Anayasa değişikliği sadece AKP’nin mi işine yarayacak?
Aslında, T. Cumhuriyeti Devleti’nin şanına yakışır sivil bir anayasanın yapılması TBMM için farz derecesinde bir görevidir. Biz bunun gerçekleşeceği zamanı en kısa vadede hararetle bekliyoruz. Ülkemizin her meselesi, özellikle bilimsel, düşünsel ve fiziksel gelişmesi çağdaş bir anayasaya bağlıdır.
Hükümetimizin meclisten geçirerek yaptığı ve Sayın Cumhurbaşkanı’nca halkoyuna sunulan anayasa değişikliğine seviniyoruz ve yenisinin yapılması temennisiyle “kabul” diyoruz. Bu kadarı bizi elbette tatmin etmez. Millet yeni bir anayasayı gönülden beklemektedir.
Mevcut anayasa değişikliği, ileride yapılacak köklü sivil bir halk anayasası için bir deneme mahiyetindedir. Bunun, ilerideki sivil anayasaya kapı açan bir anahtar niteliğinde olduğunu unutmamamız gerekir. Bu bakımdan halkoyuna sunulan şimdiki anayasa değişikliği gerçekten demokratikleşmek için büyük önem taşımaktadır. Hatta diyebiliriz ki, bugünki anayasa değişikliği, gelecekteki sivil anayasadan bir bakıma daha önemlidir.
Zira mevcut Anayasa Mahkemesi’nin yapısıyla, tam demokrat ve sivil bir anayasa yapmak ve onu hayatın içinde gerçekleştirmek mümkün değildir. Bugünki yapısıyla Anayasa Mahkemesi’nin, TBM Meclisi’nin de üstünde yetkilere sahip konumda olduğunu herkes bilmektedir. Anayasa Mahkemesi fail-i muhtardır, isterse anayasaya aykırı kararlar da verebilmektedir.
Mahkemeyi bu gibi hukuksuz ve kanunsuz davranışlardan engelleyecek bir makam yoktur. Mahkeme üyelerini cumhurbaşkanı atar, fakat onları kimse görevden alamaz, sorgulayamaz, hesap soramaz. Bu durumda meclisteki sayı üstünlüğünün bir değeri yoktur.
İktidarı hiçbir zaman göze alamayan ve halk ile bağdaşamayan, halk ile yan yana gelemeyen, aksine halk ile çapraz düşen muhalif görüş sahipleri, mevcut Anayasa Mahkemesi’nin yapısının aynen muhafaza edilmesini ısrarla istiyor, bu sebeple mevcut değişikliği istemiyor, bunun için anayasa değişikliğine şiddetle karşı çıkıyor.
İşte bu sebeple, önce Anayasa Mahkemesi’nin yapısının demokratik kurallara uygun olarak düzeltilmesi gerekirdi. Şimdi yapılmakta olan şey işte budur. Yani TBMM, Milletin Meclisi olma yetkisi üzerindeki vesayeti kaldırılacaktır.
12 Eylül referandumu bunun için yapılacaktır. Bu sebeple halkımız üzerine çok büyük bir görev yüklenmiştir. Vatandaşlarımız çok derin ve ince düşünmeli; bu referandumun hakkını mutlaka kahir ekseriyetle “evet” tarzında vermelidir.
Bu referandum, normal hükümet seçimlerinden çok daha farklıdır. Kanaatimizce diğer seçimlerin hepsinden daha çok önemlidir. Çünkü devletin temelinin demokratik kurallara oturtulması sağlanacak ve bir daha bu gibi çekişmelere meydan verilmeyecektir. Millet rahat edecek, devlet istikrar edecektir.
Anayasa’nın değiştirilmesine karşı çıkan muhalefet cephesindeki siyasi ve sivil kuruluşlar bu değişikliğe de şiddetle karşı çıkıyorlar. Karşı çıkarken de “mevcut iktidarın bunu kendisi için yaptığı, kendisini mahkûm ettirmeyecek şekilde hukuk kurumlarını düzenlemek istediği; değişikliği, kendi işine yarayacağı için yaptığı” tezini ileri sürmektedir.
