Gidişat fevkalade...
Başıbozuk teamüller artık kolay kolay işlemez...
AK Parti (İlk defa bu şekilde yazıyorum... Çünkü hak edildi) değme kahramanların yapamayacağı bir harekete parmak bastı...
Teamüle aykırı imiş...
Kanunun olduğu yerde keyfi teamül mü olurmuş? Olursa birileri çıkar alt/üst eder o teamülleri...
Çok mu iyi oldu?
Evet çok iyi oldu... Bundan böyle muhtemelen “hayali irticacı” kovalamaktan vazgeçecek ekipler gelecektir... Sivil iradeye saygılı, kanun önünde hesap verecek komutanlara susamıştık...
Başörtülüleri, sakallıları, bıyıklıları, eli tesbihlileri garnizon kenarından dahi geçirmeyen zihniyet mutlaka değiştirilecektir...
Baykal’ın uçkur kordonundan tutunca hayal bile edemeyeceği irtifaya yükselen vıdı vıdıcı başkan çok endişeli... Başka bir söz bulamadı, “Bu iktidar gitmeli” diyor...
Niye derseniz?
Bazı üniformalıları üzmüş AK Parti iktidarı...
Çıkacağı yere kadar çıktı... Daha yukarısı yoktur artık... Düşerim diye korkuyorsa, korktuğu yakında başına gelebilir...
Ohalcı, askerci, cenaze milliyetçisi parti başkanı daha heybetli...
İktidar ile hükümet savaşıyormuş...
Galiba savaş hastalığına yakalanmış bizim tilki işareti yapmakla maruf eski dostumuz... Söylediği gibi askerle hükümet arasında savaş çıktıysa şimdiden yenilecek taraf belli... Birinin elinde tank, tüfek, top, uçak, nihayetsiz asker gücü var... Diğerinin elinde sadece kanun...
Netice malum değil mi?
Çığlığa, öfkelenmeye hiç gerek yok...
Medya soruyor:
Ne olacak bundan sonra?
Olan oluyor, olması gerekenler teker teker olacak muhtemelen...
Bir generalin emekliliğini istemesi Türk ordusunun yenilgi aldığı anlamına gelmez... Üstelik emeklilik isteyenin göreve getirilmeyen arkadaşı için fedakârlıkta bulunduğu da şüpheli...
Acaba bir mezhebi dayanışma mıdır... Şeyhe, dedeye bağlılık işareti mi? Konuşuluyor bunlar maalesef...
Esas merak edilecek, üzerinde durulacak konu, terör bölgesinde askerlerimizin baskın üstüne baskın yemeleri... Gencecik ana kuzularının nahak yere katledilmeleri ve buna alakasız kalan idareciler...
Milyona yakın subay ve erden oluşan ordu... Jet uçaklarla, helikopterlerle, tanklarla, toplarla, füzelerle donatılmış, dünyanın en güçlü 10 ordusu içinde kabul edilen, ancak üç/beş kıçı kırık teröristin baskın üstüne baskın tazeleyip, zayiat vermeden kaçmaları düşünülmez, fakat iki generalin siyaset yaptığı için terfi edemediği gündemden çıkmaz, durur...
Bizim topraklarımızda, bizi vuruyor eşkıya...
Bizim askeri komutanlarımızın yakınları Ankara-İstanbul, Antalya-İzmir gibi rahat bölgelerde, analarının ayakları ucunda askerlik yaparlar... Adalet bunun niresinde? İnsaf yok mu müsebbiplerinde?
Hadi onlar neyse ne, ya parti genel başkanları hiç mi bu çarpık durumu görmezler, vicdanları sızlamaz? Yoksa şehit cenazelerinde slogan atmanın, haykırmanın getirisi çok mu?
Yıllar önceden değişmesi gereken gereksiz teamüller geç de olsa değiştirilmeye başlandı. İnşallah daha da fazla değişir...
Askerden fazla askerci siyasilere ne oluyor?
Acaba muhbirlik yaparak bazı bilmediğimiz imkânlara mı kavuşuyorlardı... Dörtyol’da olduğu gibi...
Askere muhbircilik yapan kahraman evladımız kendi deyimi ile arabasını “Ver” deyince PKK elemanlarına veriyor, aynı araba ile dört polisimiz şehit ediliyor... Yiğit partilimiz ne hikmetse bırakılıyor ve sağ-salim dönüyor mekânına... İlk ifadeyi de şehir içinde polise değil jandarmaya veriyor... Fena kokular geliyor fena...
Gazeteler generaller arasında bir takım baskılardan söz ediyor... Baskılar “istifa” üzerine... Tabii dayanamayan “pes” çekiyor...
Bazı kesimler, “Bu kadar şehit verilmesinin sebebi nedir?” deme erdemini gösteremiyor... “Birinci tehdit irtica” kaç kişi katletti sorusu dahi sorulmuyor... Sadece teamüllerin çiğnendiği gündemde... Bence bütün teamüller devre dışı bırakılmalı... İstifa edenler etsinler... Her mevkie bir alt dereceden dahi atama yapılabilir... Hem de bugünkünden daha aktif, akıllı, cesaretli olacaklarını tahmin ediyorum...
AKP’ye bakar mısınız? Bir anda AK Parti’leşti benim nazarımda...
Ohal’cı, askerci, muhbir yiğitler
Nasıl temizlenir bu kir yiğitler
Şehit cenazesi, slogan ne iş
Cevabını nasıl verir yiğitler?