Dokunulmazlıklar kalkarsa neler olmaz?
İki kelimeyi bir arada telaffuz etmekten aciz, yaşlı adam “Söz verildi amma dokunulmazlıklar niye kalkmadı?” diyor...
Adama dokunulmazlığı tarif et desen, edemez... Amma hayırcı cephe ikna etmiş, eline bu bahaneyi almak suretiyle “hayır” oyu vereceğini aşikâr ediyor...
10 senedir oy kullanmıyordum... Sırf askeriyenin ve yargının demokrasi çizgisine çekilebilirliği varsayımı ile EVET oyu verecektim Anayasa değişikliği oylamasında...
CHP 1950 yılından bu yana iktidar olamadı... Ya da Türk milleti CHP’yi iktidar yapmadı...
Yıllar önceden bir kampanya başlattılar... “Dokunulmazlıklar kalksın” dediler, diyorlar, diyecekler...
Haklı bir istek CHP için... Çünkü seçim yoluyla iktidar olmaları asla mümkün değil... Dokunulmazlıklar kalkarsa, halkın seçtiği iktidarı bağımsız yargıçlar azami 3 ay içinde alaşağı ederler, CHP’ye gün doğar...
AK Parti bunu ya görmüyor, ya da aklı ermiyor ki, doğru dürüst bir cevap vermiyor...
Benim dokunulmazlık taşıyan ne akrabam, ne arkadaşım, ne de dostum var... Sırf demokrasi ve ADALET hakkı için bu konuyu yıllar yılı gündeme getirdim, gerekçelerimi saydım ki siyasi iktidarlar uyansın diye...
Farzımuhal dokunulmazlıklar kalksa, AK Parti’yi ayakta bırakır mı bağımsız(!) yargıçlarımız?
Amma niçin bu konuyu işlemiyor siyasi iktidarın başı ve diğer kolları?
Diyecekleri gayet basit:
“Beyler, Cumhurbaşkanı seçiminde Anayasa’ya, kanunlara, teamüllere ters düşen ‘367’ kepazeliğini anında kabul eden yargıya nasıl güveneceğiz?
Sıradan bir hakim çıkıyor, Anayasa ve kanunlarla statüsü belirlenmiş Cumhurbaşkanı “yargılansın” diye siyasi cinayet teşebbüsünde bulunuyor...
Bu yargı dururken dokunulmazlık kaldırmak, ancak ve ancak CHP ile yandaşlarına yarar...
TBMM’nin 411 oy ile kabul ettiği kanun değişikliğini Anayasa Mahkemesi’nin 9 üyesi ceffelkalem silip atıyor...
Böyle bir yargıya kuzu teslim edilir mi? Edilirse ne hale düşer?
Milletvekili dokunulmazlıkları kalktığında siyasi otorite haline getirilmiş yargımızın güzide mensupları AKP avına çıkmayacaklar mı?
Benim iddialarım varsayım değildir...
Mehmet Haberal’ı tahliye etmediler diye kendi meslektaşlarını, yani galiba 9 hakimi tazminata mahkûm eden hakimler kimlere ne yapmazlar?
Bunlar aklıma gelen örnekler...
Suç örgütü sayılarak Silivri’de yargılanan Ergenekon mensuplarına kol/kanat gerenlere müsamaha gösterilirken, makul eleştiri çizgisinden taşmayan makale sahipleri veya gazete yöneticileri hapse, tazminata mahkûm edilerek susturulmaya çalışıldığı yazıldı/çizildi, kulağı olan duydu, okur/yazar olan okudu, gördü...
Netice nedir?
Ne olacak, eleştiri yapmanın bile risk taşıdığı bir ülkede daha fazla ifşaatta bulunmak mümkün mü?
AK Parti bunları dile getirse zarar mı eder?
Başbakan mitinglerde Dersim Masalcısı’na laf yetiştireceğine, biraz olsun bu konulara eğilse, benim işaret ettiklerimden kat kat fazlasını “Dokunulmazlıklar niye kalkmıyor?” diyenlerin gözüne soksa olmaz mı?
Öteki “Hayır” diyecekmiş, beriki “Evet” diyecekmiş... Beni hiç ilgilendirmez çetele tutmalar... Ben vicdanımın emrine uyarak EVET diyeceğim...
Belki de bu son sandığa gidişim olacak... Çünkü partilere de güvenim yoktur...
Niçin mi EVET diyeceğim?
Yukarıda saydığım hukuksuzluklar düzelebilir kanaatiyle...
Gelecek yıl seçim var... Allah beni o güne sağ çıkarırsa, bugün olduğu gibi sandık başına gitmem ve oy kullanmam...
Görevden kaçtığım yok...
Vatandaşlık görevim diyor ki, “Hiçbir noktayı yerinden kaldırmaya, veya yeni bir nokta koymaya gücün kâfi gelmiyorsa, katılma idraksizler içine...”
Yine de anlaştığımızı sanmıyorum...
Ohal’cı ve masal’cı âli gayret içinde
İmralı misafiri hayli savlet içinde
Cem’i caiz olmayan patronlar bir arada
Şaşırdı Türk milleti herkes hayret içinde.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.