Türkiye meseleleri üzerinde ciddiye alınmayacak kişilerden birisi de Hüsamettin Cindoruk’tur. Lakin adam ne ediyor ne yapıyor, öyle oyunlar sergiliyor ki, esas oyuncuların adına sahneden hiç inmiyor.
Bir ayağı değil, iki ayağı da çukurda olan bu kişi, eğer ülkede kendinden söz ettirebiliyorsa, onu kullanan ve onun kullandığı adamlara dikkat etmek lazım. Onu kullanan Süleyman Demirel, Cindoruk’un kullandıkları da Demirel’den geri kalan birkaç kişi.
Demirel ve Cindoruk, hayatları boyunca toplumun çeşitli kesimlerinden belli çevreleri hep çok iyi idare etmişlerdir. Bu başarılarında Mason olmaları önemli bir rol oynar. Mesela Demirel yıllarca bir kısım Risale-i Nur talebelerini çok iyi abluka etmiştir. Sıra Cindoruk’ta.
“Bediüzzaman Said Nursi Hz.lerini anlayan ve idrak eden hiçbir Risale-i Nur talebesi, Demirel ve Cindoruk’un peşinden gitmez. Bu anlayış, Üstad Bediüzzaman’a ihanettir. Alnı secdeye giden bir Risale-i Nur talebesi, Cindoruk’la aynı kefede olamaz.”
Bu ifadeler bana ait değil. Söyleyecek olsaydım ben de bundan farklı laflar etmezdim. Bediüzzaman yaşasaydı, Cindoruk gibi birinin nefes alıp verdiği şehirde dahi oturmazdı ama ne yazık ki, Risale-i Nur’lardan nasiplenememiş küçük bir grup, hâlâ onun peşinde ve Referandumda “Ret” vermek için mücadele ediyormuş.
“Düğünlerinde, cenazelerinde, bayramlarında, namazlarında birlikte olabilecek, başına bir dert geldiğinde kapısını çalabilecek elli yıllık dava arkadaşlarını reddetme pahasına, tüm değer yargılarını ayaklar altına alarak Cindoruk’tan yana tavır koymaları anlaşılamıyormuş.”
Bu ifadeler de bana ait değil. Risale-i Nurları anlayan ve idrak eden samimi Nur talebelerinin takip ettiği bir haber sitesi var. Adı “Risale Haber.” Risale Haber, referandum için bir anket yapıyormuş, ankete katılanların tamamı Nur talebeleriymiş ve şu ana kadar çıkan sonuca göre “Evet” oylarının oranı yüzde 82 civarındaymış.
Doğru olanı da budur. Bediüzzaman Said Nursi Hz.leri bütün ömrünü “insan hak ve özgürlükleri” için harcamış birisidir. Bediüzzaman Said Nursi Hz.lerine hayatı zehir edenler, işte bugünkü “Ret Cephesinin” o günkü ağa babalarıdır. “Bu gerçeği bilmeyen bir Risale-i Nur talebesi olabilir mi” diye, Nur talebeleri birbirine sormakta ve şu yorumu yapmakta.
“Üstad Bediüzzaman mektuplarının pek çoğunda Masonlara vurgu yapar ve tehlikeli olduklarını söyler. Ama ne gariptir ki, küçücük bir grup da olsa bazı arkadaşlarımız farkında oldukları tüm hakikatleri bir tarafa iterek, Masonlardan medet ummaya devam etmektedirler. Mason çevrelerin emirlerine harfiyen uyup, referandumda ‘ret’ oyundan yana olmaları izah edilemez ilginç bir durumdur.”
Adalet Partisi’nin gençlik kolları olarak kurulan Hürgenç diye bir teşkilatları vardı. Bir dönem bu gençlik kollarının genel başkanlığını yapmış, Demirel’in sağ kolu ve Nur talebelerinin de önde gelen isimlerinden Abdurrahman Iraz, Demirel’i veya Cindoruk’u destekleyen malum çevrenin yüzde beşi geçmeyeceğini söyledi.
Demem o ki, Masonlar bu işi nasıl hallediyor ve beceriyorlarsa, toplumun her kesiminden az ya da çok kendilerini destekleyecek birilerini buluyor ve onları meydana sürerek oyunu seyrediyorlar. Hâlbuki Cindoruk, Bediüzzaman’ın nereli olduğunu bile bilmez.
Mesela Cindoruk denilen şahıs, yıllarca Türkiye’yi “Menderes’in avukatıyım” diye kandırdı ve herkesi inandırdı. Demek bu Masonluk ayrı bir okul ve çok enteresan bir teşkilat. Demirel öyle değil mi? Demirel de yıllarca bir kısım Nur talebelerini aldatmadı mı? Aldattı. Aldananlar geç ya da erken oyunu fark ettikleri için terk etmediler mi? Ettiler. İnatla direnen ve terk etmeyenler de şimdi Cindoruk’un arkasından gidiyorlar.
Kısacası; Bediüzzaman gibi “asrın imamını” anlayan ve idrak eden hiç kimse, bu referandumda “ret” veremez. Hakiki nur talebeleri böyle söylüyor.