Gözyaşının kadrini bilmek
Gözyaşı hiç şüphesiz insanî hasletlerin en başında gelir.
Gülmek de insanî bir haslettir. Gülmek neredeyse bütün insanların hemen içine sokulabildiği bir hâlken, ağlamak asla öyle değildir.
Komedi bütün kültürlerde yaygın bir türken, insanları güldüren büyük ustalar, komik-i şehrler varken, aynı şey ağlatma için sözkonusu değildir.
Herkes anında arka arkaya güldürücü (komedyen) isimleri sıralayabilir, siz bir tane bile “ağlatıcı” ismi söyleyebilir misiniz?
Elbette bizi ağlatan insanlar, sanatçılar vardır. Ağlatanlar ancak ağlayanlardır! Daha doğrusu ağlayan bir insan bizi hüzne sürükler, hatta ağlatır. Halbuki güldürmek için ille de gülmek gerekmez!
Rol icabı ağlayan, gözyaşı döken aktörler var mıdır?
Olabilir! Veya ağlıyor tesiri uyandıranlar bulunabilir...
Yine de içerlerde bir yerleri ağlamadan bir insanın gözyaşı dökmesi asla mümkün değildir.
Herkes sahte kahkalar atabilir!
Katıla katıla gülüyor rolü yapabilir!
Siz hiç sahte kahkalar attığınız gibi, hıçkıra hıçkıra ağlamayı denediniz mi? Eğer denediniz ve gözyaşlarınızı akıttıysanız, bu ağlamanız asla sahte olamaz!
Gözyaşının kadrini bilelim! Yüce Peygamber, “Siz benim bildiğimi bilseydiniz, az güler, çok ağlardınız” buyurmadı mı?
İslâm medeniyeti, hususen Osmanlı medeniyeti “gözyaşı medeniyeti”dir. (Ömer Öztürkmen’in bu isimde bir kitabı olduğunu da unutmayalım).
O medeniyetin özünde insanı insan yapan aşk ve sabır gibi hasletler yanında, gözyaşı da vardır. İhlas aşkla, sabırla, gözyaşıyla karılırsa işte ondan bize has olan medeniyet çıkar.
Bu topraklar üzerindeki edebiyatımızın ilk ve hâlâ en büyük şairinin şiirlerinden gözyaşını çıkarırsanız, onu, yani Yunus’u kaybedersiniz. Gelin onun yüreğimizin en derin hücrelerine nüfuz eden mısralarından sadece birkaçını okuyalım:
Aceb şu yerde var mola/Şöyle garib bencileyin/Bağrı başlı gözü yaşlı/ Şöyle garib bencileyin
Söyler dilim, ağlar gözüm/Gariblere göynür özüm
Taşdun yine deli gönül sular gibi çağlar mısın/Akdın yine kanlı yaşım yollarımı bağlar mısın?
Gözlerimin kanlı yaşı ırmak olur çağlar mısın?
Karlı dağların başında salkım salkım olan bulut/Saçın çözüp benim için yaşın yaşın ağlar mısın?
Yunus söyler sözü kan yaşıla doldu gözü/Bilmeyenler ne bilsin bizi bilenlere selâm olsun...
Gözyaşına bigâne olanlar, her hüznü, her gözyaşını samimiyet testine tabi tutarak hüküm verenler bizden, medeniyetimizden bibehre zavallılardır.
O zavallıların siyaset pazarının çığırtkanları olması, şu sıralar rayiçlerinin yüksek olması sizi yanıltmasın. Hele bunlardan biri var ki, onu türkçe tesmiye etmeyeceğim, layık olduğu vechile “zavallı arlekino” diyeceğim.
Adı Vur-al ya! Sağa saldırıyor, sola saldırıyor. Bu zavallının gözyaşıyla hiç tanışmadığından şüphe yok. Bu adam, hep yalakalık mahzenlerinde dolaşmış, yaltaklanmayı iş edinmiş, böylece milletvekili ve bir teşehhüd miktarı bakan bile olmuş. Daha ne olacak? Devlet (tabii Bahçelievler devleti) meddahlığı yapan, süfli bir milliyetçilik söylemi tutturan, partinin zaferi için her türlü çarpıtmayı, yamultmayı, sahteciliği mübah sayan bir arlekino.
Oturulup ciddi bir şey konuşulamaz onunla, milletin, vatanın yakıcı umumi hüzünleri üzerinde durulamaz.
Bu adam gözyaşını bilmez, gözyaşı dökenlerin kadrini bilmez.
Gözyaşı dökenlerin kadrini bilmeyenler, gerçekte bizi, özümüzü, binlerce yıllık asil hüznümüzü bilmez!
Ona, onun gibilere kızmayalım; acıyalım, onun için, onlar için gözyaşı dökelim...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.