadar açık veriyorlar ki?
Evet, layüsel yetkilerini kaybedecekler...
Başka ülkelerin yargıçları gibi sırf adalet için çalışacak olmaları çok mu büyük felaket?
Anayasa Mahkemesi’nin son kararı hepsinin sıkıntısını meydana çıkardı.
YARSAV başkanı bayan yargıç fırtına gibi esiyor, gürlüyor...
Herhalde bize danışsanız da vereceğimiz ölçüye göre karar çıkarsanız olmaz mıydı kırılganlığı...
HSYK (Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu) Başkan Vekili Kadir Özbek sanki barut... Ateş alması ha bugün, ha yarın...
Danıştay’ı dile getirmek istemiyorum... Zira orası Türkiye’yi evirip çeviren bir mabet olmuştu...
Bak şu Yargıtay’a...
Bak şu Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker’e.
Yüzündeki tebessüm kayboldu... Nereye gitse dumanı çıkıyor sayın başkanın...
Niye acaba?
Hasan Başkan Anayasa Mahkemesi’nden başka türlü karar çıkacağını sanıyormuş...
Niyesi budur işte...
Referanduma gidilecek, muhtemelen kabul edilecek, yüce yargıçların devlet olma vasfı kaybolacaktır...
Siyasi iktidarı seçen halka ceza kesecek değiller ya...
Üç erkin üçünü de bünyelerinde topladıkları saltanat devri sona erecek... Mesele budur işte...
Asker uzaktan seyrediyor...
Ne siyasi iktidarın, ne de yüce yargıçların askeri konulara girme ve de gerçekleri meydana çıkarma dertleri yoktur...
Korku dağları bekliyor dedikleri bu olsa gerek...
Beni hayrete düşüren, Onursal Sabih’in son zamanlardaki sessizliği, Süleyman Demirel’in kılavuzluk yapma görevini bırakmasıdır...
Darbe anayasasına ve darbecilerin tasarruflarına muhalif olanların tamamını “HAİN” ilan edecekler amma yürekleri el vermiyor...
Az kaldı, meydanlar çiçek açacak...
Ulusalcı siyasiler bıçaklarını bilemekteler şu an...
Dersim’li Dandi Dede düzayak konuşmalarıyla liderliğini medyaya isbat edecek... Etmese de olur amma yenidir, heyecanlıdır, imtihan verecek.
Devletin başına geleceği müridlerince vird edilen Devlet Bahçeli, Türkiye’yi uçtan uca arşınlayacak... Elinde bir kangal ip, “Ne duruyorlar, işte meydan, işte ip... Yiğitseler assınlar Öcalan’ı” diyecek...
Cindoruk-şeytandoruk elbette şanına göre darbecilere sahip çıkacak...
Ve en enteresanı ise:
Yaşar Okuyan pehlivan kimlere elense çekecek, kimlere çangal oyunu uygulayacak?
Telaş devam ediyor...
Anayasa Mahkemesi neden yarım yamalak esasa girdi de, CHP’nin şikayeti gereğince karar vermedi?
Havalar çok sıcak, ben EVET oyu vereceğim vicdanım emriyle...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi