Serdar Arseven

Serdar Arseven

Güle güle Sayın Paşa!..

Güle güle Sayın Paşa!..

Arkadaşımız Kemal Gümüş, “Paşa’nın ailesini askeri helikopterle pikniğe götürdüğüne” dair fotoğrafları ele geçirdiğinde...
Askeriye’den “Maksadı belli gazetelerin haberleri hakkında yorum yapmayız!” açıklaması gelmişti...
Şimdi de...
Bir başka arkadaşımız Yener Dönmez’in ele geçirdiği fotoğrafta bir “zanlı” ve Genelkurmay Başkanı’nın oğlu...
Birlikteler...
Gayet samimi bir poz...
İyi sarılmışlar...

Efendim;
Ergenekoncu takımı, gün boyunca, “Bu gerçek olamaz, fotoğraf garanti montajdır” filan dedi...
Ve bir kısım dandik kartel fotoğraf uzmanları “Biz bu işi biliriz, kelle yerleştirilmiş, arka tarafla oynanmış” deyu deyu zırvaladı ama...
Genelkurmay hem Vakit’in haberiyle ilgili açıklama yapmak, hem de fotoğrafın montaj olmadığını kabullenmek mecburiyetinde kaldı.
Vakit’in sürmanşetten ilan ettiği üzere;
Haberi yalanlayamadı!..
Aferin!..

Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamasında fotoğrafın arkadaş ortamında çekildiği bilgisi de yer aldığından...
Haberdeki “arkadaş” vurgusu da “yalanlanabilmiş” olmuyor!..
Yine aferin!..

Hepsi iyi güzel de...
Bir noktaya takıldık, kaldık.
Acaba...
Genelkurmay açıklamasında yer bulan
“Haberin gerçeği yansıtmadığı” yönündeki ifadenin dayanağı ne?..
Fotoğraf gerçek mi, değil mi?..
Genelkurmay açıklamasından çıkan:
Evet!..
Sapına kadar gerçek!..
Peki...
O zat, Vakit’in belirttiği gibi “arkadaş” mı?..
Genelkurmay’ın İfadesi şu:
“Bu fotoğraf, üç yıl önce bir arkadaş grubu ortamında çekilen bir resimdir.”
Yani...
Arkadaş mı?
Ya da...
Arkadaş mıydı?..
Bakın Genelkurmay’a...
Ne diyor!..
Peki...
Haberdeki sıkıntı ne?..
Efendim, Genelkurmay Başkanı, “arkadaş ortamında” yer alan zatın örgüt bağlantılı olduğunu Emniyet’in 16 Nisan 2009 yazısı sayesinde öğrendi.
Fotoğraf çekildiği sırada, “arkadaş”ın bu bağlantısı bilinmiyordu!..
Bağlantıyı oğlu da bilmiyordu, babası da!..
E ne diyelim...
İyi ki varsın Emniyet!..
Yaşa var ol Emniyet!..

Hale bak!..
Asker’in istihbaratı, irtica takibinden vakit bulup da, koca Genelkurmay Başkanı’nın oğlu etrafında dönüp duran tehlikeden haberdar olamadı ve dolayısıyla ilgilileri haberdar edemedi mi acaba?..
Emniyet uyarana kadar,
“Tehlikenin farkında” değiller miydi?..
Sonracığıma...
Ya Emniyet görevini, hatta görevinden fazlasını yapmamış olsaydı....
Ne olacaktı “oğul”un vaziyeti!..

Durum neresinden bakarsanız bakın hayli sıkıntılı.
Bazı komutanların, PKK’lılarla işbirliği yaptığı iddialarına yaslanan “Heron” mevzuunda günlerce “suskun kalan” ve bu tavrını sürdüren Asker’in, “oğul” sözkonusu olduğunda birkaç saat içinde hem de “kurumsal” açıklama yapması da ilginç.
Heron haberi o kadar önemli değil miydi yani?..
Genelkurmay’ın açıklama yapması için her habere bir “oğul” mu katmak gerekiyor?..

Hitapla mı bitirsek ne yapsak?..
Ya Sayın Genelkurmay Başkanım; mühimmat, boru, kağıt parçası, kedidir o kedi filan diye diye...
Sıkıntılı TSK mensuplarının bünyeden atılması için çaba gösterenleri, “kanı bozuklukla” itham ede ede..
Soy soylayıp boy boylayıp, kürsülere yumruk sallaya sallaya...
Bağıra bağıra..
Çağıra çağıra...
Geldi mi emeklilik zamanı!..
Göreve başladığınız günlerde,
“Ağlama duvarı” önündeki fotoğraflarınızı basmak suretiyle “hoş geldiniz” diyen VAKİT, şimdi de...
Oğlunuzun fotoğrafı ile uğurluyor sizi!..
Yolunuz açık olsun!..
Güle güle efendim!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi