HSYK’da son sirtaki!
Aslında “son tango” denilmesi beklenirdi! Fakat, bu iki kişiyle oynanan modern Latin dansından çok, belki kökü ta Bizans’a dayanan, bizim kasap havasına da benzeyen Yunan-Arnavut karışımı bir dans daha fazla yakışır malum kuruma...
HSYK herkesin malûmu. Onun güya “seçilmiş” ekibi de çok maruf... En maruflarından biri de Ertosun’dur. Bu senenin “Adli ve idari yargı yaz kararnamesi” uzayınca, ilk ses ondan çıktı. Gazete haberlerine göre, “bazı davalara el attık” demiş. Bazı davaların hangileri olduğu cümlenin malûmu! Türkiye’nin karanlık geçmişini deşifre eden, dokunulmazlara dokunan “Ergenekon davası” en başta geliyor.
HSYK şu anda son kararını veren bir kurum. Bir ay sonra başka bir HSYK olacak. Bu hırs neden? Bu giderayak iş bitirme pişkinliğinin sebebi ne?
Burayı stratejik bir yer olarak gören ideolojici ve Alevici kesimler, kurulu kendi yandaşları ile doldurdular. “Bu kadar tesadüf de olmaz!” dedirtecek gerçek bir kadrolaşma!
Suyun başını tutunca, yargıyı belirlemek normal bir hâl oluyor. Bu yüzden Türkiye yargısının adalet temelli değil, ideoloji temelli tarafgirlikle malûl olması kaçınılmazlaşıyor.
“Yargının bağımsızlığı”, HSYK’nın sürekli ve ağır vurgusu. Fakat, tarafsızlık mevzu bahis olunca, “Biz ideolojiden yana tarafız” deniliyor! O kutsal ideoloji, Türkiye’nin oligarşik sisteminin hükümranlığına hizmet ediyor.
Prensip şu: “İdeoloji söz konusuysa, adalet teferruattır.”
Bu ilkenin Türkiye’de yargının resmî sloganı olduğuna inanmamak için bir sebep yoktur. Son zamanlara kadar yüksek yargı kurumlarının başları, açılış konuşmalarında, şatafatlı törenlerde bu hususun altını hep ısrarla çizmişlerdir.
Ülkede adalet ihtiyacının tavan yapması, bu ideolojikleştirme ile paralel yürümüştür. Sonunda, o raddeye gelmiştir ki; HSYK’nın yapısının değiştirilmesi, daha demokratik bir seçim mekanizmasının oluşturulması şart olmuştur.
HSYK eğer, mutedil davransa idi; ideolojik ve mezhebci ayrımları ayyuka çıkarmadan işlerini yürütse idi, belki de yapısının değiştirilmesi gerekmeyebilirdi. Fakat son yıllarda, HSYK ideolojiye dayanarak suç işleyenlerin göz diktiği tek merci haline geldi. Bu beklentiler, kurulu iyice yordu ve yıprattı. Hele internete düşen ses kayıtları, kurul içinde dönenleri, herkesin gözünün önüne serdi. Vatandaş gördü ki; kayırılan mahkûmlarla hakimler sarmaş dolaş.
Anayasa Mahkemesi ile aynı kaderi paylaşan HSYK’nın “seçilmiş” üyeleri, Anayasa Mahkemesi üyeleri kadar basiret gösteremediler. Anayasa Mahkemesi, referandumu engelleyecek yaklaşımları benimsemediğini göstererek tavrını ortaya koydu; bir bakıma CHP ile yollarını ayırdı. HSYK ise giderayak hâlâ iş bitirmeye çalışıyor!
HSYK’da son sirtaki! Oyun ağırdan başlıyor ve sürekli hızlanıyor. Bizim “bozuk” denilen sazdan aparılmış “Yunan sazı” “buzuki”nin ritmine kendini kaptıran birbirlerinin omuzlarına el atmış üyeler, baş döndürücü bir hızla son oyunlarını oynuyorlar.
Son figür, HSYK’nın mevcut üyelerinin, “eyvah” makamında kıçlarını şaplaklaması olacağa benziyor!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.