AK Parti’deki sıkıntılar...
Geçen hafta yaraya tuz basmışız...
Evet; karizmatik liderinin dört dörtlük performansıyla sürüklediği Ak Parti’nin “detaylarındaki” sıkıntı; tespit ve tahmin ettiğimizden de büyükmüş!..
AK Parti’nin bilhassa taşrasındaki sıkıntıları;
Gaziantep-Şahinbey, Mersin, Diyarbakır, Yozgat-Yerköy, Şanlıurfa misallerini öne çıkartarak vermemiz üzerine “tespit raporları” yağmaya başladı.
Anadolu’nun dört bir yanındaki Vakit temsilcileri, yerel siyasetteki gelişmeleri yakından takip ediyorlar.
Bunun yanı sıra; yıllardır bize yazmakta olan kadim okuyucularımız da bölgelerinde olup bitenleri anı anına yansıtmaktalar.
Eh, başka kaynaklarımız da var.
Birtakım sonuçlara ulaşıyoruz...
•
Elimin altında; adeta referandumdan hayır çıkması için çaba gösteren “AK Parti İl Başkanları” ile “Belediye Başkanları”nın listesi var.
İlginç bir durum; MHP’nin görece güçlü olduğu bölgelerde, MHP ile fazla ters düşmemeye özen gösterme durumu var gibi.
Buralardaki “bazı” Belediye Başkanları, ellerindeki imkanları Başbakan’ın bütün gayretiyle asıldığı referandumdan “evet” çıkmasına katkı için kullanmaktan ısrarla kaçınıyorlar!..
•
Bunlardan biri ile geçtiğimiz günlerde bayağı bayağı atıştık.
İlçesine referanduma destek konferansı vermek için gelen aydınlara Belediye’ye ait salonun tahsisatında bin bir güçlük çıkartmasının; ses düzeni bozuk, kirli paslı, bu sıcakta klimasız salon için tertip heyetinden fahiş fiyat istemesinin sebebini sorduğumuzda...
“Biz kimseye ayrıcalık yapmayız. ‘Evet’ için de gelen bir, ‘hayır’ için de” karşılığını vermez mi...
•
Yo, hayır!..
Birileri, Anayasa referandumu tartışmalarını bahane kılarak, Başbakan’ı Yüce Divan’a göndermekten bahseder; Başbakan da bu saldırıya; “Beyaz gömlek” metaforuyla karşılık verirken...
Bazı AK Partili Belediye Başkanlarını’nın sözümona “objektif” takılmasını “tabii bir durum” olarak görmek mümkün değil.
•
AK Parti evet; kitle partisi...
Sözgelimi, bir Saadet gibi BBP gibi üç aşağı beş yukarı aynı dünya görüşünü paylaşanları bünyesinde toplayan bir parti değil.
Lâkin AK Parti; bir Anavatan, bir DP, bir DYP de değil.
Vatandaşla;
Menderes’ten, Özal’dan, Erbakan’dan ve tabii kendinden birer parça bulduğu Erdoğan arasındaki bağ çok kuvvetli.
Bu referandumun sonucunu da büyük ölçüde; “Erdoğan’ı sevenlerle sevmeyenlerin” çekişmesi belirleyecek.
•
Koca parti bir kişinin sırtına binmiş gidiyor...
Ve maalesef Türkiye de Erdoğan’ın sırtında!..
•
Bir sistemin en güçlü tarafı aynı zamanda en zayıf tarafıdır.
Ne demek bu?..
Şu demek: Sizi ayakta tutan salt ekonomik güç ise, parasız kaldığınızda hiç olursunuz!..
Güzellik ise, solduğunuzda!..
•
Çok güçlü, karizmatik bir lidere sahip olmak AK Partilileri ferahlatıyor olabilir.
Bense...
Çok fazla derinlere dalıyor; fena inceliyorum...
Ve teşkilatta, belediyelerde pek çok sıkıntı görüyorum...
AK Partide siyaset yapan çok da...
Erdoğan ve onunla birlikte çalışan üç beş kişinin dışında...
“AK Partili” yok gibi!..
•
Referandum’dan açık ara “evet” çıkmasını
çok önemsiyorum...
AK Parti çevrelerindeki “gevşeklik” beni endişelendiriyor.
“Satışa hazır” çok adam var, çok!..
ERBAKAN HOCA VE LÂTİF ABİ
Sabah “parti”den arandım;
Sayın Abdüllatif Şener, Muhterem Erbakan Hoca’yı ziyaret edecekmiş!..
İlginç...
Sayın Şener, bir ara Saadet Lideri Numan Kurtulmuş’la birlikte hareket etmek istedi.
Birkaç aracı da gitti bu iş için Sayın Kurtulmuş’a...
Lâkin; olmadı.
Sayın Kurtulmuş; Eski AK Partili Bakan’ın tutum ve davranışlarını “tutarlı” bulmadığı ve hareketine fayda sağlayacağına inanmadığı için ‘olacak’ bu yaklaşıma karşılık vermedi.
Şimdi ise...
Görüşme işte...
Senaryosu şu:
Hoca; Şener’in Refah Yol’un Maliye Bakanı olarak bilhassa Havuz Sistemi uygulamasındaki başarılarını övdü.
Denk Bütçe başarısını hatırlattı.
Ve kendisinden daha birçok “hizmet” beklediklerini belirtti.
Şener de “İnşallah Hocam” dedi.
İçeriği bildiğimden değil bunlar, tahmin benimkisi!..
•
Önder Sav’dan sonra...
Ümidimiz Latif Abi!..
Şarabın tadından gayrisini,
pek iyi bilir abi!..