PKK Önce Müslüman Olsun 3
Her Müslüman bilir ki cihadın amacı İslam’ı hakim kılarak Allah Teâlâ’nın rızasını kazanmaktır.
Dini bir kaygı gütmeden, malını mülkünü, bağını bahçesini korumak için savaşan, cihat sevabı alamaz. Cihatta “önce vatan” demek bile doğru değildir. Öyle olsaydı vatanı için savaşan Yunanlı, Amerikalı veya Avrupalı da cihat emiş olurdu. Tabi bunların askerleri de savaşta ölünce şehit olurdu. Oysa şehadet İslamî bir kavramdır. Gayr-ı Müslim ile şehadet ve şehidin ne alakası olur?
Vatan, bize göre önce içerisinde rahatlıkla dini yaşamak için vardır ve bu amaçla savunulur. Yoksa her insan haklarına saygılı ve hukukun üstünlüğü içinde yaşanan yer vatan değildir. Yerimiz dar olduğundan yazamadığımız Kuzman’ın durumunu bilirsiniz. Hatırlatıp geçelim.
Peki, PKK’nın savaşarak bu ülkede Müslüman kanı dökmesinin amacı şeriatı getirmek midir? Milletin işlerini fetvaya göre düzenlemek midir? Kavgasında din iman var mıdır?
Ne gezer? Buna kimse “evet” diyemez.
Öyleyse dini istismara utanmaz mı?
Dinsiz bile olsa adam mert olmalıdır ve din istismarına tenezzül etmemelidir. PKK bu propagandasıyla bir kere daha aşağılanmayı hak etmiştir.
PKK dini dışlayan bir örgüttür. Marksist, Leninist, sosyalist, düşman ekmeğiyle beslenen bir ırkçı terör örgütüdür. Sayılan dinsizliklerini bir kenara bırakalım, sadece kimden olursa olsun ırkçılık için savaşanlar hakkında Sevgili Peygamberimiz Efendimizin (a.s) “lanetlenmiştir ve bizden değildir” sözünü iyi düşünüp değerlendirmek yetmez mi bir müslümana?
PKK’da hem ırkçılık var, hem de dinsizlik var. Öyleyse fetva ile işi ne, ülema ile ilgisi ne?
Ona bu fetvayı veren cahillerin dinle, hocalıkla, alimlikle alakası ne?
“Yok PKK zulümle savaşıyormuş, yok hak alıyormuş.”
Kan sidikle yıkanmaz.
Lenin, Stalin, Mao, Kastro da mı Müslüman? Onlara da “hareketleri meşrudur” diye fetva veren din haini alim geçinen cahiller çıkacak mı?
Şunu bilelim ki, PKK ayrı bir şey, Müslüman Kürt kardeşlerimiz ve onların birer insan olarak temel hak ve hukuklarını aramak ayrı bir şeydir. Biz PKK’yı kınadığımız kadar, mazlum Kürt kardeşlerimizi sever ve haklı çabalarında onları destekleriz. Kaldı ki acaba bu zalim sistemde mağdur ve mazlum olmayan var mı ki? Türkler de mazlum ve mağdur maalesef, Kürtler de, başkaları da...
Bu ülkede yanlış zemine oturan devlet zamanında maalesef “batıcılık” adına bu ülkede yaşayan bütün insanların birçok temel hak ve hukukuna, bu arada Kürtlerin de birçok hak ve hukukuna tecavüz etmeseydi, kim bilir, belki de PKK ve daha başka terör örgütleri hiç var olmayacaktı. Belki de onu var eden bu sistemin ta kendisidir. Bu günlerde çok sır açığa çıkıyor. Bunun da ucu gözüktü zaten…
Evet, bu ülkede yaşayan herkes eşit olmalı ve insan hak ve özgürlükleri herkese verilmelidir. İşte hükümet bunların çoğunu gündemine almıştır. Hala ne diye kan döker bu zalim örgüt?
(Bu yazı ateşkes ilanından önce yazılmıştı. Bu konuyu da yazdık. Bu yazı dizisinin sonunda yayınlayacağız inşallah)
Sahi bu hak vermede bir adım olan referanduma neden boykot eder PKK?
İşte suçüstü yakalanmıştır o samimiyetsizler. Amaçları hak almak değil, kan dökmektir.
Her şey birden olmaz. Adım adım, aşama aşama, tedricen olur. Her şeyi bir anda istemek, işi yokuşa sürmek ve aslında hiçbirşey istememektir.
İşte referandum da bu hak ve özgürlükleri elde etmede az yada çok bir adımdır.
Bu aynı zamanda bir samimiyet testidir de…