Referandum ve demokrasi
12 Eylül 2010 tarihinde “Referandum” ile oylanacak “Anayasa Değişiklik Paketi”nin aslında Türkiye’nin AB standartlarını yakalamak için çıkarmak zorunda olduğu yasal düzenlemeler olduğu ortaya çıktı. Değişikliklerin aslında Türkiye’nin “AB Katılım Ortaklığı” belgesi ve “İlerleme Raporları”nda yer aldığı açıktır.
1982 Anayasası darbe anayasasıdır. 12 Eylül Sistemi topluma, siyasete ve demokrasiye inanmıyordu. Siyasal unsurların değil, yöneticilerin, atanmışların yani bürokratların kontrol edeceği bir düzen istiyordu. Siyasi bilimde bunun adı “Korporatizm”dir. Kuvvetler ayrılığı 1982 Anayasasına göz boyamak için kondu. Asıl gaye yasama ve yürütmeyi sürekli imtiyazlı bürokrat ve yargı ile denetlemek idi. Aslında denetlemek adı altında yasama ve yürütmeyi “gemlemek” idi. 1982 Anayasası “Devletin Kutsallığı” temeli üzerine bina edilmiştir. Ferdin “vatandaşın” dışlandığı bir anayasa ile demokrasi ve sivil toplumdan söz edilemez. Bir hukukçu gözü ile 1982 Anayasası asla demokratik değildir. “İdeolojik”tir. Maalesef 12 Eylül Anayasası ‘devlet’i kutsal kabul ettiği gibi vatandaşı da potansiyel tehlike sayan bir anlayış üzerine bina edilmiştir. Anayasa değişiminde çoğunluk genç olan demokrasi isteyenlerle, vesayet rejimini ve darbe anayasasını savunan oligarşik entel zümre arasında mücadele vardır...
1982 Anayasası ile “vesayet rejimi” doruk noktasındadır. Ve darbelere de açıktır. “Demokratik devlet güneş gibidir. Işığını verirken çiçek ayırmaz” ama bugüne kadar hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukuku ile halk hukukun nimetlerinden mahrum edilmiştir. Yargıda hiçbir kuruluş hukukun üstünde olamaz. Ama Tanzimattan bu yana bazı kuruluşlar hukukun üstünde ve hukuku yönlendiren olmuştur. Demokrasi taraftarı olmak sözde değil özde ve uygulamalarda belli olur. 12 Eylül 1980 darbe mağduru ve yıllarca cezaevlerinde işkence gördüğünü söyleyen “ülkücü”ler anayasa paketine destek verdiklerini söylemektedirler.
“Yargı her işe müdahale ederse yargıçlar devleti olur... Darbe sistemi ancak demokrasi ile çöker... 150 yıllık Anayasa Geleneği içinde halkın katılımı ve demokratik yöntemlerle anayasa yapılmadı... Referandumdan sonra iptal söz konusu olamaz... (Anayasa Hukukçusu ve Venedik Komisyonu üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun)
The Economist’e göre anayasa değişimine karşı çıkanlar muhalefette kalarak iktidar olamayacaklardır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.