Fakat muhalefetin bu tezinin tutarlı bir tarafı yoktur ve olamaz. Zira bu anayasa değişikliğinde “Mevcut iktidara mahsustur” ibaresi yer almamaktadır. Eğer iktidarda olanların işine yaradığı tezi doğru ise, bu takdirde muhalif olanlar iktidar olsun, o zaman onların da işine yarasın ve şimdiki iktidar mahkûm olsun... Zaten bunu istemiyorlar mıdır?
Kanunlar, iktidarlara göre yapılmaz, yapılamaz. Bu tezin ileri sürülmesinin esas sebebi, kendi anlayışlarına göre düzenlenmiş olan Anayasa Mahkemesi ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurlu, muhalefetin ideolojisine mensup zatlardan oluştuğu için, bu yapı değişince, kendi yandaşlarını kaybetme, iktidarın halka geçmesi korkusudur.
İddia doğrudur, anayasa değişikliği bugünki iktidarın işine yarayacaktır, ama yanlı hüküm vermek için değil, adilce ve tarafsız olarak hüküm vermek için yarayacaktır. Şiir okuduğu için bir daha cezaya çarptırılmamak üzere yarayacaktır.
Kutlu Doğum Haftası’nda çocuklar sivil kuruluşlarda, sevgili Peygamber Efendimiz’e şiir okudukları için, iktidar partisini irtica ile suçlayıp partileri kapatmamak için işine yarayacaktır. Siyasette tüm partilere eşitlik sağlanacağı için işine yarayacaktır. Yani seçimlerde âyet okuyarak gezen CHP’ye bir şey yapılmazken, AKP ve diğer bazı partilere de bir şey yapılmayacak diye işine yarayacaktır.
Siyahlarla beyazlar eşitleneceği için işine yarayacaktır. Mazlumlar zulümden kurtulacağı için işine yarayacaktır. Şehir merkezi haline getirilmiş orman arazilerini sattırmayıp millete fukaralık çektiren ve bunu iktidarın önünü kesmek için bir araç olarak kullanan zalimlerin zulmünü önlemek için işine yarayacaktır. Millet rahat nefes alacağı için işine yarayacaktır.
Bundan sonra muhalifler, iktidarda olmasa bile muktedir olamayacakları için milletin işine yarayacaktır. Din ve vicdan özgürlüğünün önündeki engeller kalkacağı için halkın işine yarayacaktır. Yazılı metinlerde var olan, fakat uygulamada bulunmayan laiklik ilkesi Batı’da olduğu gibi uygulanacağı için toplumun işine yarayacaktır.
Daha çabuk kalkınmanın yolları ardına kadar açılacağı için herkesin işine yarayacaktır. Kardeş ülkelerin sermayelerinin daha kolay bir şekilde ülkemize girmesi için devletin işine yarayacaktır. Dini, inancı, ülküsü bir olan kardeş ülkelerle aramıza örülmüş olan duvarlar kalkacağı için Türk milletinin işine yarayacaktır.
Aslında bu değişiklik iktidarların değil, milletin işine yarayacaktır. Bundan sonra Anayasa Mahkemesi’nin sözü değil, milletin sözü geçerli olacaktır. Açıkçası, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin işine yarayacaktır. Bir tek kesimin işine yaramayacaktır.
Milletten kopmuş, millet fertleri ile ancak seçimlerde buluşan, kendini bu milletten daha üstün, daha akıllı ve daha zeki, daha faziletli görenlerin işine yaramayacaktır.
Bu millet, kendi işine yarayacak kanunları kahir ekseriyetle bağrına basmasını ve yanlış yolda olanlara ders verecek şekilde onaylamasını bilir. Artık bundan sonra görev millete düşüyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.