Türklere Ve Kürtlere Ortak Çağrımız
Bu PKK’nın sözde alimleri ve fetvası hakkında dördüncü yazımızdır. Ama hitabı biraz geniş tuttuk ve dedik ki, Kürt, Türk, Arap… fark etmez, Her Müslüman için Allah Teâlâ’nın şu ayeti çok önemlidir:
“Sakın zalimlere eğilim, yakınlık göstermeyiniz. Yoksa cehennem ateşi yakalar sizi; Allah'dan başka bir dostunuz, bir dayanağınız yoktur. O zaman O'nun yardımını göremezsiniz.”(Hud 113.)
Allah Teâlâ zulüm yapmış, hak hukuku çiğnemiş, canlar ve mallara, ırz ve namuslara tecavüz etmiş olanlara çok açık olarak “rükun etmeyin” diyor.
Ne demek “rükün etmek”?
Yani, “zulüm ve haksızlık yapanlara herhangi bir şekilde sevgi duymayın, destek vermeyin, yakınlık gösterip yaltaklanmak şöyle dursun, meyil bile etmeyin, yüz vermeyin, ilgi göstermeyin. Değilse size ateş dokunur, cehennem çarpar” demektir.
Ayetin devamındaki mesaj da açıktır: “Üstelik siz Müslümanların Allah'tan başka dostlarınız yoktur, başarılı olmak istiyorsanız, ondan başka rab’lerden uzaklaşmalısınız.”
Burada “PKK Cehennemdir” diye bir yazı yazmıştık. Özellikle Kürt kardeşlerimiz o yazıyı bir kere daha okumalıdırlar.
Sonuç itibariyle PKK dış güçlerin oyuncağı, “gavur ekmeği” ile beslenen kan dökücü zalim bir taşeron terör örgütüdür. Başarıya ulaşması da mümkün değildir.
Ondan medet bekleyen Müslümanların bilmesi gerekir ki Allah Teâlâ’nın yasakladığı bir yoldan hayır gelmez. Her halükarda zalimleri sevmek ve desteklemek, dine ters düşmektir ve cehennemde yanmaya razı olmaktır. Allah Teâlâ’ya ve ahirete iman edenler bunu iyi düşünmelidirler.
Bu yüzden çağımızın büyük âlimi Yusuf el-Kardavî PKK için “terörist” görüşünde haklıdır.
Bunun karşısında duran ve “Bu nedenle haklarını elde etmek için PKK’nın yürüttüğü mücadele meşrudur” diyen birisi asla bir İslam âlimi olamaz. Nitekim bize gönderilen mailde bir isim de verilememiştir.
Bunun ötesindeki “Türkiye'de sayıları 20 milyonun üzerinde olan Kürtlerin” gibi yalan ve yanlışlar bizi pek ilgilendirmiyor. Hele de kan dökmenin adına “barışçıl çözüm çağrıları” demeleri tiksindiriyor. Ama cevap vermeye değer bulmuyoruz.
PKK başka bir şey, mazlum Kürt halkı başka bir şeydir. Elbette bizler mazlum Kürt kardeşlerimizi sever ve destekleriz. İslam mücadelesinde ayrımız gayrımız yok ki. Said Nursi, Şeyh Said, Es’ad Erbili ve daha nice mazlum Kürtlerin, tıpkı İskilipli Atıf Hocalar gibi biz Kürtlüğüne Türklüğüne bakmadan sever ve davalarını devam ettiririz. Bunlar biz Müslümanların ortak sevgililerimizdir.
Bu yüzden ne zaman PKK’nın teröristliğinden bahsetsek, bazı Kürt kardeşlerimizin de hemen “ama siz Türkler de Kürtlere sahip çıkmadınız” demeleri, hele hele zalim sistemi sanki bizmişiz gibi kabul “Türkçülük” adına onlara zulüm yaptığımızı veya yapanları eleştirmediğimizi söylemeleri hiç ama hiç doğru değildir.
Burada defalarca yazdık. Irkçılık haram kılınarak lanetlenmiş ve kimden gelirse gelsin reddedilmiştir, edilmelidir.
Biz Türkiyede yaşayan bütün halklar mazlumlukta ve mağdurlukta birbirimizle ortağız ve bu kötü vaziyeti ancak elbirliği ile yok edebiliriz. Kim daha fazla mağdur? Buna gerek var mı? Kantar mı getirelim şimdi? Gerek yok, hadi Kürtler daha fazla mazlum diyelim, ne çıkar? Neyi değiştirir?
Sonuç olarak biz Müslümanız hamdolsun. Davamız İslam’dır. Önderimiz Hz. Muhammed Mustafa’dır. (s.a.v) İlkelerimiz Kur’an-ı Kerîm’de bildirilen İslam akaid, ahkam ve ahlâkıdır.
Bir şey daha, her çeşidiyle küfür tek millettir ve biz ondan beriyiz elhamdulillah.